1992'de, İstanbul halkına su ulaştırmakla görevli İSKİ'nin bütçesinin önemli bir kısmının o zamanki genel müdürün 'gönül' meselesinden doğan rezillikleri halletmek ve bu arada SHP'nin genel merkez binası inşaatı gibi işlerde kullanıldığı ortaya çıkmıştı…
İSKİ Skandalı büyük bir olaydı ve tabii ki CHP zihniyeti açısından yıkıcı etkileri de oldu. Ancak, CHP zihniyetinin, milletin parasını kendi parası gibi kullanmasına karşı çıkanların haline şaşıranlar da vardı. Onlar milletin zenginliklerinin zaten SHP'lilerin -yani CHP'lilerin- malı olduğunu, dolayısıyla bunu istedikleri gibi harcamalarının normal karşılanması gerektiğini düşünüyorlardı…
Sözcü gazetesi yazarlarından Deniz Zeyrek'in geçtiğimiz günlerde 'Buca metrosunun tamamı yolsuzluk olsa ne olur? İki milyar lira bilmem ne!' şeklindeki sözleri, İSKİ skandalını hatırlattı.
Avrasya Tüneli ve 1915 Çanakkale Köprüsü'nün müteahhitlerinden Yapı Merkezi'nin Yönetim Kurulu Başkanı Başar Arıoğlu'nun, 'CHP'li belediyenin İzmir Buca Metro ihalesini 500 milyon fazla isteyen başka bir firmaya verdiği' sözleri ile başlayan tartışma, dikkat çekici noktalara geldi.
CHP'nin başını çektiği ittifakın olumsuz algı argümanlarından birisi olan 'beşli çete' suçlamasının asılsızlığı yanında AK Parti dönemindeki ihalelerin şeffaf ve adil olduğunu vurgulayan Başar Arıoğlu, İzmir Buca Metro ihalesinin 500 milyon lira pahalıya başka bir firmaya verilmesini CHP'nin yanlış uygulamalarına örnek göstermişti.
'Buca metrosunun tamamı yolsuzluk olsa ne olur?' sözü ile güya Kur Korumalı Mevduat uygulamasına çatmaya çalışan Deniz Zeyrek, CHP zihniyetinin yolsuzluk meselesine bakışını ve tabii Kur Korumalı Mevduat konusundaki cahilliğini ortaya koydu.
20 Aralık 2021 akşamı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan konuşmaya başladığında, doların kısa sürede 18 liranın üzerine çıktığı ve Kur Korumalı Mevduat kararı açıklandıktan sonra hızla 12-13 lira bandına indiği hatırlardadır.
Kur Korumalı Mevduat konusuna kafayı takıp, devletin bu tür mevduata ödediği farkın hesabını yapanların, Kur korumalı Mevduat sistemi getirilmeseydi dolar şu anda nerelerde olurdu sorusuna verecek cevapları olmadığını biliyoruz. İstedikleri de bu idi zaten.
20 Aralık'ta açıklanıp 21 Aralık'tan itibaren uygulamaya konulan KKM sayesinde piyasanın temel talebi olan kur istikrarının sağlandığı ve böylelikle yatırım, üretim, istihdam ve ihracata odaklanan ülkemizin önünün açıldığını anlamak için ekonomist olmaya gerek yok
Kur Korumalı Mevduat uygulaması ile dövizin istikrar kazanmasının 84 milyonun lehine olduğunu anlamak çok zor değil. KKM üzerinden hükümete yüklenenlerin, döviz fiyatlarının ölçüsüz yükselmesini istedikleri de çok açık!..
Zeyrek ve onun gibi düşünenler, eğer birilerinin döviz fiyatlarını anlamsızca yükseltmesine taraftar değillerse, Kur Korumalı Mevduat uygulamasını öğrenip de gelmeliler…
Böylelikle, KKM ve benzeri uygulamaları değil, bulabildikleri bütün yollarla ülkemize saldıranları hedef alırlar, belki…