Önceki gün bir gazetede, "Bilinmeyen kumpas tezgahları" başlıklı ilginç bir haber göze batıyordu.
Tezgâhları anlatan, Türkiye'nin kozmik, Genel Kurmay Başkanlığı İstihbarat Başkanlığı'nda bulunmuş Emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin'di. Ağustos 2007'de Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı görevine atanmış, 5 yıl görevde kalmış bir isimdi. (Milliyet) E. Korgeneral Pekin, Fethullah Gülen Cuntası'nın, ordu içinde kurduğu tezgâhları anlatırken, hayati notlar veriyordu: "2009'da kozmik odadan evrakların aşırıldığı yönünde ihbarlar vardı. Kozmik odaya bakılsa ve eksik evraklar tespit edilse içimizdeki İrlandalılar'ı tespit edebilirdik. Kozmik odadan çıkartılan seminer evraklarıyla sahte CD ve evrak hazırlayacaklarını düşünemedik."
Ordu istihbaratının başında bulunmuş Pekin'in "Kozmik Oda'dan evrak aşırıldı" açıklaması ıskalanamaz.
Çünkü bahsettiği yer, devletin hassas noktası. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın ismi üzerinden yürütülen operasyondan şüphelenmesine yol açmış bir aramanın yapıldığı yer... Kozmik oda, tarihte ilk kez aranmış, çuvallar dolusu evrak ve 38 klasör belge çıkmıştı.
Olay nasıl başlamıştı?
Albay Erkan Y.B. ile Binbaşı İbrahim G, 19 Aralık 2009'da, Arınç'ın evinin çevresinde şüpheli davranışları nedeniyle yakalandı. Olay sonrası Ankara'daki Özel Harp Dairesi'ne bağlı Seferberlik Tetkik Kurulu Ankara Bölge Başkanlığı'nda 'kozmik oda'ya girildi. 11 ve 16 No'lu odalardaki aramalar, 'devlet sırrı' gerekçesiyle Hâkim Kadir Kayan tarafından yapıldı. Devlet sırlarını barındıran belgeleri inceleyen Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili dosyaya hakim olmuştu.
Şüpheler vardı...
2009'da girilen kozmik odada daha sonra, bazı bilgisayarların hard disklerinin olmadığı, kablosunun açıkta bırakıldığı gözlenmişti. Bilgisayardaki bazı dosyaların silindiği de tespit edilmişti. Bütün bunlar tespit tutanağına geçirilmişti. Olaydan sonra "Belgeleri yaktık" şeklinde ses kaydı internete düşmüştü. Bunun üzerine bodrum katına girilerek yakılma izi olup olmadığına ilişkin zabıt tutulmuştu.
Bu detayları bilen Pekin'in 'Kozmik Oda'dan aşırılan belgeler" açıklaması çok önemlidir. Gözden kaçmaz. Nitekim bu olaydan sonra Balyoz operasyonunun başlatılmasının tesadüf olmadığı anlaşılıyor.
Malzeme nereden?
Balyoz, Mart 2003'te, 2'nci Ordu Komutanlığı'nda, dönemin hükümetini devirmek için hazırlandığı iddia edilen askerî darbe planıydı.
Plan hakkında, 20 Ocak 2010'da Taraf gazetesinin ilgili haberi üzerine soruşturma başlatılmış ve açılan davaya bakan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği cezalar Yargıtay 9'uncu Ceza Dairesi'nde onaylanmıştı.
Döşemealtı araması
Pekin'in, Gülen Cuntası'nın kılcal damarlarını deşifre eden 2'nci notu şöyle: "Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın döşemelerinde, Savcı Fikret Seçen tarafından gizli evraklar bulunmuştu. Bu evrakları kimin koyduğuna dair bilgiye ulaşamadık.
İçeriden birileri bunu yaptı ve harddiskin içine sahte bilgileri yerleştirdi"
Kozmik odalarda arama yapan Hâkim Kadir Kayan, Yargıtay üyesi oldu. Savcısı Mustafa Bilgili ve Fikret Seçen başka yere gönderildi. Balyoz'u ve Hanefi Avcı kararını onaylayan Yargıtay 9'uncu Ceza Dairesi artık 'usulsüz ölü gömme, zehirli madde ticareti, uyuşturucu' davalarına bakmak üzere görevlendirildi.
Sonuç: Eğer, Kripto bilgiler casusluk faaliyetine konu olmuşsa, Gülen'in iadesideportu yolunda yeni bir ufuk açılacaktır. DEVLETİNE , MİLLETİNE İHANE T EDEN LERİ SAKLAMAKKOLLAMAK AMERİK A'DA DA OLSA HADDİNE DEĞİLDİR.