Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 26 Aralık 2018

Haddini bilebilmek…

Ciddi denebilecek bazı çalışmaları olsa da daha çok komedi dalında tanınan iki isim, bir TV programında söyledikleri sözler sebebiyle mahkemelik oldular.

Bunlardan Metin Akpınar'ın çağrılma sebebi, demokrasi üzerine attığı kısa bir nutuk sonrası söylediği şu sözlerdi:

"… Belki liderini ayağından asarlar, belki mahzenlerde zehirlenerek ölür, belki adı geçen başka liderlerin yaşadığı gibi kötü sonlar yaşayabilir… Kim Rusya'ya döndüyse, iktidardan gitti onu da söyleyeyim. Adnan Menderes de randevu almıştı ihtilal oldu. Süleyman Demirel aynı şekilde Kuzey'e döndüğünde ihtilal oldu. Bakalım darısı kimin başına…"

Adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Metin Akpınar'ın, mahkeme çıkışında söyledikleri ise şöyle: "Bizim Sayın Cumhurbaşkanımızı hedef gösteren, onun ismini anan, ona karşı bir hareketimiz katiyen olmaz. Biz ülkemizin refahı, milletimizin refahı için tercih ettiğimiz temenni ettiğimiz demokrasiyi anlatmaya çalıştık…"

TV programında sarf ettiği sözlerle, bu sözleri izah sadedinde söyledikleri arasındaki uyumsuzluk, benzerini daha önce yüzlerce defa gördüğümüz bir tavır…

Mikrofon ya da kamera şehveti ile mangalda kül bırakmayanların, mahkeme karşısına çıkınca ayrı telden çalmaları, alışıldık bir şey...

Anlatmaya çalıştığı demokrasi. daha çok Metin Akpınar ve mensup olduğu kesimin dediklerinin geçerli olduğu bir sistem gibi gözüküyor ve belli ki koyu bir vesayet de içeriyor... Ülkeyi yönetenlerin hangi ülkelerin yöneticileri ile konuşup konuşmayacağı bile izne tabi ona göre.

Adlı adınca belirtmek gerekirse, ülkemizde ABD'nin ve Avrupa'nın söylediklerinin dikkate alındığı bir yönetimin hakim olması gerekiyor Akpınar'ın arzuladığı demokrasi için. Ülkenin şartları gerektirdiğinde, mesela Rusya ile yapılacak işbirlikleri caiz değil ona göre…

Herkes işini yapmalı…

Bunu ideolojik bir tercih olarak dile getirse, problem yok aslında. Ancak 'ayağından asılma', 'mahzenlerde zehirlenerek ölme' ve 'kötü sonlar' gibi sözler, ciddi şekilde rahatsız edici. Özellikle de toplumu güldürmeye çalışması ile bilinen birinden.

Varmış gibi göstermeye ve sürekli kaşımaya çalıştıkları kutuplaşma meselesinin, adını sıklıkla anladıkları demokrasiyi içselleştirebilseler ortadan kalkabileceğinden habersiz olmaları neyse… Ama, Akpınar ve benzerlerinin Türkiye'yi demokrasinin olmadığı bir ülke gibi göstermeye çalışmaları, belki de meselenin en önemli tarafı.

Aynı programdaki sözleri nedeniyle mahkemeye çağrılan Müjdat Gezen'in bahse konu sözleri ise şöyle: "Recep Tayyip Erdoğan, sen bizim vatanseverliğimizi sınayamazsın, haddini bil."

Halk TV'de Uğur Dündar'ın sunduğu ve Kadıköy Belediyesi'ne ait bir mekanda çekimi yapılan programda Müjdat Gezen de rol kapmak istemiş belli ki…

Cumhurbaşkanımızın bir şekilde Müjdat Gezen'i andığını, ona önem atfederek mesela vatanseverliği konusunda yorum yaptığını filan zannetmiyoruz… Bu yönde bir emare de yok zaten.

Gerek Metin Akpınar, gerekse Müjdat Gezen ve benzerleri ile ilgili esas mesele, bu kişilerin hadlerini bilip bilmemeleri ile alakalı.

Oynadıkları film, dizi ya da tiyatro oyununda senaryo gereği her türlü kılığa giren bu zatlar, filmlerde, dizilerde ve oyunlarda yaptıkları rolün alkışlanmasından cesaret alarak kendileri de bir şeyler yapmaya çalışıyorlar anlaşılan.

Ancak 80 milyonluk bir ülkede yaşadıklarını ve bu ülkenin büyük bir çoğunluğunun rol yaptıklarında alkışlasalar da, iş ciddiye bindiği zaman hadlerini bilmeye çağıracaklarını unutmamalılar…

İşin özeti şu: Herkes işini yapmalı…