Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 24 Ağustos 2016

Hareket çok güzeldi, ama...

Gerek ülkemizdeki bazı çevrelerin ve gerekse dış dünyanın, özellikle de Batı'nın birtakım evrensel değerlere bakışı açısından 15 Temmuz tam bir turnusol kağıdı görevi gördü, halen de görüyor...
Netice şu ki: Batılı siyasiler, gazeteciler ve akademisyenler 'Evrensel Değerler' dersinden sınıfta kaldılar... 15 Temmuz'da askeri bir darbe girişimi yaşadık. Birileri insanımızın gösterdiği olağanüstü karşılığı itibarsızlaştırmak niyetiyle saçma sapan değerlendirmeler yapsa da; Milletimiz bir askeri darbeye karşı durarak, destan yazdı!.. Asker içindeki yapılanmanın dış destek vaatleri ile kalkıştığı bir girişimdi bu.
İnsanımızın, Cumhurbaşkanımızın çağrısı üzerine adeta bir çağlayan gibi sokakları, meydanları doldurarak darbecileri püskürtmesi, herkesin ama özellikle de Batılıların takdir etmesi, alkışlaması gereken bir olaydı. Birtakım ülke ve mihrakların menfaatleri ile ilgili yönü bir tarafa, muhteşem bir olaydı yaşanan. Futbol tabiriyle söylemek gerekirse; hareket çok güzeldi... Bir Millet, uçak, helikopter ve tanklarla kendisini esir almaya kalkışanlara çıplak elleriyle karşı koyarak demokrasiyi, milli iradesini kurtarmıştı çünkü.
Darbe girişimcileri eğer başarıya ulaşırlarsa, Batılı ülkelerin hepsine menfaatlerini önceleyecekleri sözü vermemişlerdir elbette.
Ancak darbeyle gelecek yönetimin zaten zayıf olacağını ve uluslararası alanda meşruiyet sağlayabilmek adına her sahada tavizkar davranacağını bilmeyen yoktu. 15 Temmuz'un hemen ardından ABD başta olmak üzere Batılı ülkelerden gecikmeli olarak gelen hayıflanma dolu mesajlar, güçlü bir yönetime sahip Türkiye ile yola devam etmek zorunda kalınmasıyla alakalıydı.

Hiç durmayacaklar...

İrili ufaklı bütün batılı medya organlarının halen sürdürdükleri 15 Temmuz'la ilgili gerçekleri çarpıtma gayretlerinin, Türkiye içinde işe yaramadığı malum. Çünkü en azılı iktidar ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan karşıtları bile, 79 milyonun beraberce yaşadığı şeyleri çarpıtarak başka türlü göstermenin mümkün olmadığının farkında.
Batılı yayın organlarının yaptıkları şey, temelde kendi kamuoylarını yanıltmaya yönelik. Tabii bunun o ülkelerdeki yönetimlerin de arzu ettikleri bir şey olduğunu söylemeye bile gerek yok.
Bu durumun akla getirdiği soru ise, daha çok Batı kaynaklı olarak lanse edilen ve evrensel olduğu söylenen birtakım prensiplerin, nasıl olup da bu kadar ucuz harcanabildiği. Demokrasi, insan hak ve özgürlükleri, sivillerin belirleyiciliği ve benzeri kavramları her ne kadar bayraklaştırsalar da, Batılıların aslında kendilerine itaatkar yönetimleri tercih ettikleri bilinir.
Demokrasi hakikaten dedikleri kadar önemli olsaydı şayet, askeri darbe girişimi sonrası idarenin demokrasi olmayacağını bildiklerine göre, demokrasiyi kurtaran insanımıza saygı duymaları gerekirdi mesela.
Ama gerek yöneticilerinin ve gerekse medyalarının takındıkları tavra bakılırsa, Türkiye'de güçlü bir demokratik yönetim yerine, zayıf ve kırılgan bir darbe yönetiminden daha hoşnut olacakları anlaşılıyor.
Batılılar ve içerdeki uzantıları zayıf bir Türkiye istiyor ve bunun için uğraşıyorlar.
Bizim de daha Güçlü bir Türkiye için çok çalışmamız gerek... Çünkü onlar hiç, ama hiç durmayacaklar...