Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

İslam Dünyası'nın geleceği...

Eklenme Tarihi 26 Ekim 2025

HABERİ
SESLİ DİNLE

00:00 00:00
Tüm Sesli Haberler

Melih Bey'in getirdiği baklavayı masaya getiren İhsan:

- Evet, bir toplantı için yolu Gaziantep'e düşen Melih Bey, bu arada Azez ve Halep'e de uğramış. Yiyip içtiklerini anlatamayacağı için de baklava getirmiş. Çay eşliğinde baklavanın tadına bakarken, Gaziantep ve Suriye izlenimlerini dinleyelim…

- Gaziantep İslam Bilim ve teknoloji Üniversitesi'nin geçen yıl ilkini düzenlediği Gaziantep Forum'un 'İslam Dünyası Nereye? Güçlü Bir Gelecek İçin Perspektif' başlıklı ikinci toplantısı için orada idim. İki gün süren toplantının hakikaten çok verimli geçtiğini söyleyebilirim… Mehmet:

İslam Dünyası'nın geleceği... (Takvim.com.tr)

- Katılanlar kimlerdi?..

- İki gün süren toplantının, gazeteci Mehmet Akif Ersoy yönetimindeki ilk oturumunda, İslam Düşünce Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Dünya İslam Alimleri Birliği Başkanı Prof. Dr. Ali Muhyiddin Karadaği, Şark Forumu Başkanı Dr. Waddah Khanfar ve Akademisyen Prof. Dr. Yasin Aktay, küresel sistemin meşruiyeti, güç dengelerindeki dönüşüm ve İslam dünyasının bu yeni düzende üstlenebileceği rolleri ele aldılar… Melih Bey, elindeki listeye bakarak, devam etti:

- Farklı ülkelerden akademisyen ve araştırmacılar, 'İslam düşüncesinin insanlığın sorunlarını kuşatma imkânı', 'çok kutuplu bir düzende ümmet aklı nasıl inşa edilir?', 'bölünmeden bütünleşmeye: İslam Dünyası için bir model mümkün mü?' gibi konularda görüşlerini aktardılar. Özetle, Gaziantep İslam Bilim ve teknoloji Üniversitesi'nin Gaziantep Valiliği, Büyükşehir Belediyesi ve Şahinbey Belediyesi'nin katkılarıyla düzenlediği Gaziantep Forum II'de, İslam dünyasının günümüz problemlerine karşı ortak akıl, iş birliği ve dayanışma temelli yeni perspektifler geliştirme imkânları üzerinde duruldu… Mehmet:

- Valiliği, başta büyükşehir olmak üzere ilçe belediyeleri ve STK'larıyla Gaziantep, bir bütün olarak hareket eden örnek bir şehir, anlaşıldığı kadarıyla…

- Doğrudur ve bence hepsini tebrik etmek gerekli… Selim:

- Çok güzel bir toplantı olmuş. Bu arada fırsatını bulup Azez ve Halep'e de gitmişsiniz galiba?..

- Evet, Kilis'in hemen yakınındaki Azez'de, İHH'nın katkılarıyla açılan Uluslararası Şam Üniversitesi'ne yapılan bir caminin açılışı vardı. Oraya geçmişken de Halep'e kadar uzandık… Mustafa:

İslam Dünyası'nın geleceği... (Takvim.com.tr)

- Azez'deki üniversitenin ismi, neden Uluslararası Şam Üniversitesi acaba?..

- Biz, Suriye'nin başkentine Şam deriz. Ancak Suriyeliler oraya Dımaşk derler. Şam ise bölgenin neredeyse tamamının ismidir. Dolayısıyla normal. Üniversitenin Şam'a ya da Halep'e taşınma ihtimalleri de gündemde. Şu anda mühendislik, sağlık bilimleri, iktisat, eğitim, mekatronik gibi 7'den fazla fakültesi olan üniversitenin 3 bin civarında öğrencisi var. Öğrencilerin namaz vakitlerinde yer bulma zorluğu çektiğini gören İHH yönetimi, 1.700 kişinin aynı anda namaz kılabileceği bir cami yapmış... Selim:

- Oradaki gençler, namazlarına çok hassas, galiba?..

- Aynen öyle. Sevindirici olan bir başka husus da üniversitenin sağladığı başarı. Suriye'nin toparlanma sürecinde, o okulu bitiren gençlerin devlet tarafından özellikle tercih edildiklerini öğrendik… İhsan:

- Halep'e de uğradınız. Orada neler gördünüz?..

- Öncelikle, şehir ciddi oranda harap edilmiş. Başta Halep Kalesi olmak üzere Halep denince akla gelen sembolik yerler acımasızca vurulmuş. Emevi Camii ve dillere destan kütüphane binası yanında meşhur Kapalı Çarşı harabe halinde. Ancak, toparlanma başlamış durumda ve inşallah kısa sürede gerçekleşir. Ticari hayatın canlanma emareleri de yüksek... Mustafa:

İslam Dünyası'nın geleceği... (Takvim.com.tr)

- Güvenlik konusunda bir problem yoktur herhalde?..

