Geçen hafta, post modern darbenin siyasi ayağındaki perde gerisini açıklayacak özellikteki iki açıklama üzerinde fazla durulmadı.
Durulmadı veya özellikle üzerinde durmaktan bazı çevreler kaçındı. Ama gelecek günlerde bu iki açıklama daha fazla ilgi görmeye adaydır.
İki açıklama şöyle idi:
1) AK Parti Çorum Milletvekili, Hak-İş Konfederasyonu eski başkanı Salim Uslu, 28 Şubat sürecinde TOBB, TİSK, TESK, TÜRK-İŞ ve DİSK'in oluşturduğu "5'li çetenin", DYP lideri Çiller'e Refah-Yol hükümetinden çekilmesi için, sendika başkanlarının Hilton Oteli'nin 9. katında ikna odası kurduğunu, toplantıyı Yalım Erez'in organize ettiğini söyledi.
2) DYP eski lideri Tansu Çiller, 28 Şubat post modern darbesine ilişkin konuşmak üzere, savcının davetini heyecanla bekliyor. Çok şeyler anlatacak.
HİLTON'UN DUVARLARI
Salim Uslu, 28 Şubat döneminde Hak-İş Konfederasyonu başkanı olarak görev yapıyordu. Tüm baskılara rağmen, darbe sürecine katılmamış, karşısındaki beşli çeteye karşı korkmadan mücadele vermişti.
Salim Uslu diyor ki, "Bunlar yıkım ekibiydi. Hilton Oteli'nde toplantı yaptık. TOBB, TİSK, Ziraat Odaları Birliği, Esnaf Odaları Başkanları vardı. Odada Çiller ve Yalım Erez de var.
Çiller Başbakan Yardımcısı. Bu kompozisyonu Yalım Erez hazırladı.
Ziraat Odası Başkanı ile benim dışında herkes Çiller'in hükümeti bırakıp gitmesinin zorunluluklarını anlatmaya ve onu ikna etmeye çalışıyorlardı. Bir tür ikna odasıydı. Çiller direndi ama onlar ısrarla koalisyonunun bozulmasını istedi.'' Salim Uslu'nun bu açıklaması üzerinde dikkatle durmalıyız.
Yalım Erez, Türkiye'nin en büyük sivil toplum kuruluşu özelliğindeki Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nde 1990-95 arasında başkanlık yaptı.
1995 yılında DYP lideri ve Başbakan Tansu Çiller'in sağ kolu olarak Muğla milletvekili oldu. 1995 seçimlerinde Refah Partisi'nin (RP) birinci olmasından rahatsız olan çevreler, RP'yi hükümet dışında tutmak için Yalım Erez ismiyle hareket ettiler. Refah Partisi birinci olmasına rağmen Hükümeti Necmettin Erbakan'a kurdurmamak için çeşitli senaryolar oynandı.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile çok yakın ilişkisi olan Yalım Erez, Erbakan'sız bir hükümet için kolları sıvadı ve ANAP-DYP (ANAYOL) hükümeti kuruldu. Kurulan hükümette Erez, Sanayi Bakanı olarak görev aldı. İlginçtir, Yalım Erez, kurulmasına katkı verdiği ANAYOL hükümetinde çatlaklar meydana gelmeye başlayınca, bu kez hükümetin yıkılması için harekete geçti. ANAYOL hükümetinin yıkılmasının ardından Yalım Erez, bu kez Refah Partisi ile Doğru Yol Partisi arasında hükümet kurulması için DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'i ikna etti ve bu hükümette de Sanayi Bakanı oldu.
''İŞARET FİŞEĞİ'' İSTİFASI
Asker-Medya-Sendika-Üniversite- Yargı mensuplarının içinde bulunduğu bir grup, koalisyon üzerinde baskısını arttırmaya başlamıştı. Yeni bir formül üzerinde uzlaşan "çete", DYP'li bakanların istifa ettirilmesiyle, koalisyonun bozulması formülü üzerinde durmuşlardı. 28 Şubat MGK'sının üzerinden iki ay geçmemişti ki ilk istifa eden Yalım Erez oldu.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in yönlendirmeleriyle hareket ettiği iddia edilen Yalım Erez, bölünme hareketini kabine seviyesine çıkarmış oldu.
DYP'nin parçalanmasında aktif rol alan Erez, 'yeni hükümet tamam' şeklinde açıklamalar yaparak, hükümetin üzerindeki istifa baskılarının artmasına imkân sağladı.
Bu sırada, Turizm Bakanı Bahattin Yücel de hükümetten ayrıldı.
DEMİREL'İN ADAYI
Mesut Yılmaz Başbakanlığında kurulan darbe hükümetinde de Erez, yine Sanayi Bakanı'ydı.
Mesut Yılmaz hükümetinin düşmesini fırsat gören Erez, bu kez Başbakan olmak için soyundu.
Aralık 1998'de Demirel, hükümeti kurma görevini Yalım Erez'e verdi.
Yalım Erez için 'beni sırtımdan hançerledi' diyen Tansu Çiller, Erez'in Başbakanlık hevesini kursağında bıraktı. Erez, Tansu Çiller'in (eden bulur) son dakika hamlesiyle yıkıldı. Çiller, ülkeyi seçime götürmesi için DSP lideri Bülent Ecevit'in başbakanlığında kurulacak azınlık hükümetine destek vereceğini açıklayınca, Erez'in hükümet kurma hayali suya düştü.
Yalım Erez'in 28 Şubat sürecindeki Başbakanlık sevdası da siyasi yaşamıyla birlikte tarihe gömüldü.
SONUÇ: Eski Başbakan Tansu Çiller, savcılıkta bunları muhakkak anlatacaktır.
Herhalde bazı kaleler yıkılacaktır. Yalım Erez de neler yaptığını anlatır mı acaba?
