Tarihi 15 Haziran 2022

Geliyor gelmekte olan!

KADDAFİ devrildikten sonra Libya'da ilk kez seçim heyecanı vardı. Tüm anketlerde ülkede birinci çıkan parti Türkiye sevdalısıydı.
Hatta o partinin üst düzey isimlerinden biri o dönemde Türkiye'ye geldi. Oturduk, sohbet ettik. İktidara geldiklerinde Türkiye ile tarihten gelen bağları güçlendireceklerini Akdeniz'de iki kardeş devlet olarak elele çalışacaklarını söyledi. Libya'daki enerji yataklarının işletilmesinde Türkiye'ye öncelik vereceklerini aktardı. Ancak ne olduysa bir el araya girdi.
Türkiye düşmanı Hafter'i sahaya sürüp Libya'yı ele geçirmeye çalıştı. Ancak Ankara buna izin vermedi. Hatta Libya ile Akdeniz'de birleşen deniz sınırları anlaşmasına imza atarak bir ton ülkenin planlarına da canına da ot tıkadı. O Libya, yakın bir gelecekte Türkiye'ye on milyarlarca dolarlık ihaleler vermeye hazırlanıyor.
Başkan Erdoğan ile Cezayir'e gittik. Bu ülkenin petrolünü Fransızlar sömürüyordu.
Türkiye Cezayir ile bir anlaşma imzaladı o seyahatte. İskenderun'da kurulacak ve 2 milyar dolara mal olacak rafineri ile Cezayir petrolü işlenecekti. Bu tarihi anlaşma sonrası Cezayir'de Fransa'ya başkaldırı başladı. Son gelinen noktada Fransız elçisi dahi Cezayir'den kovuldu. Başkan Erdoğan ile Mali'ye de gittik.
Tüm ülke Fransızca konuşuyor, Fransızca rüya görüyordu. Ancak Erdoğan sevgisini sokaklardaki büyük coşkuyla gördük. O seyehat de dönüm noktası oldu. Fransızlar Mali'deki üslerini söktüler, önceki gün itibariyle askerleri de kovulup atıldı o ülkeden.
Başkan Erdoğan ile Azerbaycan ve Türkmenistan seyahatlerine de iştirak ettik. O seyahatlerde tanıştığımız dost ülke diplomat ve siyasetçileri ile sohbet ettik. Hepsinin gündemi aynıydı. Azeri petrol ve doğalgazında Türkiye ile işbirliğinin daha da artacağı vurgulanıyordu.
Bugün gelinen noktada Azerbaycan enerji sektöründe en büyük yabancı yatırımcı noktasına geldik. Gardaşlarımızla büyük ve yeni ortaklıklar kuruldu. Rusya ile yaşanan kriz Azerbaycan doğalgaz ve petrolünü ön plana çıkardı. Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattından beklenenden daha çok enerji akışı yakında başlayacak. Karabağ savaşı sonrası açılan koridor sayesinde Kazak enerjisinden tutun Türkmenistan petrol ve doğalgazına kadar karındaş ülkelere boru hatları döşenip Türkiye'ye taşınacak. Dost ve kardeş ülke Pakistan ile de tren yollarımız düne kadar uyuşmuyordu. Bu uyumsuzluk ortadan kaldırılıyor, ilk etapta 100 milyar dolarlık mal akışı sağlayacak bir İslam İpekyolu kuruluyor. Çin'in yıllık 3 trilyon doları aşan ve Batı'ya giden ihracatı da Türkiye üzerinden geçmek zorunda. AB Avrupa komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen ile İtalyan Başbakanı Mario Draghi dün İsrail'deydi.
Tek konu vardı o da Avrupa'ya taşınacak İsrail doğalgazı. İtalyan ve İngiliz basını dün "İsrail'in doğalgazı Türkiye'den geçip boru hatlarıyla İtalya'ya gelecek" diye yazıyordu. Yani İsrail de Türkiye'ye bağımlı hale geliyordu. Tıpkı boru hatlarıyla Ankara'ya bağımlı hale gelen Avrupa gibi...
Washington merkezli Economic Policy Institute'nin raporunu aktarmıştım size.
Adamlar "Akdeniz'in geleceği aslında Avrupa, Asya ve Afrika'nın geleceğini şekillendirecek. Türkiye'nin Akdeniz'de doğalgaz ve petrol güç gösterisinin, arka planında büyük güç olma planını yatıyor. Elbette Türkiye bu konuda haklı. Çünkü Akdeniz'e en büyük sınırı olan ülke. O nedenle Akdeniz yeraltı zenginlikleri dışında ticaret rotasında da çok büyük bir jeo-politik güç" diyordu o raporda. Son yıllarda bu yöndeki raporlar hayal edemeyeceğiniz kadar arttı.
Nitekim Yunanistan Başbakanı Miçotakis'in ulusal güvenlik eski danışmanı emekli amiral Alexandrıs Diakopoulos ve Nikos Stournaras da bir rapor hazırladı. "Türkiye Stratejik Özerklik Arayışında" başlığını verdiler o rapora. "Endişelenmeliyiz" diye çağrı yaptılar. Doğu Akdeniz'in uluslararası deniz ticaretinin yüzde 25'inin geçiş rotasında bulunduğu ve buraya hakim olan gücün dünyada söz sahibi ülkelerden olacağı vurgulandı. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin milli silahlar geliştirerek yeteneklerini artırdığı vurgulanan çalışmada, "Ankara, oluşan güç boşluğunu doldurmaya ve uluslararası ticaret yollarına Osmanlı gibi hakim olmaya çalışıyor" diye uyardılar. Türkiye'nin, Karadeniz ve Süveyş Kanalı'ndan Orta Akdeniz'e kadar olan deniz yollarını kontrol ederek, Avrupa'ya giden başlıca doğu transit yollarını kontrol edeceğini ve tartışılmaz bölgelerarası güç haline geleceğini haykırdılar. "Türkler Afrika'yı da alıyor" diye sayfalarca feryat ettiler o raporda.
Son yıllarda burada hep size hatırlatıyorum.
"Türk asrı başlıyor. Bu tablo yüzünden bize saldırıyorlar, Batıcı teslimiyetçi ve ezik muhalefetimizi seviyorlar" diye. Ama nafile, uçak kalktı artık. Az kaldı...