- Güvenlik tedbirlerinde ciddi rahatlamalar var. Yollarda, yerleşim yerleri yakınlarındaki kontrollerin sayısı da azalmış. Kritik yerlerde güvenlik görevlileri var tabii. Ama çok da göze batmıyor… Selim, araya girerek:

Turpun büyüğü sırada…

- İnşallah fırsat bulur ve biz de gideriz oralara. Bu arada CHP'nin şaibeli kurultay davası nihayet sonuçlandı ve şaşırtıcı bir karar çıktı, biliyorsunuz. Ne dersiniz?..

- Mahkemenin kurultayı iptali ya da benzeri bir karar vermesi bekleniyordu. Ancak, şikayetçinin partiden ihraç edilmiş olması sebebiyle dava reddedildi. Şikayetçi bu sebeple partiden ihraç edildiği için karar tartışmalı ve zaten istinaf süreci de var. Ancak, kurultayla ilgili Ceza davasından ceza kararları çıkma ihtimali yüksek ve bu olursa işler CHP açısından iyice karışır. Duruşma 4 Kasım'da, bekleyip göreceğiz… Mustafa:

- Konunun ciddiyetini bildikleri için olsa gerek, bu arada iki tane olağanüstü kurultay yapan CHP, yakında bir de olağan kurultay yapacak…

- Başta CHP'liler olmak üzere gelişmeleri takip eden insanımızın vereceği karar daha önemli. Tartışmanın iki tarafı da CHP'li olduğu halde olup bitenleri siyasi olarak değerlendirmeye çalışan Özel'in partinin başına gelişinin şaibeli olduğu, net… Mehmet:

- İşin garip tarafı CHP kitlesinin neler olup bittiğini anlamamış gibi davranması. Ciddi miktarda para hareketi olduğunu ve birilerinin CHP'yi adeta esir aldığını anlamamak için özel gayret sarfetmek gerek oysa…

- CHP'liler, bunun yanında belediyelerinin hizmet yapıp yapmadıklarına da odaklansalar, mesele kalmayacak. Başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere hizmetin zerresi bile ortada yokken ayyuka çıkan rüşvet ve yolsuzluk iddialarına bir çare aramaları gerekirken, iç kavgada taraf olup iktidara yüklenmeyi marifet biliyorlar... Selim:

- Sadece CHP'liler olsa iyi. Milletimizin önemli bir kısmı da neler olup bittiğini anlamıyor ya da anlamazdan geliyor. Özellikle de 2019'dan sonra CHP'ye geçen belediyelerin hizmet etmediğini gördükleri halde 2024'de sandığa gitmeyip onların tekrar kazanmasına zemin hazırlanması, kendi ayağına sıkmaktan beter. Umarım bir sonraki yerel seçimde bu türden hatalar yapılmaz…

- İnşallah. Bunun için de bize çok iş düşüyor. Özeleştiri adı altında kendi aramızdaki dertleşmelerin bile motivasyonumuzu bozduğunu bilerek, mümkün olduğunca olumlu şeyleri konuşmakla başlayabiliriz. Tabii ki eleştiri yapacağız, ama bunun yıkıcı olmamasına dikkat etmek, önemli. Hizmet için iş başına gelenlerin en kötüsünün bile, belediye imkanlarını hortumlamak için gelenlerin en iyisinden çok daha iyi olduklarını hiç unutmamak gerek… Selim:

- İBB iddianamesi beklenirken İmamoğlu'nun da dahil olduğu bir casusluk meselesi çıktı ortaya. Bu da turpun büyüğü heybede sözü ile alakalı gelişmeler olabileceğini işaret ediyor, sanki?..

- Muhtemel. Casusluk meselesi işin bir yönü. Heybedeki turplar arasında terör meselesi var ve o daha ciddi… İhsan:

- KKTC'deki seçim sonuçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?..

- KKTC'de en azından bazılarımızın beklemediği bir netice ortaya çıktığı söylenebilir. Ama netice olarak korkulduğu gibi federasyon ya da benzeri kaygılar gereksiz. Yine de doğru olduğuna inandığımız tarafın seçimleri kaybetmesine kafa yormakta fayda var. Bizde olup bitenlerin benzerinin yaşandığı Kuzey Kıbrıs'ı bir tür laboratuvar olarak kabul edip, aksayanın ne olduğunu bulmak ve ona göre tedbirler düşünmek, iyi olur… Mehmet:

- Melih Bey, haklı. Cumhurbaşkanı seçilen Tufan Erhürman'ın böyle bir hedefi olmadığı bilinse de, KKTC açısından yok olma manasına gelen federasyonu savunduğu söylenen birinin seçilmesi, bazı şeyleri anlatmakta başarılı olunmadığının göstergesi. Başarılı bir şekilde 24 senedir ülkemizi yöneten kadronun yerel seçimlerdeki kaybı düşünüldüğünde, bizde de durum aynı…

- Birilerinin oluşturduğu algıların olgulara galip gelmesi, temel problem. Çare aranması ve gerekenin mutlaka yapılması gereken bir durumla karşı karşıyayız yani… İhsan:

- Evet, bugünlük de bu kadar. Gaziantep ve Suriye'nin kuzeyinden getirdiği ümit verici haberler için Melih Bey'e teşekkürler. İnşallah daha güzel gelişmeler yaşanır ve bu toplantının bir benzerini Şam'da yaparız…

- İnşallah…