Bu nasıl bir iştir arkadaş!.. Bu ülkenin emekli büyükelçilerini ve amirallerini istediği şekilde yönlendirebilen bu güç, nasıl bir güçtür?..
Emekli amiralleri ve büyükelçileri kandırabilmek kolay olmayacağına göre, onları tevili bile mümkün olmayan vahamette açıklamalar yapmaya razı edebilen bir güçten bahsediyoruz.
Yüce Türk Milleti diye bildiri hazırlasalar da, içeriğine bakınca milletimizin çocuk zannettikleri anlaşılıyor. Mahalle baskısı sebebiyle imzalayanlarda bile pişmanlık emaresi yok. Milletimizi üzmeleri umurlarında bile değil, yeter ki kendilerini yönlendirenler bozulmasın…
Montrö ve Kanal İstanbul temalı bildirilerini gördükten sonra adı geçen emekli amiral ve büyükelçilerin yüreklerinin bu ülke için attığı palavrasına kim inanır artık!..
Emekli amiraller, büyükelçiler ve dahi konvoya yeni eklemlenen milletvekilleri, milletimizin bu kadar saf olmadığını bildiklerine göre, onları böylesi bir bildiriye ikna edenlerin asıl dertleri, belli ki Kanal İstanbul'a mutlaka mani olmak…
Bu da, Kanal İstanbul'un bilinen yönlerinin aysbergin su yüzündeki kısmı olduğunu, asıl meselenin daha derinlerde olduğunu gösteriyor.
Bu ülkenin emekli amiralleri ve büyükelçilerini istedikleri gibi yönlendirebilme imkanına sahip birileri, ellerindeki kullanışlı malzemeyi kolaylıkla heba etmezlerdi yoksa.
Ancak tıpkı emekli büyükelçiler gibi emekli amirallerin de Yüce milletimizin değil başkalarının menfaatlerini kovaladıkları o kadar açık ki…
Suriye sınırımızda terör koridoru oluşturulmaya çalışılırken, gıklarını bile çıkarmayan bu zevatın, Türkiye Gezi Olayları ve 17-25 Aralık darbe girişimine maruz kaldığında ellerini ovuşturarak bekledikleri, 6-8 Ekim olaylarında 50 civarında insan can verirken de, PKK'nin laik ve seküler yönleri üzerine kafa yordukları anlaşılıyor.
Bu kişilerin, 15 Temmuz gecesi tanklara selam duranlar arasında yer aldıkları konusunda en ufak bir şüphe de yok.
Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de haklarını koruma girişimlerine de burun kıvıran bu güruhun, yerli savunma sanayindeki muhteşem gelişmelerden memnun olduğu da söylenemez.
Emir büyük yerden gelince coşku ile Montrö savunusu adı altında Kanal İstanbul düşmanlığına soyunanlar farkına varsalar iyi olur. Olup bitenleri takip eden insanımızın, afra tafralarından yanlarına bile varılmayan emekli büyükelçi ve amirallerin, bu milletin değil başkalarının sesi olduğu konusunda şüphesi kalmadı artık…
