Tarihi 6 Mayıs 2021

YAMA!

2019 Aralık ayıydı.
Türkiye ortaya çıkan görüntülerle sarsıldı. Ülkemize gelen IMF yetkilileri gizlice muhalefetin önde gelen isimleriyle buluşuyordu.
Başkentteki gizli IMF zirvesine CHP sözcüsü Faik Öztrak ve İyi Partili Durmuş Yılmaz katılıyordu. Kamuoyundan saklanan buluşmada Türkiye'nin bir an önce IMF'ten borç alması konuşuldu. Yoksa işler fena olacaktı. Ekonomi sarsılacaktı. IMF muhalefetten bu kampanyayı yapmasını istiyordu.
Gizli zirvenin hemen ardından IMF'ten peşpeşe açıklamalar geldi. Türkiye'nin ekonomik sıkıntı çektiği vurgulanıyor adeta "Kaynak bulamazsa yandım anam keten helvası durumları ortaya çıkar" diye uyarılıyordu.
Bizim her şeyi Batı'dan bekleyen ittihatçı kafa muhalefet de bu kampanyaya balıklama atlıyor, parti liderleri ile dahi "IMF'ten borç almalıyız" çağrıları gırla gidiyordu.. İçlerinde "Bak borcu almazsak batarız ha" diye çığlıklar atanlar dahi vardı.
Plan belliydi. IMF hangi ülkeye borç verirse paranın hangi işadamlarına dağıtılacağına da karışıyordu. Ülkede kanunlar çıkarıyor, koca devletleri memurlarıyla yönetiyordu.
Üstelik madenlerine de konuyordu. Borç almanın bir bedeli de buydu. IMF bizden BOR madenlerini istiyordu.
Kirli planı devreye soktular, yerli ittihatçı kafalarla, muhalefetle kampanyalar yaptılar ama tutturamadılar. Başkan Erdoğan bu kirli oyuna izin vermedi.
IMF, pandemiyle birlikte 116 ülkeyle yeni kredi anlaşması yaptı. 83'üne de krediyi gönderdi. 83 ülkenin tamamına yakınında muhalefet yetkilileriyle pandeminin dünyaya ilan edildiği günlerden itibaren görüşme yaptı. Borç batağına sürüklenen o ülkelerin devlet kapısı anahtarını aldı, madenlerini cebine koydu. IMF belki de sadece Türkiye'de başarılı olamadı. Peki gelinen son noktada ne yaşandı biliyor musunuz? O IMF'ten Türkiye ekonomisine son haftalarda övgüler yağmaya başladı. Allah Allah! Hani batıyorduk. Ne değişti?
İ. Money Fonu IMF anlatsana bize… Türkiye'nin pandemi sürecinde ekonomisini de salgın adımlarını da çok iyi yönettiğine dair hazırladığınız raporla tükürdüğünüzü yalama, iş tuttuğunuz ittihatçı muhalefeti rezil rüsva etme şırıngasını nasıl yediniz? Bu ne utanmazlık? Hadi gelin o raporun bazı bölümlerine göz gezdirelim;
"Türkiye'nin pandemi sürecinde likit destek oranı GSYH'sinin yüzde 9,4'ü oranında olurken, aynı kategorideki ülkeler arasında Türkiye'ye en fazla yaklaşan ülke yüzde 6,2 ile Brezilya oldu. Çin yüzde 1,3, Rusya yüzde 1,5'te kaldı. Türkiye'nin bu başarısı çok çok önemli"
George Soros bu ülkeye 70'li yıllarda geldi. Dönemin Başbakanlarından Bülent Ecevit'in kapısında yattı. Bor madenlerimizi alabilmek için kendini yırttı, adeta yalvardı.
Rahmetli Ecevit reddettiği için de o günden beri bu ülkeye düşman olup sürekli operasyonlar çekti. O bir gram Bor koklatmayan Ecevit'in CHP'si bugün madenlerimize göz diken IMF'in tellallığını yapıyor. Ecevit'in kemikleri sızlıyor. Ortada artık eski CHP yok. Başka bir şey var.
O George Soros'un eski ortağı, Beeland Interests'in Yöneticisi Amerikalı Jim Rogers da bakın ne diyor bu günlerde;
"Türkiye vatandaşlarını felaketten (salgın nedeniyle ekonomik koşullar) korumak için çok fazla şey yaptı. Çoğu ülkeden çok daha fazla maddi destek verdi. Olağandışı her durumda Türkiye'nin güvenli bir ülke olduğunu gösterdi. Örneğin, Japonya, ABD ve İngiltere'de verilen desteklere ilişkin ciddi şüphelerim var. ABD'de gençler gelecekte devasa borç yüküyle karşılaşacaklar"
İhracatımız da Nisan ayında rekorlar kırarak 20 milyar dolara dayandı. Türkiye yıllık 250 milyar dolara dört nala gidiyor iyi mi? "Borç alalım" diye bir yerlerini yırtan ittihatçılarımıza yama olsun!