Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 26 Ağustos 2020

Kim tutabilir bizi!..

Karadeniz'de bulunan doğalgaz rezervi ile ilgili mutluluk ve mutsuzluklar devam ediyor.

Durum bir yönüyle Nasreddin Hoca'nın baklava fıkrasını hatırlatıyor. Birisi, 'baklavacı bir tepsi baklava götürüyordu' deyince 'bana ne' diyen Hoca, 'iyi ama sizin eve götürüyordu' cevabını alınca 'sana ne' demiş ya, o hesap...

Karadeniz'de doğalgaz aramış, bulmuş ve çıkarmaya hazırlanıyoruz. İçimizden birileri ise 'bana ne' diye mızmızlanıyor...

Gazın hepimizin olduğunu hatırlatmak da durumu değiştirmiyor. Bulunulmaması gerektiğine şartlandırılmışlar belli ki...

Doğalgaz, bizim adımıza küresel enerji firmaları tarafından aranır -her nedense-, bir türlü de bulunamazdı. Son birkaç senede sağlanan değişikliklerle Türkiye artık gazını kendisi arar, bulur ve çıkarır hale geldi ve ilk adım olarak da Karadeniz'de 320 milyar metreküplük bir rezerv tespit edildi.

Bir başka şirket aramış ve bulmuş olsaydı, belki yarısını başkaları alacak diye hafiften bir burun kıvırma olabilirdi. Ama arayan, bulan ve çıkarıp işletecek olan devlet olduğuna göre, bu keşfin tamamı bizimle ilgili.

320 milyar metreküp doğalgaz rezervi, 45-50 milyar metreküp yıllık tüketimimiz açısından muhteşem bir imkan. Yürütülen çalışmalardan gelecek yeni müjdeler bir yana, sadece tespit edilen gazın 65 milyar dolarlık maddi değeri, ülkemize rahat bir nefes aldırabilecek düzeyde.

Doğalgazı arayan, bulan ve çıkaracak olan, devlet. İthal yerine kendi gazımızı kullanacağımız için, doğalgaz kullanımının ucuzlaması öncelikli faydalarından. Enerji ithaline ödediğimiz bedelin azalması ve giderek sıfırlanması da refah düzeyimizin yükselmesi demek...

Netice olarak, kimsenin kalkıp 'bana ne' diyemeyeceği bir durum yani. Ancak 'bana ne' demekte ısrarlı olup, yapılanı ve yapılacak olanları itibarsızlaştırmaya çalışanların gelişmenin asıl önemli tarafına hiç aldırmıyor gözükmeleri, daha da ilgi çekici.

Kıymet bilebilmek!..
Asıl önemli taraf, yani 2017'de arama ve bulma işini kendi imkanlarıyla yapma kararı alan ülkemizin bu ilk keşfin ardından Karadeniz ve Akdeniz'de kısa sürede başka rezervler bulacağı gerçeği...

'Bana ne' diyenler arasında, gaz arama ve 'bulamama' işini(!) yapan küresel şirketlerle bağlantıları sebebiyle üzülenlerin sayısı iki elin parmakları kadardır herhalde. Bu da aslında bambaşka bir sıkıntı ile karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.

Türkiye'nin enerji açığının kapanması ve bir süre sonra cari açığımızın bile ortadan kalkabilme ihtimali, birilerini kara kara düşündürüyor anlaşılan.

Mevcut haliyle kendi ayakları üzerinde durup bölgede rıza göstermediği gelişmelere dur diyebilen bir Türkiye'nin, bir de cari açık problemini hallettiğinde kimse tarafından tutulamayacağını onlar da biliyor tabii olarak.

Milletimizin kahir ekseriyetini sevindiren bu duruma yerli ve milli olmayanların üzülmesi, dış mihraklar adına yürüttükleri operasyonlarda başarısız olacakları korkusu ile ilgili olmalı…

Kendilerini bu ülkeye ve bu millete ait hissetmeyenlerin objektif olmalarını ve başarıya sevinemeseler de takdir etmelerini beklemek, imkansız. Milletimizi sevindiren gelişmelere çok üzülüyorlar çünkü.

İşbaşına geldiğinden beri, ekibiyle birlikte bizim için çalışan ve bizimle sevinip, bizimle üzülen bir Cumhurbaşkanına sahip olduğumuz için şükretmeliyiz.

Son gelişmeler, sahip olduklarımızın kıymetini iyi bilmemiz ve devamlılığını sağlamak için üzerimize düşeni yapmamız gerektiğini hatırlatıyor...

Bizim için çalışanların ayağını kaydırabilmek için çalışan çok, malum...