Bu yazıyı okuduğunuz saatlerde Cumhurbaşkanımızın 'ülkemizde yeni bir dönemi açacak' müjdesini belki öğrendiniz belki de az sonra öğreneceksiniz…
Konu ile alakalı olarak Hazine ve Maliye Bakanımız da "Türkiye için bir eksen değişikliği, önemli bir süreç olacak. Çok daha güzel günler bizi bekliyor" dediğine göre, belli ki oldukça önemli bir şey…
Emareler Karadeniz'de petrol ya da doğalgaz bulunduğu yönünde. Ama önemli olan bu zamana kadar yapacaklarını söylediği ve söylediklerini de yaptığı için Cumhurbaşkanımızın vereceği müjdeye kilitlenmiş olmamız.
Aynı durumu kendisine husumet duyanlar da bildikleri için, her ihtimale karşı müjdeyi itibarsızlaştırma çalışmalarına başladılar bile. Milletimizin kahir ekseriyetini sevindirecek bir müjde nasıl itibarsızlaştırılır diye merak edenler, açıklama yapıldıktan sonraki algı çalışmalarını da takip ederek öğrenebilirler.
Bahsi geçen güruh açısından objektif gerçeklerin herhangi bir önemi olmadığı için, onları saptırıp işlerine yarayan bir algı oluşturacakları, kesin. Kesin olan bir başka husus ise, bu konuda söyleyebilecekleri bütün saçma-sapan sözlere inanabilecek birilerinin de mutlaka olacağı.
Konu petrol ya da doğalgaz olduğunda belki de ilk dikkat kesilmemiz gereken nokta, Gerek Akdeniz'de ve gerekse Karadeniz'de kimseye muhtaç olmadan kendi enerjimizi arayabildiğimiz gerçeği.
Bulunabilecek petrol ya da doğalgazı yine kimseye muhtaç olmadan işleyebilecek ve pazarlayabilecek yetkinlikte olmamız, Türkiye'nin son 18 yılda enerji alanında aldığı mesafe konusunda ciddi bir fikir verebilir.
Akdeniz ve Karadeniz'de çeşitli arama tarama faaliyetleri yürüten Fatih, Yavuz, Oruç Reis ve Barbaros Hayrettin Paşa isimli gemilerimizin özellikle bölgenin enerjisinde gözü olan mihrakları ciddi şekilde rahatsız ettiği, bilinen bir gerçek.
GASPÇILAR VE İŞBİRLİKÇİLERİ…
Savunma sanayimizdeki yerliliğin gittikçe artması ve özellikle yerli ve milli İHA ve SİHA'larla terörle mücadelede sağlanan büyük başarıların, milletçe hepimizin göğsünü kabarttığı malum. Gerek hidrokarbon kökenli olsun gerek yenilenebilir olsun, enerji alanında kat edilen büyük mesafeler de aynı şekilde.
Kendi İHA'larımız yok iken, bize İHA kiralayanların kendi istedikleri sonuçları verdikleri bilinen bir husus. Kendi İHA'larımızı yaptıktan sonra terörle mücadeledeki başarılar, bunun en açık delili.
Enerji konusunda, güya bizim için arama yapan ve genellikle bulamadıklarını söyleyip, bulsalar da aslan payına talip olanlar vardı hep. Bunların, kendi enerjisini arayan, bulan, çıkarabilen ve değerlendirebilen Türkiye'den rahatsızlık duymaları, anlaşılabilir bir şey.
Ancak, aynı durumdan içimizdeki bazılarının da rahatsız olması ve bunların Türkiye'nin bu yöndeki çabalarına bazen dışımızdakilerden daha şiddetli bir şekilde karşı çıkmaları, konunun en düşündürücü tarafı.
Türkiye'nin aldığı mesafelere dışımızdaki mihraklar gibi bakan ve atılan adımlara üzülenler arasında siyasilerin de olması, ayrı bir üzüntü vesilesi.
Normalde Türkiye için çalışmaları gerekirken, ülkemizin haklılığının kesin olduğu uluslararası meselelerde bile hasımlarımızdan yana tavır alan muhalefet mensupları, acı bir gerçek…
Tabii daha da acı olan ise Türkiye yerine başkalarının menfaatlerini savunan güruhun söylediklerine inanmaya ve onlara destek olmaya hazır birilerinin her daim bulunması…
Bölgemizin zenginliklerinde gözü olanlar sadece bir kesimin değil, bütün milletimizin ve bu arada onların da haklarını gasp etmeye çalışıyor, oysa…