SEVGİLİ Mehmet Ali Önel bir video paylaştı. O videoda İsrail'deki "Deri Bankası" yöneticileri ile röportaj yapılıyordu.
Deri Bankası yöneticileri morga kaldırılan cesetlerden nakil için deri aldıklarını söylüyordu. Röportajı yapanlar "İsraillilerin de derisini alıyor musunuz?" diye soruyordu.
Yetkililer "Asla. Bu dinen de yasak. Biz sadece Filistinli ve diğer yabancıların cesetlerinden deri alıyoruz" cevabını verirken yeminler ediyordu. Filistinlilerin öldürüldükten sonra derilerini bile yüzecek noktaya taşınması ve buna izin veren hükümetlerde ancak "Psikopat" ötesi bir ruh hali var demekti.
O ülkeyi yöneten herif bir röportajında "İsrail'in güvenliğini sağlayacak tek kişi benim" diyordu. Tımarhaneye kapatılsa "Ben Batman'im" diyerek bahçesinde dolaşacaktı besbelli. Kibir abidesi herifin psikopat olduğunu anlamaya bu cümleler bile yetiyordu. Ülkesinin güvenliğini ondan başka kimsenin sağlayamayacağını düşünmek ancak Hitler kafasında yer bulabilirdi. Bu psikopat binlerce çocuk ve bebeğin katili Netanyahu'dan başkası değildi. Bugün gelinen noktada bu Psikopatın İsrail'in güvenliğini tehlikeye atan bir numaralı alçak olduğu tescillendi. Ülkesinde bile milyonlar ondan nefret ediyor, kapısı önünde "Katil" diye bağırıyor. İsrail'in en önemli üç gazetesi anket sonuçlarını yayınladı. Netanyahu'ya desteğin tek haneli rakamlara düştüğünü gözler önüne serdi. İsrail'in yüzde 90'ı katil Netanyahu için "Defolup gitsin" diyor.
İsrailli rehinelerin aileleri tarafından Başkan Erdoğan'a yazılan mektup tesadüf değil.
İsrailli aileler o mektupta Erdoğan'a "Orta Doğu'da, Müslüman dünyasında ve ötesinde geniş nüfuza sahip, bölgenin büyük güçlerinden birinin lideri olarak, bize yardım edebilecek eşsiz bir konumda olduğunuza inanıyoruz.." diyerek sesleniyor. Kendi liderlerinden değil Erdoğan'dan yardım istiyor. Erdoğan'ın "Bu adam gidici" şeklindeki sözleri boşuna değil. Uluslararası arenada hatta kendi ülkesinde bile yargılanmaktan kaçamayacak artık. Dünyada katliama öfke arttıkça daha da deliren yeni bir Hitler ile karşı karşıyayız. Eski başbakanları ve Dışişleri bakanları bile "Dur artık. Uluslararası arenada saldırılarının meşruiyeti yok oluyor." diye çağrı yaptı. Ancak dedik ya. Adam Psikopat. Bu çağrılar onu Adolf Netanyahu'ya çeviriyor. Sonunun geldiğini fark etmeksizin, kariyerini kurtarmak için çırpınıyor. Tevrat'tan örnekler veriyor, kendine kutsallaştırıyor, ABD'den bahsediyor. "Düşmanlarının kadınlarını, çocuklarını hatta hayvanlarını bile öldürmekten" bahsediyor. Hitlerin Cinnet geçirmiş halini oynuyor. İngiliz yayın organında yer alan bir makalede bu psikopat Netanyahu ile ilgili ilginç bir detay vardı. Psikolojik tedavi aldığı belirtiliyor ve şu cümlelere yer veriliyordu; "Netanyahu'nun geçtiğimiz günlerde intihar eden psikiyatristi Moshe Yatom'un arkasında bıraktığı notta yer alan ifadeler İsrail başbakanının çok farklı bir ruh halinde olabileceği ihtimalini gündeme getiriyor. Umutsuzluğunun kaynağının Netanyahu olduğunu yazan Yatom, intihar notunda 9 yıl boyunca Netanyahu'nun 'esrarengiz' zihnine girmeye çalıştığı, ancak 'yalan şelalesi' olarak nitelendirdiği İsrail Başbakanı tarafından mağlup edildiği, Netanyahu'yu tedavi ederken yenilmez olan kişiliğinin parçalandığı ifadelerine yer vermişti." Evet Netanyahu, artık neler yaptıysa Psikoloğunu bile intihara sürükleyecek kapasitede bir zırdeli. ABD gibi gerzek bir ülke, işte böylesine zırdeli bir herifin peşinden giderek, silah ve milyar dolarlar yağdırarak, öfkeye, nefrete ve psikopatlığa kalkan olma aptallığına imza attı. ABD Dışişleri Bakanı Blinken savaşın ilk günlerinde İsrail'e iner inmez "Buraya bir Bakan olarak değil, bir Yahudi olarak geldim" diyerek büyük destek veriyordu. Bölgeye yaptığı son ziyaretin dönüşünde uçakta gazetecilerle ağlamaklı sohbet etti. Sinirli ve gergindi Blinken. Netanyahu hükümetindeki aşırı sağcı şahinler ile İsrail ordusunun, savunmasız sivillere, özellikle de çocuklara karşı işlediği suçların katliama dönüşmesi, yaşanan tahribatlar karşısında korkuyu yaşadığını saklamıyordu. Gazetecilere kendini "Beni de hedef almaya başlayan küresel kamuoyu arasında kalan biriyim" diye tarif ediyordu. İsrail'deki psikopatların öldürdükleri çocuklar için "İleride tehlikeli olabilirler" diye gerekçe dahi göstereceklerini düşünememişlerdi.
İnsanlık ve savaş suçuna ortak olmuşlardı.
"Nükleer silah tehdidi"nde bulunacak kadar deli olduklarını hesaplayamamışlardı.
Şimdi dünyada ABD'ye olan öfke sokaklardan yüzbinlerle taşıyordu. Adolf Netanyahu'ya destek ABD'de de Biden yönetimine verilen oyları eritiyordu. Artık Batı basında 81. Yaşını kutlayan Biden için "Mutlu yıllar Başkan Biden, anket rakamlarınız için panik yapma zamanı" diye başlıklar atılıyordu. ABD bunak başkan ve ekibi sayesinde, Psikopatla aynı kuyuya düşen bir ahmak olmuştu.
