Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 10 Mayıs 2020

Yalancı ve utanmaz!..

Yaşını başını almış, normalde -sosyal mesafe kurallarına uygun bir şekilde- torunlarına tatlı tatlı masal ve hikayeler anlatması gereken birileri, hiç durmadan yalanlar söylüyor… Meydanı boş bulmuşçasına hem de…

Bunlardan bazılarının yalanları anında yüzüne çarpılırken, bazılarının gerçeğini öğrenebilmek için biraz beklemek gerekiyor belki. Ama kesin olan, iyice kartlaşmış olmaları yanında, kindarlıkları sebebiyle yüzleri de artık bakılmayacak bir hal alan bu insanların söylediklerinin tamamen yalan ve yanlış olduğu.

İktidara olan husumetleri sebebi ile yalan ve yanlışları yaymaya çalıştıkları söylenebilir. Ama açık söylemek gerekirse, birilerinin ilgisini çekebilecek başka bir özellikleri kalmadığı için böyle davranıyor gibiler…

Türkiye'den İngiltere'ye koronavirüsle mücadele için gönderilen tıbbi malzemelerin standartlara uymadığı gerekçesiyle iade edileceği şeklindeki yalana balıklama dalan ve "İyi bakın, eğer ar kaldıysa, bu utançtır..." ifadesini kullanmaktan utanmayan birisi, bu türün son örneklerden…

Mesajında 'ar' ve 'utanç' ibarelerini kullansa da yalanı açığa çıkınca sessizliğe bürünen bu kişi, 'ar' duygusu ile hiç tanışmamış olduğu gibi utanmazın da teki…

'Çamur at izi kalsın' mantığı ile hareket ediyor ve yalanı ortaya çıktığında da ortalıktan kaybolmayı tercih ediyor. Tıpkı kendi cinsinden olup tam da kendisine benzeyen diğerleri gibi…

Korona ile mücadele maksadıyla yardım malzemeleri gönderdiğimiz ülkelerin içimizdeki uzantıları, yalanlarıyla bu ülkelerin itibarını korumaya çalışırlarken(!) ilgili ülkelerden teşekkür üzerine teşekkürler geliyor olması da, işin komik taraflarından.

İzimizden birileri güya onlar adına hamamın namusunu kurtarmaya çalışırken, bu ülkelerin objektif olabilmeleri güzel. İçimizdeki uzantılarının güya adına hareket ettikleri ülkelerin yaptığından ders almaması, belki de meselenin en ilgi çekici yönü.

Canla başla yalanlar üretip güya ülkemizi itibarsızlaştırmaya uğraşanların, bu ülkelere dönüp, 'ne oluyor kardeşim, biz sizin adınıza yalanlar üretiyoruz, siz ise doğruculuk yapıp bizi rezil ediyorsunuz' demeleri lazım belki. Ama hakikaten kelimenin tam manasıyla 'rezil' oldukları için bunu bile akıl edemiyorlar…

İşimize bakalım…

Bazı gazete ve televizyonlar yanında sosyal medya üzerinden yürütülen bu utanmazca faaliyetlerle ilgili teselli verici taraf, söylenenlerin tamamının yalanlardan ibaret olması. Yalanlar uyduranlar, eleştirebilecek bir şeyler bulabilseydi, durum hakikaten çekilmez olurdu.

Bu tür yalanlarla mücadelede gerek gazete ve televizyonlar ve gerekse sosyal medya üzerinden verilen mücadelenin yetersiz olduğunu düşünsek bile, önceki yıllarla kıyaslandığında epey bir mesafe alındığı da söylenebilir.

Sosyal medyaya yönelik hukuki düzenlemeler olduğunu da biliyoruz. Bu en azından, uydurabildikleri bütün yalanları üzerimize boca edenlerin işlerinin zorlaşacağı demek.

Yalancılar ve utanmazlarla mücadele açısından esas yapılması gereken şey, mümkün olduğunca muhatap alınmamaları belki de. Çünkü onların hedefi yalanlarının yayılması…

Ramazan Ayı'ndayız ve en iyisi yalancıları hiç muhatap almayıp bugünlerde yapılabilecek şeylere odaklanmak.

Daha çok okuyabilir, tefekkür edebilir ve bilmiyorsak eğer birisinin yardımı ya da internette hizmet veren bazı sitelerden Kur'an-ı Kerim'i aslından okumayı öğrenebiliriz... İnternet ortamında Kur'an okumayı çabucak öğreten oldukça çok da site var...

Laf aramızda, bugünlerde yapılabilecek anlamlı şeylerden birisi de bu…