Melih Bey, selam vererek arkadaşlarının yanına oturduğunda ilk sözü alan Mehmet:
Hoş geldiniz Melih Bey. Azerbaycan'dan gelirken düşen ve 20 askerimizin şehit olduğu uçağı konuşuyorduk. Sizi de dinlemek isteriz…

Düşen C130'umuzu konuşurken, bir yangın söndürme uçağımız da Hırvatistan'da düştü ve pilotu şehit oldu, biliyorsunuz. Cenab-ı Hakk'tan şehitlerimize rahmetler, aileleri, yakınları ve milletimize sabırlar dilerim. Uzmanların aktardıkları, C130'da daha önce benzeri görülmemiş bir problem yaşandığı ve bunun ancak incelemelerden sonra anlaşılabileceği yönünde…
Selim: Düşürülme ya da içeride bir patlama olma ihtimali yok mu?..
Uçak 8 bin metrede iken düştü. Dolayısıyla, aşağıdan vurulabilme ihtimali yok. Ancak devletlerin sahip olduğu sistemlerle vurulabilme olabilir ki böyle bir durum yok. İçeride patlama ihtimali de yok, çünkü personel taşınan uçaklarda mühimmat bulunmaması Türk Hava Kuvvetleri'nin temel bir kuralı. Sabotaj ihtimali belki olabilir, ama uçağımızın ekibimiz tarafından sıkı bir şekilde korunduğunu düşünmek gerekiyor…
Mehmet: Sanırım 2017'de pervaneden kopan bir parça sebebiyle düşen bir ABD C130'u vardı. Bizim uçakta da benzer bir problem yaşandığı düşünülebilir mi?..
O, beklenmedik bir kaza idi ve ardından 70 ülkede bulunan 2 binden fazla C130'da böyle bir problem yaşanmaması için gereken tedbirler alınmıştı. Buna bizde bulunan 19 adet C130 da dahil. Dolayısıyla, şu anda söylenebilecek olan tek şey, muhtemelen daha önce benzeri görülmedik bir sebeple uçağımızın düştüğü. Uzmanların incelemesi ile durum anlaşılacaktır. Bunun için sabırlı olmamız gerek…
Remzi: Uçağın eski ya da bakımsız olduğu gibi iddialara ne dersiniz?..
Toplamda 2 binden fazla C130 70 ülkenin envanterinde ve bunların çoğunun yaşı bizimkiler gibi. ABD'dekilerin yaşları bizimkilerden de eski. Hem Türkiye uçak bakımı konusunda dünya çapında uzmanlığı ile bilinen bir ülke ve bu uçaklar gerekli dönemlerde ciddi bakım ve onarımlardan geçiyor. Şunu da unutmamak gerek, bu uçaklara uçma iznini verenlerin çoğu bu uçaklarla uçan kişiler. Uçuşa uygun olmayan bir uçağa uçabilir izni verebilecekleri düşünülemez…

İhsan: Evet, yapılacak tek şey yetkililerin açıklamalarını beklemek. Şehitlerimize rahmetler, aileleri, yakınları ve milletimize sabır dilemekten başka yapabilecek bir şey yok. Hazır gelmişken aylardı beklenen ve nihayet açıklanan İmamoğlu iddianamesi hakkında da görüşlerini alalım...
İDDİALAR DEĞİL, TESPİTLER…
Yaklaşık 4 bin sahifelik iddianameden bahsettiğimiz için konuşulacak çok şey var…
Selim: İddianameyi okudunuz mu?..
Şöyle bir bakıp, önemli kısımlarına göz gezdirdim…
İhsan: Dikkatinizi çeken hususları bizimle paylaşsanız, nasıl olur?..
