CHP Genel Başkanı'nın TİM'i (Türkiye İhracatçılar Meclisi) ziyareti CHP'nin ekonomiye ve iş dünyasına bakışı açısından önemliydi. TİM Başkanı son 10 yılda Türkiye'de çok önemli ekonomik değişimlerin olduğunun altını çizdi ve 2023 ihracat hedefinin 500 milyar dolar olduğunu söyledi. Ayrıca TİM Başkanı, AB'ye tam üyelik konusunda CHP'nin görüşlerini sordu. Kemal Kılıçdaroğlu konuşmasında 'yeni' CHP vurgusunu sürekli kullandı. Piyasa ekonomisi vurgusu yaparken sosyal piyasa gerekliliğinin altını çizdi. Ancak CHP'nin ekonomi konusunda net, belirgin bir vurgusunun olmadığı da ortaya çıktı.
* 'Aile yardımı' nasıl yorumlanır?
CHP'nin dün açıkladığı 'aile yardımı' aslında şu an devletin 14 kurumu tarafından farklı alanlarda yaptığı sosyal desteklerin tek çatı altında toplanması olarak özetlenebilir. Dolayısıyla çok yeni bir şey değil ancak, sistemin yeniden düzenlenip konsalide edilmesi CHP'nin yaptığı... Tabii bunun şu anki destek sistemine göre olumlu tarafları olduğu gibi, sakıncaları da var. En büyük sakıncası, Türkiye gibi emek piyasasının sürekli genişlediği ve tarımın çözüldüğü, kırdan şehire göçün olduğu bir ülkede işgücüne katılımı aşağıya çekecek olması. Yani, destekleri amacına ve sosyal faydasına bakmaksızın bu şekilde toplumlaştırmak genç nufüsta uzmanlaşma gerekliliğini ve işgücüne katılımı aşağıya çekebilir ve işsizliği arttırabilir. Bu açıdan sistem Türkiye gibi dinamik bir işgücü piyasasanın olduğu ülkelerde işe yaramaz. CHP'nin projesi tamamen seçim aldatmacası.
* CHP'nin yeni ekonomik programı ne zaman açıklanır?
Kılıçdaroğlu, dünkü TİM toplantısında yeni ekonomik programı en kısa zamanda açıklayacaklarını söyledi. Ama bu, ihracatçıyı ve sanayiciyi tatmin etmedi. Çünkü ana muhalefet partisinin seçime dönük hazırladığı bir programın gerçekçi olmayacağı ve birçok populist çıkışı barındıracağını ihracatçı biliyor. Bu açıdan Kılıçdaroğlu'nun dünkü TİM çıkışı sanayiciyi pek tatmin etmedi. Ayrıca TİM Başkanı'nın konuşmasında dile getirdiği demokrasi ve AB üyeliği vurguları da Kılıçdaroğlu tarafından pek karşılığını bulmadı. Çünkü Kılıçdaroğlu demokrasinin devletin kurumlarıyla gerçekleşeceğini söylerken, seçim ve halkın oyunu istemese de, geriye itmiş oldu. CHP Genel Başkanı'nın AB üyeliği isteği ise zayıf kaldı. Sonuçta CHP bir arayış içinde bu çok belli oluyor. Ama Türkiye'nin CHP'nin arayışını bekleyecek vakti yok.
