Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 20 Temmuz 2022

Aynı delikten defalarca sokulmak!..

Bugün Kıbrıs Barış Harekatı'nın yıldönümü. Geride kalan 48 yıl objektif, demokrat ve en önemlisi adil oldukları iddia edilen batılı ülkelerin tam tersi bir yapıya sahip olduklarının örnekleri ile dolu… Batıya hayranlıkları sürenlerin saf mı, yoksa iflah olmaz derecede teslimiyetçi mi oldukları da, ciddiyetini koruyan bir soru.

Kıbrıs'ın elimizden çıkışı ve 1960'a kadar yaşananlar ayrı ve uzun bir hikaye. 1960'ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti sonrası yaşananlar ise sürekli oyunbozanlık yapan Yunanlıları kollayan ülkeler ve uluslararası kuruluşların riyakar, adaletsiz ve alçakça tavırlarının hikayesi.

Adadaki soydaşlarımıza yönelik katliamlara müdahale etmeyen ve biz etmek istediğimizde bizi engellemeye çalışanların, bıçak kemiğe dayanınca yaptığımız Barış Harekatı sonrasında da tavırlarının değişmediği, malum. Uluslararası hukuku önemsiyormuş gibi gözüken batılı ülkeler hep Yunanistan'ı desteklediler ve ülkemizi köşeye sıkıştırmak için çalıştılar.

Durumu daha vahim hale getiren husus ise içimizdeki beyinsizlerin, bütün yanlışlıklarına ve bütün alçaklıklarına rağmen batılıları bize model olarak gösterme merakından bir türlü vazgeçmeyişleri idi…

İçimizdeki muarızlara rağmen Kıbrıs barış Harekatı'nın nasıl başlatılabildiği ve şartlar uygun olmadığı halde nasıl durdurulup sonrasında ikinci harekata mecbur kalındığı, meraklı olanların değişik kaynaklardan öğrenebileceği hususlar.

O dönemde, batılı ülkeleri kızdıracağı için Kıbrıs'a müdahale etmemize mani olmaya çalışanların, harekattan sonra nasıl kendilerini kahraman ilan ettirdikleri, hakikaten ibretlik hususlar.

Darbe sebebiyle NATO'nun askeri kanadından ayrılmak zorunda kalan Yunanistan'ın 1980'de geri dönüşü ve sonra bize nazaran avantajlı bir konuma getirilmesi, günümüzde yaşananlara da ışık tutan ibretamiz gerçekler.

Türkiye'nin kıta sahanlığı ve benzeri konulardaki haklı talepleri ile ilgili sıkıştırılabilecek Yunanistan'ın NATO'ya kabul edilmesine şartsız onay verişimiz, içimizdeki hainlerin marifetiydi. 12 Eylül 1980 darbesini yapmalarına 'izin' veren ABD'nin arzularını emir kabul etmiş ve Yunanistan'ın dönüşüne şartsız 'evet' demişlerdi.

ABD'yi yönetenlerin 'bizim çocuklar' diye bahsettiği o güruhun halefleri halen içimizde. ABD'nin bizim çocuklar dediklerinin zihniyetini taşıyanlar, tıpkı selefleri gibi uluslararası meselelerde ülkemizin değil batılı ülkelerin menfaatlerini savunuyorlar…

Kıbrıs'la ilgili gelişmeleri bilmek, batılıların gerçek yüzünü ve günümüzde de sürdürdükleri melanetleri kavramak açısından önemli.

Batı yanlısı tutumlarını terk etmeyen teslimiyetçiler, meselenin püf noktası. Batılıların işinin kolay olmasının temel sebebi içimizdeki işbirlikçiler çünkü.

Aynı delikten tekrar tekrar sokulmak istemiyorsak, olup bitenleri hakkıyla öğrenmeliyiz.