Öncelikle, iddianame açıklanır açıklanmaz, 'bu iddianame boştur' diye bağırıp çağırmaya başlayanlara şaşırdığımı belirteyim…
Mustafa: Benim de dikkatimi çekti. İddianame açıklandıktan 20 dakika sonra CHP cenahından bu yönde açıklamalar geldi…
Aralarından 105'inin tutuklu olduğu 407 şüpheli ile ilgili yaklaşık 4 bin sahifelik bir iddianame. Adeta bir kuyumcu titizliği ile olabildiğince detaylı bir şekilde hazırlanmış. Dolayısıyla içinin boş olduğu, söylenemeyecek tek şey. Şikayetçilerin beyanları, etkin pişmanlıktan yararlanmak isteyen şüphelilerden 70'ten fazlasının açık itirafları, başta MASAK olmak üzere devletin ilgili birimlerinin hazırladığı para hareketlerine dair belgeler ve daha birçok şeyi içeren bir iddianame bu ve bildiğimiz kadarıyla çok sayıda Cumhuriyet Savcısı'nın hakikaten uzun süren çalışmaları ile hazırlanmış…
Remzi: Eleştirilen konulardan birisi de hazırlanmasının çok uzun sürmesi idi…
İmamoğlu, 19 Mart'ta gözaltına alınıp 23 Mart'ta tutuklanmıştı, malum. Geçen 8 ayda sayısı 76'yı bulan itirafçılarla yeni deliller ışığında 9 operasyon daha gerçekleştirilip birçok kişi daha tutuklanmıştı. Bunlar, uzun sürmesinin sebebi…
Mehmet: İmamoğlu; alnım ak başım dik, veremeyeceğimiz hesap yok diyerek, duruşmaların canlı yayınlanmasını istemiş…
Gözaltına alındığı 19 Mart'tan itibaren sorulanlara bilmiyorum, hatırlamıyorum, muhatap almıyorum ve benzeri cevaplar veren İmamoğlu, tamamen şahitliklere, bilgi ve belgelere dayalı olarak hazırlanan 3 bin 800 sahifelik bir iddianame ile karşı karşıya. Toplamda 142 ayrı eylemden sorumlu tutuluyor. Bunların arasında 59 adet 'suç işlemek amacıyla örgüt kurmak' 11 adet 'rüşvet', 46 adet 'suç kaynaklı malvarlığı değerlerini aklamak', 4 adet 'dolandırıcılık' ve diğerleri var…
İhsan: Mahkeme başladığında iş ciddiye binecek ve bu suçlamalara mutlaka cevap vermek zorunda kalacak yani?..
Ne yapacağı ve nasıl yapacağı, onun bileceği bir iş. Silivri'den sürekli mesajlar gönderdiği halde mesela Sarıyer'deki villalar hakkında tek kelime açıklama yapamadığını unutmamak gerek. Piyasa fiyatının iki katına konut yapım işi ihale edilerek alındığı anlaşılan Sarıyer'deki villalarda ortağı olan babası da hakimin sorularına kaçamak cevaplar vermişti, malum. Konu ile ilgili söylediği, bu konuları genel müdür bilir demekten ibaret. Aylardır gündemde olan villa meselesinde söyleyebilecek bir şeyi olsaydı, söylerdi ve eğer gerçekten bu işte bir problem yoksa, kendileri açısından da iyi olurdu. Bunu yapamadıklarına göre ortada garip şeyler var demek ki…
Selim: Gözaltına alındıktan sonra sorgusu sırasında dışarıya akseden iddiaların hiçbiri ile alakalı şimdiye kadar herhangi bir açıklama yapamayışı, İmamoğlu açısından durumun oldukça sıkıntılı olduğunu gösteriyordu zaten…
İddianamede dile getirilen hususların birer iddia değil, hemen hepsinin kesin tespitlerden ibaret olması, konunun en önemli yönü. İhbarlar ve etkin pişmanlıktan faydalanmak isteyen suç ortaklarının itirafları, MASAK'ın tarafından delillendirilmiş durumda. İnkar edilebilecek herhangi bir şey yok…

Çayını yudumlayan Melih Bey, devam etti: Daha önce de konuştuk. Bütün mesele 6 yılda 1 trilyon iki yüz milyar liralık İBB bütçesi kullanıldığı halde ortada bununla uygun herhangi bir hizmetin bulunmayışı. AK Parti döneminde başlanılmış birkaç hattı bitirmek dışında yaptığı ya da projelendirdiği metro hattı yokken, iptal ettiği bir sürü hat var. Trafiği altı yılda içinden çıkılmaz hale getirmiş. İstanbul şu anda trafik sıkışıklığı açısından dünyada birinci geliyor. İETT 2019'a kadar yılda 450 otobüs alıp filosunu yenilerken, 6 yılda aldıkları toplam otobüs sayısı 405. Kurulduğu 95'ten itibaren her yıl 3 bin 500 konut inşa eden KİPTAŞ, 6 senede toplamda bu kadar konut yapmamış...
