ARAMA kurtarmadan başlayıp, ayrılmak isteyenlerin transferi, kalanların gıda ve barınma ihtiyaçlarının karşılanması, önce çadır kentler ve ardından kurulan konteyner kentlerdekilerin başta sağlık ve eğitim olmak üzere bütün sosyal ihtiyaçlarına cevap bulunması... Asrın afeti olarak da adlandırılan Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023 depremlerinin, gerek devletimizin ve gerekse de milletimizin afetler karşısındaki refleksleri açısından tam bir turnusol kağıdı görevi gördüğünü söylemek gerek.
Yaşı uygun olanların unutamadıkları hususlar arasında 1999'daki büyük depremde yaşanan çaresizlik önemli bir yer tutar. Marmara Bölgesi'nden Ankara'ya ve İzmir'e kadar geniş bir alanda hissedilen, İstanbul, Bolu, Bursa, Eskişehir, Kocaeli, Sakarya ve Yalova'da 18.373 kişinin ölümüne, 48 bin 901 kişinin yaralanması ve 285.211 ev ile 42.902 iş yerinin hasar görmesine sebep olan 17 Ağustos 1999 depreminde başta arama kurtarma olmak üzere çeşitli alanlarda büyük aksaklıklar yaşanmıştı. Gölcük, İzmit veya Marmara Depremi olarak anılan ve fay hatları üzerinde yaşadığımızı net bir şekilde hatırlatan bu büyük deprem, hazırlıklı olmamız açısından bir tür milat teşkil etmiş ve başta yapıların sağlamlığı olmak üzere mevzuatta birçok değişiklik yapılmasına vesile olmuştu.
TOKİ BİNALARI
Asrın felaketi de denilen 6 Şubat depremlerinde yıkılan binaların büyük çoğunluğunun 2000 yılında yapılan mevzuat değişikliği öncesi yapılanlar olması, 99 Depremi'nden gereken derslerin alındığının delili. 6 Şubat depremlerinin vurduğu 11 ilde TOKİ tarafından yapılan yaklaşık 140 bin binada herhangi bir hasar oluşmamasının sebebi de devletin kurallara gerektiği şekilde uymuş olmasıdır.
Ağustos 1999'daki büyük depremi takip eden ve 894 kişinin ölümüne, 5000 kişinin yaralanmasına sebep olan 7,2 büyüklüğündeki Düzce depremi sonrasında; 1 Mayıs 2003'te 176 kişinin hayatını kaybettiği 6,4 büyüklüğündeki Bingöl;
23 Ekim ve 9 Kasım 2011 tarihlerinde toplamda 644 kişinin hayatını kaybettiği Van;
24 Ocak 2020'de 41 kişinin hayatını kaybedip 1607 kişinin yaralandığı Elazığ Sivrice ve 30 Ekim 2020'de 116 kişinin hayatını kaybedip, 1034 kişinin yaralandığı 6,6 büyüklüğündeki İzmir Seferihisar depremleri yaşanmıştı. Özelikle arama kurtarma faaliyetlerinde büyük başarılar gösterilen bu depremlerde ilgili en ciddi gelişme ise yaraların sarılması ve insanların mağduriyetlerinin kısa sürede giderilmesi konusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yönetiminin farklılığını ortaya koyması oldu. Sadece deprem bölgesinde değil, yangın ve sel baskınları gibi afetler sonrasında da mağdurların yaralarının kısa sürede sarılmasının artık bir gelenek olması son dönemin belki de en önemli hususiyetlerinden.
Sert kış şartları ve aşırı soğuk yanında depremin bozduğu yollar ve başka birçok olumsuzluğa rağmen 6 Şubat depremlerine müdahalede ciddi başarılar sağlanmasında, 99'dan alınan derslerin önemli bir katkısı olduğu, açık. Asrın felaketinde başta arama kurtarma olmak üzere yaşanan çeşitli aksaklıklar, birilerinin ısrarlı eleştiri konularındandı.
Ancak uzmanların, yıkılan on binlerce bina ve tamamen felç olan yerel ve bölgesel imkanlar sebebiyle, her yıkıntıya kısa sürede müdahalenin mümkün olmadığını vurguladıkları da hatırlardadır. Her yıkıntı için en az 20 civarında eğitimli eleman gerektiği ve dünyada bile o kadar eleman olmadığı düşünüldüğünde, konu anlaşılır.
DEVLET MİLLET KAYNAŞMASI
Depremin ardından bütün imkanları ile harekete geçen devletimizin araç gereçleri ile kurtarma ekiplerini bölgeye sevki ile beraber, mağdurlara yardımcı olabilmek için on binlerce insanımızın da hakikaten zorlu kış şartlarına rağmen yollara düşmesi, devlet millet kaynaşmasının en önemli delillerinden. 6 Şubat'ı takip eden günlerde, her birisi altın harflerle yazılmaya layık binlerce fedakarlık hikayesi yaşandığı biliniyor. Depremi duyar duymaz bölgedekilere çorba ikram etmek niyetiyle eşi ile birlikte kamyonetine atlayıp yola çıkanından; enkaz altındaki ailesine ulaşmak için giderken, halde koordinatör valinin talebiyle saatlerce arama kurtarma ekiplerine yardım eden kamyon sahibi, bunlardan sadece ikisi. Depremzedelere ulaştırmak üzere yardım malzemeleri taşıyan kamyon ve TIR şoförlerinin akıl almaz yolculuk serüvenleri, ayrı bir konu. Arama kurtarma ve depremzedelerin yaralarını sarmaya yardım için çabalayan sivil toplum kuruluşlarını da unutmamak gerek. 6 Şubat'ta başlayan süreçte, sadece gıda değil, battaniyeden sobaya, çadırdan konteynere birçok konuda yardım faaliyetleri sürdüren ve bazıları halen oradaki faaliyetlerini sürdüren her kesimden insanları temsil eden vakıf ve derneklerin, bölgenin derlenip toparlanmasında büyük payı olduğu da bir vakıf.
YARIN: RAKAMLARIN DİLİYLE ASRIN İHYASI