Soru-cevap

Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Eklenme Tarihi 1 Kasım 2011
Dün kaldığımız yerden aynen devam ediyoruz. Tabii çuvaldızı kendimize batırarak...
Hiç basın eleştirisi yapmıyorsunuz. Bunun bir nedeni var mı?
Birbirlerini eleştirerek VAR OLMAYA çalışan o kadar insan var ki inanın sıra bana gelmiyor...
Tüm neden bu mu?
Tabii ki değil... Türkiye'de basına çok büyük MERCEKLE bakılmalı. Sağlam bir hafıza, bizim sektördeki kadar KIÇ-BAŞ oynatan adamı başka bir yerde göremez... Işık hızıyla saf değiştirilir.
Dün söylenen her şey dünde kalır... Kişisel çıkarlar her türlü değerin önündedir. TAKLACININ sayısını inan hiçbirimiz bilemeyiz.
Biraz ağır olmadı mı?
Bu sözler tüm basın çalışanlarını kapsamıyor tabii... Ama sade okurun şunu iyi bilmesi gerekiyor.
Basında önemli yerlerde önemli görevlere soyunmuş insanlar vardır. Benim bildiğim, 52 özel isim başka ülkeler adına kalem oynatıyor. Bunlar için vatan-millet-maneviyat hepsi palavra...
Bu daha da ağır değil mi?
Ağır ama bazen ağır yazmak lazım. Fatura karşılığı DIŞARIYA iş yaparsan, benim gibi biri de gelip bunları yazar... Yani "Yazın yediğin hurmalar kışın ... tırmalar" durumu...
Neden böyle peki?
Güncel bir örnek vereyim. Önceki gün PARLAK bir gazetedeki bayan yazarın köşesinde belirttiği "TÜRKİYE-SURİYE" ilişkisi artçı şoklar gibi önce New York Times'a daha sonra da Haaretz'e manşet oldu. Yani Küresel MEDYA GÜCÜNÜN içeride derin ve kuvvetli bağlantıları var. Aralarındaki İLETİŞİM çıplak gözle görülemez ve anlaşılamaz.
Mesela TV ve gazeteler "SKANDAL" diye, "ŞOK" diye bir YASAK İLİŞKİ haberini duyurur. Aslında haberin altında yatan pornografidir. Ancak biz yazılanları ELEŞTİRİ gibi algılarız... Yıllarca bu metodla sonuç elde ettiler. Ama artık mümkün değil. Yine de buna inanmak istemiyorlar. Ne de olsa eski alışkanlıklar kolay bırakılmıyor. Yeni köyde eski adet olmuyor anlayacağınız...
Sadece gazeteciler mi?
Hayır. Küresel NETWORK'ten çıkması mümkün olmayan GAZETE PATRONLARI da var.
Amaç ne?
Ordu, yargı, basın, ekonomide gücü ele geçirdin mi ülkeyi ele geçirdin demektir. Bizde 60 yıldır olan bu. MİLLİ gibi gördüğümüz hatta TÜRK BAYRAĞI ile süslenmiş bazı LOGOLAR ne yazık ki dışarıya hizmet eder. Ama halk bunu çıplak gözle göremez.
Hatta onların bu vatan için çırpındığını zanneder.
Korkutucu bir tablo değil mi bu anlattıklarınız?
Korkalım diye anlatıyorum zaten. ABD'li çok etkin bir adamın EVİNDE YATIYA KALIP (BATI'da kolay kolay kimsenin evinde kalamazsınız) Türkiye'de proje satmaya kalkarsanız, dünyanın her yerinde size şüpheyle bakarlar. Sadece burada sırtınız sıvazlanır.
Noel Baba gibi dolaşarak olmuyor bu işler... Yıllardır MÜSTEMLEKE muamelesi görüyor bu halk.
Unutmadan söyleyeyim, bizim bu acar gazeteciler kendileri gidip "BENİ KULLANIN" diyor.
Wikileaks'te bir kısmını gördük zaten... Utanması gereken çok insan var... Bir de Wikileaks'te olmayan BÜYÜK TURPLAR... Yakında bunları da göreceğiz..
Büyük turp?
Yakında ünlü bildiğiniz, sokağa çıksa peşinden gideceğiniz bazı isimler daha sahneden çekilecek.
İsim vermek istemiyorum. Onlar kendilerini biliyor.
Çünkü içlerindeki AKİL ADAMLAR yavaş yavaş ait oldukları cephenin yenildiğini görüyor.
Bu kadar EĞİTİMİ boşuna almadılar. Aptal değiller... Ayrıca patronları onlardan önce HÜKÜMET'le el sıkışmak için harekete geçti bile... Bu gol onlara yeter de artar...
Anlaşma oldu mu?
Anlaşma olmaz. Kimse aynı suda iki kere yıkanmaz. Birine inanmak için geçmişine bakarsınız.
SÖZÜN o insan için bir şey ifade etmediğini görünce DEFANSINIZI sağlam yaparsınız...
Peki bir gazete okuru bu cepheyi nasıl çözer? Örneğin ABD ve İSRAİL hakkında yapılan OLUMSUZ haberlere bakarak karar verebilir. Bu benim yazdığım kadar kolay bir iş değildir. Çünkü Chicago, Tel Aviv ve Berlin arasında güçlü bir bağ vardır... Bu HAT DIŞINA çok kişi çıkamaz. Bu insanlarda TÜRKİYE vurgusu ikinci plandadır.
Kafamız iyice karıştı...
Bakın düne kadar bazı basın "ŞERİAT geliyor", "ATATÜRK düşmanı", "Asker konuştu", "Fişleme" gibi onlarca ŞABLONU kullanırdı. Yukarıda sözünü ettiğim EKSENİN YAŞAMASI için yapılırdı bunlar.
O yüzden Uğur Mumcu öldürüldüğünde İRAN Konsolosluğu'na yürüdük. Daha doğrusu yürütürlerdi. Ama artık Türkiye eski Türkiye değil.
Çok şey değişti. Ordu, yargı ve ekonomi yola girdi.
Sıra şimdi basındaki bazı mayınların temizlenmesinde... Patronları ONLARI SATTI, SATACAK... Üzgünüz... Yoksa onlar da yaşayamaz.
Medya daha da değişecek mi yani?
Değişim daha başlamadı bile... Kendi insanını küçük gören, halkının inancıyla dalga geçen, her şeyi sınıflandıran ve KÜÇÜK TÜRKİYE mottosuyla hareket eden basına bu topraklarda yer yok.
Peki değişim nerede duracak?
Durmayacak. Bunun partiyle hükümetle de bir ilgisi yok. Bakın Başbakan Erdoğan "Gerekirse iktidarı kaybederim. Ancak milyonlarca evi yıkacağım" diyor... Yeni Türkiye'yi bulabileceğiniz en güzel çıkışlardan biri... Artık BEN yok, BİZ varız.
Biz de 74 milyonuz...