İhtiyarlığa merdiven dayamış olanlar, 'aslında bizde petrol var, ama arayamıyoruz. Yabancılar arıyor ve bulduklarında da betonla kapatıyorlar' şeklindeki muhabbetlere çok şahit olmuşlardır.
Kısmen komplo teorisi kokan bu tür muhabbetler her siyasi görüşten taraftar bulurdu. Bugün devletin doğalgaz keşfine üzülenleri görünce eskiden yerlilik ve millilik oranı daha yüksekmiş denilebilir herhalde...
İran'da Irak'ta olduğuna göre petrol bizim topraklarımızda da olmalıydı. Ancak Irak'ta kazma vurulduğunda çıkan petrol için bizde binlerce metre derine inmek gerekiyordu. Bunu yapabilecek matkaplar da nalburlarda yoktu maalesef.
Cumhurbaşkanımızın: "Ülkemizde petrol ve doğalgaz arama çalışmaları genellikle kiralama usulüyle yapıldı. Hele derin deniz sondajlarında tamamen dışa bağımlıydık. Yüzlerce milyon dolarlık arama faaliyetleri sonunda elimize 3-5 sayfalık bir rapor dışında hiçbir şey geçmedi. Belki de gerçekten aradılar, ama bulamadılar." şeklindeki sözleri, geçmişin özeti…
Devamla söylediği, "Sonuçta bu şekilde yürüyemeyeceğimizi gördük. Bu tür çalışmaların doğrudan milli kuruluşlarımız aracılığıyla yürütülmesini kararlaştırdık." cümlesi, ülkeyi bugünlere getiren kararlılığın ifadesi.
Hiçbir devletin sahip olmadığı sismik araştırma ve sondaj gemilerimizin kısa sürede devreye alınması, Cumhurbaşkanı Erdoğan yönetimindeki Türkiye farkı... Birilerinin canını en çok sıkan da bu galiba...
Enerjiyi arayacak, bulacak ve çıkaracak hale gelme kararlılığının ilk meyvesini önceki gün aldık. Yerli ve milli imkanlarla sürdürülen sismik araştırma ve sondajlarla tarihimizin en büyük doğalgaz keşfi yapıldı.
Petrolünün yüzde 10'unu, doğalgazının ancak yüzde 1'ini karşılayabilen ve yılda 40 milyar dolar enerji faturası ödeyen Türkiye için, 320 milyar metreküplük doğalgaz keşfi, muhteşem bir müjde.
Karadeniz'in yanında yakında Akdeniz'den gelebilecek benzeri müjdelere de hazır olmak gerek...
ÜZÜLEN DE VAR!...
Keşif, yıllık 45 milyar metreküp civarındaki doğalgaza ödediğimiz 11-12 milyar doların, gazımızı kullanmaya başladıktan sonra azalması ve bir süre sonra sıfırlanması manasına geliyor.
Türkiye'nin enerjisini kendisinin araması konusunda büyük katkıları olan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın, 40 milyar dolarlık enerji faturası sebebiyle yaşanan cari açığın yakında ortadan kalkacağı ve belki de artık cari fazlayı konuşabileceğimizi söylemesi, konunun belki de en heyecan verici taraflarından…
Cumhurbaşkanımızın vereceği müjde için Cuma günü saat 15.00'te televizyon başında toplanan ve gelişmeyi sevinç gözyaşları ile izleyen insanımızın hemen tamamını sevindiren doğalgaz müjdesi sebebiyle üzülenler de oldu tabii.
Fatih'in sondaj gemisi olduğunu unutanlar, 'doğalgaz bulunsa da çıkarmanın zorluğu'ndan dem vururken, enerji işinin devletçe yapıldığının farkında olmayanlar da keşifle gelecek zenginliğin kime yarayacağı konusunda laf salatası yapıp durdular.
CHP adına yapılan 'keşfin sevindirici olduğu' açıklaması fena değildi. Ancak aynı cenahtan birilerinin doğalgaz naklinin zorluğu ve hele bu işte kullanılacak boruların fiyatı gibi meselelere kafayı takması, dikkat çekiciydi. Bereket, 'doğalgazı karaya getirmek, dışarıdan satın almaktan daha pahalı olur' demediler…
Hepimizi sevindiren keşfi karalamak için kıvrananlar konusunda yapılabilecek bir şey yok…
Bize düşen; Cenabı- Hakk'a şükredip, başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere bizleri sevindirenlere teşekkür etmek... Tabii bundan sonrası için duayı da unutmayalım...
