Tarihi 17 Nisan 2023

'HDP'LEŞMEK

R tarafta "Yerli ve Milli" olmayı savunan, vatansever, manevi değerleri zirvede tutan, ülke bütünlüğünü savunan bir Cumhur İttifakı var. Diğer tarafta ise "Özerklik"ten bahseden, hatta "APO'yu serbest bırakacağız" diyenlerle yürüyen bir Millet İttifakı.
"Cumhuriyeti değiştireceğiz" diye bağıran, "Kemalistler bu ülkede katliam yaptı" diyen HDP'lilerle yürüyen bambaşka bir CHP var ortada. İsrail'in ABD'deki en güçlü lobisi AIPAC'a bağlı Washington Enstitüsü taa 2014'te CHP'nin bu hale geleceğini rapor etmişti. Yani 9 yıl önceden bu günleri görmüştü. "Fosilleşmiş Kemalizm CHP'de bitecek yerine dindar ve çok farklı CHP gelecek" demişti. Dindarlar CHP'ye geldi onu anladık.
Peki çok farklı CHP nasıl olacaktı? Bunun da cevabı ADD'den geliyor.
Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı ve CHP eski Milletvekili Hüsnü Bozkurt'un şu aralar kafası fena karışık. Atatürkçü Düşünce Derneği'nden 30 kişinin CHP'den aday adayı olmasına rağmen tek kişinin bile listeye giremediğini belirten Bozkurt, "Kemalizm ırkçılıktır diyenler liste başı oldu. Anayasanın ilk 4 maddesini tartışacakla, bayrakla sorunu olanla, Kürdistan diyenle nasıl bir olacağız biz?" diyerek feryat etti. Kandil'den ise terörist liderler birer birer açıklama yaparak "Tek umudumuz Millet İttifakı" diyor açık açık. İş artık bu hale geldi. FETÖ'cüler Millet İttifakı'nda liste başı yapılıyor.
Atatürk'ün sevdiği Çankaya'da FETÖ'cü olmakla suçlanan isim, aday gösteriliyor.
Tuhaf şeyler oluyor. Ancak sonuçta her yol, 9 yıl önce Washington Enstitüsü'nün yazdığı rapora çıkıyor. Ne Washington Enstitüsü'ymüş ha! Bu kadar da tam isabet olabilir mi diyesi geliyor insanın.
CHP öyle değişti ki tam manasıyla HDP'leşti bir taraftan da. Bakın HDP değişti, CHP'ye döndü demiyorum. Onlar aynı tas aynı hamam. "Demirtaş ne yaptı" diyor CHP'liler. 8'li masada aynı naranın atılmasını sağlıyorlar. Adam "Çıkın sokaklara, yürüyün" diye gaz verdi, 53 kişi öldü. "Noolmuş yani" diyorlar. CHP genel başkan yardımcısı "Demirtaş'ın hesabını soracağız" diyecek kadar HDP'li takılıyor. Ölenleri hatırlayan, tek kelime eden yok. Gık yok.
Cumhur İttifakı "Savunma sanayii, İHA-SİHA-tank-tüfek-savaş gemisisavaş uçağı, lazer, füze" diyor, oturup üretiyor. Millet İttifakı "Ne yapacağız bu silahları. Yurtdışında operasyon mu düzenleyeceğiz?. Ne gereği var? SİHA ülkesi olduk. Yargılayacağız bunları" diye tepki gösteriyor.
Cumhur İttifakı "Aile" diyor, LGBT'tye karşı çıkıyor. Millet İttifakı, LGBT üyelerini Meclis'e sokmaya hazırlanıyor. Daha neler göreceğiz.
HDP'liler içeride, PKK'lılar dışarıda sevinç çığlıkları atıyor. "Özerklik geliyor. APO çıkacak" diye. Belli ki büyük vaadler almışlar. CHP bunun için "Yahu bu yerel özerklik" diyor. Zaten bu işler hep böyle başlar. Yerel, bölgesel özerklik falan derken bir bakarsınız kopmuş gitmiş topraklar iyi mi?
Ben en çok Karadeniz ve Akdeniz'de bulduğumuz ve bulacağımız doğalgazla petrolün geleceğini merak ediyorum.
Cumhur İttifakı, ortak olmak için gelen Amerikan şirketlerine "Olmaz" demiş, "Tamamen kendi imkanlarımla bu işi yapacağım" karşılığını vermişti. Yani Batı'ya zırnık koklatmamış "Kazanılacak her kuruş bu halkın olacak" demişti.
Millet İttifakı, Karadeniz ve Akdeniz rezervleri için tek kelime etmiyor. Sadece "Batı ile iyi geçineceğiz" ve "Batı'dan afferim alacağız" diyor. Batı'ya herşeyini versen yine doymaz. Donuna kadar almadan bir kaşık su vermez. Nasıl afferim alacağız onlardan şimdilik bir açıklama yok, sonrası meçhul.
Uluslararası yandaş medyadan NewYork Times da Batı'nın okyanus ötesinden analizle sesleniyor ve "O tatlı dilli bir beyefendi.
Kılıçdaroğlu sadece bir demokrat değil, birleştirici olmayı vaad eden bir lider" diyor. Bölücülerle yürüyen ve Kandil'in umudu olan, özerklik vaad eden ve de HDP'lileri "Cumhuriyeti değiştireceğiz" dedirtecek duruma getiren aday için birleştirici diyecek kadar nara atıyor binlerce kilometre öteden. "Tatlı dilli" güzellemesi ile gelen büyük desteği diğer uluslararası yandaş medya Independent de sayfalarına taşıyor.
FETÖ'yü "Dünyanın en etkili 100 ismi içinde birinci seçen" Amerikan Foreing Policy dergisi ise "Erdoğan Türkiye'de hala popüler" diye ağlıyor, dizlerini dövüyor.
Sonuçta kim ne derse desin, kim ağlayıp zırlarsa zırlasın önemli değil. Biz ne yapacağız? Safımız nerede olacak? Önemli olan bu!