Mehmet: - Bir trilyon iki yüz milyarlık bütçe nereye harcanmış o zaman?..
Tutuklandıktan sonra en çok konuşulan icraatı 17 tane kent lokantası ve 105 adet kreş. Burası 16 milyonluk bir metropol. Günde toplamda 4 bin iki yüz kişiye ucuz yemek satmakla övünmek, saçma sapan bir durum. Bağcılar'da bir mahallede Ensar Vakfı tarafından işletilen ve masraflarını hayırsever bir iş adamının karşıladığı Zeliha Hatun Aşevi bile günde 4 bin kişiye ücretsiz yemek dağıtıyor, mesela. Her mahalleye bir kreş yani toplamda 900 küsür kreş vaat etmişken ancak 105 tane yapabilmesi de ayrı bir mesele…
Selim: İmamoğlu 2019'da 5 senede 100 bin kentsel dönüşüm konutu yapacağını söylemiş, ancak toplamda 3 bin tane yapabilmişti...
Bunların bir bölümü de daha önce başlatılan konutlardı. Dahası, 100 bin kentsel dönüşüm konutu yanında 15 bir de sosyal konut yapacağına söz vermişti. Bir tane bile yok…
Mustafa: Bütün bunlara rağmen, 2019'dan sonra 2024'de tekrar başkanlığı kazanabilmesi, şaşırtıcı. Daha da dikkat çekici olanı ise şu ana kadar ortaya saçılan iddialara rağmen az sayılmayacak sayıda insanın hala İmamoğlu'nun suçsuz olduğunu düşünmesi. Sizce bunun sebebi ne?..
Zor bir soru. CHP kitlesinin yalan olduğunu bile bile kabullenmesi, işin bir yanı. Ancak devasa bir bütçeyi hortumlayanların, bir kısmını algı oluşturmak için harcamaları, sorunun asıl cevabı. Yolsuzluk, rüşvet ve benzeri konularda akıl almaz miktarda paraları hortumlayanların, birileri tarafından suçsuz görülmesinin başka izahı yok. Bu, bizim üzerimize düşenleri yapmadığımızı da gösteriyor. İdare ettiği 16 milyonluk metropole 6 yıldır çivi bile çakmayan birisinin tekrar seçim kazanması ve ortaya saçılan pisliklere rağmen hala taraftar bulabilmesi, akıl alır gibi değil çünkü…
İhsan: Evet, bugünlük de bu kadar diyelim. İmamoğlu, kartondan kuleler yapmış ve bunların gerçek olduğuna birilerini inandırmıştı. Şimdi bunların çöktüklerine şahit oluyoruz. Bu da önemli olanın algılar değil olgular olduğunu gösteriyor. Bu arada Cenab-ı Hakk'tan başta C130 şehitlerimiz olmak üzere bütün şehitlerimize rahmetler niyaz eder ve bir daha benzer acılar görmemeyi dileriz…
Amin…