BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Biz Anadolu'yuz

Eklenme Tarihi 31 Mart 2016
"Bir yanımdan şafak sökerken bir baştan bir başa, her gün selam veriyor güneş kurda kuşa. Dört mevsim bir yaşarım yok cihanda böyle eş, akşam sefasından ufuklardan batıyor güneş. İşte ben Anadolu'yum. Yiğidim çatıktır kaşım. Bir babanın öz oğluyum, yedi kardaşım.
Yedi oğlum var biri Aras'tır, bir ucunda Serhat, bir kızım var Dicle'dir, bir oğlum var Fırat, iki ikizim var Seyhan, Ceyhan.
Bir oğlum var, uzun boyludur rengi kızıl ya, bir kızım vardır, kaşları hilaldir adı Sakarya. İşte benim ben, ben Anadolu'yum. Ben Türk'üm, Kürt'üm, Abaza'yım, Laz'ım, Çerkez'im, Dadaş'ım dedik ya bir babanın öz oğluyum, yedi kardaşım... Ben Karadeniz'de Laz'ım, Hazar Denizi'nde Abaza'yım. Bir elimde kemençe, bir elimde sazım. İşte benim ben, ben Anadolu'yum. Ben Munzur da alevi, Sivas'ta kızılbaşım. İşte benim ben, ben Anadolu'yum. Ben Hatay da Arabım.
Ben Malatya, Adıyaman, ben Maraşım... Ben Kayseri, Kırşehir, Kırıkkale, eğilmez başım. Ben Yozgat, Tokat, Ankara vatan duvarında taşım. Adana, Antalya, İzmir, Bursa'dan hoşum Sakarya, İzmit, İstanbul aşkıylan sarhoşum. Ege'de Efe, Trakya'da Roman, Marmara'da Mamoşum. Ben Yurtta sulh Cihanda barışım. Ben Kuran-ı Kerim'in ışığında çağdaşım. Ben Anadolu erenleri Mevlana, Yunus, Hacı Bektaş'ım. Ey sevgili kendine gel, sen bensin ben sizim. Ya Rabbi sana arzu-yu niyazım var ayırma beni haktan. Ya Rab koru beni düşmanlardan dış mihraklardan. Otuz beş yıldır ne baharım var ne yazım, mevsimde kışım. Ben üzgünüm, ben kırgınım, ben ağlayan gözlerde yaşım. Ben GÜRHANım, garip ozanım, bu topraklarda vatandaşım..." Gazeteci-yazar-stratejist Alper Tan'ın yönetimindeki Kanal-A'da önceki akşam, genç nesil gazeteciliğin parlayan ismi Fatin Dağıstanlı'nın proğramında, ülkemiz üzerinde oynanan oyunlar karşısında isyan eden, Bingöllü Şair Hacı Gürkan'la bir gönül ve ruh yolculuğu yaptık. Bismillah ile başlayan Allah-u Ekber ile biten 'ANADOLUYUM' şiirini Bingöllü şair Hacı Gürhan, o kadar candan ve damardan okudu ki gönül tellerimiz titredi. Çanakkale ruhuyla yürüyen, emperyalistlere karşı diniyle-imanıyla karşı durmuş bir aziz milletin ferdi olarak, ANADOLULU olmaktan gurur duyuyorduk. Aziz vatanımızın kalelerini düşürmek için başlatılmış hayasızca akınlar karşısında askerlerinin, polislerinin, korucularının şehit olması yüreklerimizi yakıyordu.
Bingöllü Hacı Gürhan'ın, 79 milyon vatan evladının hislerine tercüman olan BEN ANADOLUYUM şiiri izlenme rekorları kırıyordu. Hacı şiiri okuyor, Fatin Dağıstanlı ve ben, nemlenen gözlerimizle, titreyen kalplerimizle ancak ona katılabiliyorduk. İşte, bizi biz yapan buydu. Konuşmak yerine dinlemek, Anadolu'nun sesini hissetmek. Birlik ve beraberlik şarkılarımızla, geleceğe yürümek daha güzeldi.

SONUÇ: Gücümüz, inancımız, milli ruh ve heyecanımızın dayandığı omurga, çok eskiye dayanır. 1071'i anlamazsak 1453'ü anlayamayız. 1453'ü anlayamazsak, Viyana'yı kuşatan ecdadımızı anlayamayız. Çanakkale'yi, İstiklal Savaşı'mızı anlayamayız. Bugün verdiğimiz İSTİKBAL SAVAŞINI hiç anlayamayız. Anadolu her şeyi anlıyor.