KEMAL Kılıçdaroğlu'nun CHP genel merkez binası Söğütözü'nde.
Bu yeni genel merkez, bahtsız bir bina! 2006 yılından beri hiçbir seçimi kazananamış bina. Siyasetin sisli bulvarlarından, dar koridorlarından duyduklarımız bile Türkiye'nin geleceğini düşünen insanlarda afakanlara yol açıyor.
CHP Genel Merkezi'nin duvarlarının ağzı olsa da bir konuşsa. Neler duyacaksınız neler. CHP'ye oy veren aziz seçmenler açıkta olanları görerek karar veriyorlar.
Arka odalarda yapılan konuşmaları bir duyabilseler, şaşırırlar. 20 kattan oluşan CHP Genel Merkez binasının 12'nci katı Kemal Kılıçdaroğlu'na ait.
Binanın 9, 10 ve 11. katlarında genel başkan yardımcıları ve yardımcıları ve merkez yönetim kurulu üyelerinin odaları bulunuyor. Bu odalardaki kulisin, bazı parçaları bile insanın içini kabartıyor.
31 Mart'ta yerel seçime gidiliyor. Bir parti tüm yöneticileriyle çalışacağı, genel merkezin MAESTRO olacağı, ortaya bir senfoni çıkarması gerekirken, CHP'nin açık odalarında, salonlarında belediyeler konuşulmasına karşın, 9-10-11 katlarda birilerinin derdi seçim değil. 1 Nisan'da Kılıçdaroğlu'nu kimin devireceğini, partinin kontrolünün nasıl ele geçirileceği üzerine formüller üretiliyor. CHP güya seçime gidiyor. CHP'nin genel başkan yardımcıları Oğuz Kaan Salıcı, Tuncay Özkan, eski genel sekreter Gürsel Tekin, Çankaya'da özel bir büroda Muharrem İnce, İzmir-Ankara hattında Selin Sayek Böke, Manisa-Ankara hattında Özgür Özel, harıl harıl, Kemal Kılıçdaroğlu'nu nasıl devireceklerini, rakiplerini nasıl tasfiye edeceklerini fısır fısır sıfır konuşuyorlar.
1 Nisan sabahı, Kemal Kılıçdaroğlu'nun 10'DA 10 SEÇİM KAYBEDECEĞİNDEN KİMSENİN KUŞKUSU YOK. ŞİMDİDEN 6 İSİM GENEL BAŞKANLIK MEYDAN MUHAREBESİNE HAZIRLANIYOR.
Evanjelistler bastırdı, Trump kıvırdı
ABD Başkanı Trump kıvırmaya başladı. Ne oldu da 15 gün önceye göre zıt bir pozisyona geçti. Trump aniden Irak'a geldiğinde, değiştiğini anladık. "Ağzındaki baklayı" çıkardı:
"Suriye'de bir şey yapacaksak, Irak'ı üs olarak kullanırız" dedi. (28 Aralık 2018) Kuzey Suriye'den çekilen sınırlı sayıda Amerikan askeri de Irak'a gitti. Her an da gelebilirler. Trump, Suriye'den askeri çekeceğiz dediği günden beri, ben farklı bir arayış içindeydim. "Evanjelistler ne yapacak? Haberler geliyordu. Trump'a baskıya başlamışlar, Çekilmeyi durdur" demişlerdi. Evanjelistler ve İsrail lobisi birlikte bastırmışlar, Trump'a pozizyon değiştirmişlerdi. Evanjelistler'in önde gelenlerinden Willam Franklin Graham, "Suriye'den çekilmenin Hıristiyanlar'ın hayatını tehlikeye atacağını" iddia etmiş, Hele hele, evanjelist Dışişleri Bakanı Pompeo konuşunca, ardından İran düşmanı Bolton rezil laflar edince,tablo ortaya çıkmıştı.
ABD'de, Trump, Evanjelistler'in desteklemediği hiçbir işe imza atmaz. Son olarak, Senato'da olası başarısızlığını Evanjelistler durdurmuştu.
Bakmayın ABD-İsrail-Evanjelist tezgâhlarına. Cumhurbaşkanımız kararlı. Cumhuriyet tarihinin en büyük tahkimatını yaptık. Türkiye, Menbiç ile Fırat'ın doğusuna harekâtı muhakkak yapacaktır. Biz orada, ikinci Sykes-Picot'u parçalıyoruz. Bir yüz yıl daha Suriye sınırlarından ülkemize saldırdıtılacak kukla PKK çetelerinin barınaklarını dağıtıyoruz.
Tarih, bu günlerde, Türkiye'nin kararlılığının, çocuklarımız için ne kadar akıllı, mantıklı, stratejik hamleler olduğunu yazacaktır. Evet.
Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan tarih yazıyor. Olanlara değil, tarihe bakın. Suriye'de hata yapmıyoruz. MHP lideri Devlet Bahçeli'nin fevkalade isabetli sözlerini hatırlayalım:
"Kimin nereden çekildiği değil...
Önemli olan Türkiye'nin nereye gireceğidir!" Erdoğan KIZILELMA'YA GİDERKEN YANINDAYIZ. 83 MİLYON YANINDA.