Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Açık oy, gizli sayım...

Eklenme Tarihi 2 Ekim 2015
Şaka gibi gelebilir, ama değil: 21 Temmuz 1946'daki milletvekili genel seçimleri, açık oy gizli tasnif (sayım) usulüne göre yapılmıştı. CHP'li olan devlet görevlilerinden oluşan sandık kurulu önünde ve jandarma nezaretinde seçmenler oylarını açık olarak kullanmışlar; sayım da kapalı kapılar ardında gerçekleştirilmişti. Neticede CHP 395, DP 66 ve bağımsızlar da 4 milletvekilliği kazanmıştı.
1946'dan sonra tarihe karışan 'açık oy gizli tasnif' sistemini bugünlerde tekrar hayata geçirmek için çalışanlar var. Hatta bunu bazı bölgelerde yaptıklarını söyleyebiliriz de.
Önce şu sözleri bir okuyalım: "Aklımın almadığı şu: Bazı köylere bakıyoruz, kaç seçmen varsa hepsi de oy kullanmış ve hepsi de aynı partiye oy vermişler. Başka herhangi bir partiye tek bir oy çıkmaması bir yana, bir tane olsun geçersiz oy da yok. Oysa başka bölgelere baktığımızda seçmen sayısı ve kullanılan oy arasında mutlaka fark olduğu gibi, çeşitli sebeplerle geçersiz oylar muhakkak var. Üniversitede rektör seçiminde oy kullanılırken bile, oy kullananların tamamı akademisyen oldukları halde geçersiz oy olabiliyorken, köy yerlerindeki bu başarı (!) şaşırtıcı..."
Kelimesi kelimesine aynı değil belki. Ama, 7 Haziran seçimlerinin değerlendirildiği bir TV programında söylenen bu sözler Prof. titri taşıyan bir akademisyene ait. Çok üzerine gidilmemiş olsa da, 7 Haziran seçimlerinde, eskinin 'açık oy gizli tasnif' usulüne benzer işler olduğunu hepimiz biliyoruz.

900 sandıkta tek parti...

AK Parti dün, Doğu ve Güneydoğu'da tek geçersiz oyun bile bulunmadığı ve bütün oyların sadece HDP'ye çıktığı 900 sandıkla ilgili suç duyurusunda bulundu.
Sandık başlarında bulunan silahlı teröristler, öncelikle köy ve mezralarda olmak üzere, seçmenlere yönelik 'başka partiye oy çıkarsa' ile başlayan tehditler, sandık kurullarının tehdit edilmesi suretiyle seçmenleri yormayacak (!) bir şekilde, oy kullanma işini iyi bilen kişi ya da kişilerce düzgün bir biçimde kullanılan oylar... 1 Kasım'da bunların hiçbirinin olmayacağını söylemek aşırı bir iyimserlik olur. Ancak belli ki bu türden uygulamaların ayyuka çıktığı yerlerde ve bu arada yakın dönemde yaşananlar sebebiyle riskli bölgelerde bazı tedbirler alınması ile oy kullanacak seçmenlerin tercihlerinin sandığa yansıması temine çalışılıyor.
Yani birilerinin feryat figan şikayet ettikleri gibi, halkın tercihlerini iktidar partisine yöneltmek filan kimsenin aklının ucundan geçmiyor.
Bilakis, insanlar kendilerinin yerine oy kullanmak üzere hazır bekleyen birilerinin tasallutundan kurtarılmaya çalışılıyor.
Sandık taşımanın, insanların tehditle belli bir partiye oy vermeye zorlanmasına mani olmak için yapıldığının herkes farkında. Bu şekilde oy almaya alışmış partinin sözcüleri ve destekçileri de...
1946'da mecburen yaşanan 'açık oy gizli tasnif' rezaletinin bir benzeri 7 Haziran'da yaşanmışa benziyor.
Şimdi yapılmaya çalışılan tedbirler, 1 Kasım'da 'gizli oy, açık tasnif'i sağlamak için... Demokrasinin gereği de budur zaten...