Uyan da balığa gidelim

Eklenme Tarihi 22 Aralık 2025

HABERİ
SESLİ DİNLE

00:00 00:00
Tüm Sesli Haberler

BBC'YE röportaj veren CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasına sessiz kalan İngiltere Başbakanı Keir Starmer'e sitem ederek "Terk edilmişlik hissediyoruz. Bu nasıl dostluk?" demişti.

"Nasıl bir gerekçesi var nasıl bir sebebi var? İngiliz İşçi Partisi'nin, Starmer'in bu konuda herhangi bir şey söylememesini gerçekten anlamıyoruz. Terk edilmişlik hissediyoruz. İstanbul'un Büyükşehir Belediye Başkanı'nı alıp hapse koyuyorlar ve İngiltere buna ses çıkarmıyor. O zaman bu nasıl dostluk nasıl kardeş partilik? Demokrasinin beşiği İngiltere ve bizim kardeş partimiz İşçi Partisi buna nasıl sessiz kalıyor? Gerçekten çok kırgınız?" demişti İngiliz devlet kanalındaki röportajında. İngiltere'den bir hafta sonra "Demokrasiden yanayız" diye bir açıklama gelince de Özgür Bey "Uyan da balığa gidelim" cevabını vermişti.

Tabii balık tutma çağrısı mıydı bu yoksa tıpkı Ekrem İmamoğlu'nun İstanbul kara teslim olmuşken boğazda İngiliz elçiyle yaptığı rakı-balık buluşması gibi bir davet miydi bilemiyorum. Özgür Bey bu konuya açıklık getirmiyor. Almanların DW kanalında da benzer konuşmalar yaparak Türkiye'yi şikayet etti. Benim esas üzerinde durmak istediğim Özgür Bey'in hala uyanamadığı bazı gerçekler var. Son olarak AB başkenti Brüksel'de Avrupa Sosyalist Partiler Birliği yani kısa adıyla "PES"te bir konuşma yaptı. PES üyesi liderlere yine Türkiye'yi şikayet ederken İngilizlerin sessizliğine de sitem edip yardım istedi.

Şimdi şöyle bir düşünelim. Ben savcı olsam, kapıma çok sayıda CHP'li delege, parti üyesi ve yönetici yığılsa... CHP kurultayında pavyonda bile rüşvet dağıtılarak delegelerin ve oyların satın alındığını söylese... CHPli belediyede tonlarca yolsuzluk yapıldığını iddia edip belge, görüntü yağdırsa... İtirafçı olsa... Yenilip yutulmayacak iddialarda bulunsa ve ben savcı olarak "Boşverin kardeşim. Bunlar boş işler" diyerek konuyu sümen altı etsem suç işlemiş olurum. Türkiye'de yargı, CHP'lilerden gelen tonlarca suçlama, belge, görüntü, itiraflar sonucu CHPli belediyeye karşı gereken hukuki süreci başlatmıştır. Başlatmasaydı suç olurdu. CHP Genel Merkezi, "Parti yolsuzluğa bulaştı, kirlerden arınması gerekiyor" diyen ne kadar CHP'li varsa CHP'den ihraç etmeye başlamıştır. Neden Avrupalılara CHPlileri partiden attığını anlatmıyor Özgür Bey? Olayın tek gerçeği; CHPliler, CHP hakkında suç duyurusunda bulunuyor.

Savcı, hukuk, adalet "Boşver ya suç duyurularını hadi gelin balığa gidelim" mi diyecekti? Özgür Bey buna hala uyanamadı mı anlayamıyorum. Uyandı da uyuyormuş gibi yapıp rüyasında balık tutarken mi görmeyi hayal ediyor kendini bunu hiç bilemiyorum. Avrupalı sosyalistlere yani PES'e neden Hükümeti şikayet edip "Aslında bizi yargıya taşıyan kongrede yendiğimiz diğer adayı destekleyen CHPliler" demiyor? Niçin "Bize darbeyi vuran CHP'li kardeşlerimiz. Vallahi belge yağdırıyorlar" diye anlatmıyor? Ben de buna PES diyorum. Bir de Özgür Bey PES'de Rusya'ya karşı Ukrayna'yı desteklediğini anlatıyor. NATO Genel Sekreteri Avrupalı Rutte de Rusya'yı düşman ve rakip olarak ilan etmişti. Putin de ona "Uyan da balığa gidelim. ABD yeni güvenlik strateji belgesinde bizi düşman ve rakip olarak görmüyorken ya sen ne diyorsun Tanrı aşkına. Okuma yazman var mı senin? Aç oku ABD'nin yeni stratejisini." çağrısı yaptı önceki gün. Dünyayı iyi, olayları doğru okumak lazım hep. Yoksa uyanamaz ve balığa bile gidemezsin.

Bir başka "PES" dediğim konu ise "Partiyi kirden arındıralım" çağrısı yapan CHP'lilere kulakların tıkayıp, herşey ortadayken gidip ülkesini neden Avrupalılara şikayet ediyorlar. AB kapılarında niçin yardım istiyorlar? Ne yapacaklar ki Avrupalılar? Herifler zaten bitik. ABD "Terkediyorum Avrupayı, artık kendi kendini korusun" diye bas bas bağırıyor. Yeni Dünya Düzeni kurulurken Avrupa hiçbir masada yok. Kendilerini bile koruyacak güçleri yok. Sırtlarını yıllardır ABD'ye dayamışlar, Washington üzerinden güç devşirmeye, asalakça yaşamaya alışmışlar.

Şimdi dımdızlak ortada kaldılar. Ağlıyorlar, yardım dileniyorlar. Erdoğan'la görüşmek için bile taa Amerika'yı arayıp, "Yardım et bize" diyerek gözyaşı döküyorlar. Bunu bizzat Trump'ın kendisi açıkladı. "Beni arıyorlar. Erdoğan'la görüşemeyince. Bana söylüyorlar ben de Erdoğan'a iletiyorum" dedi gülerek hem de. Yardıma muhtaç bir Avrupa'dan yardım umacak noktaya nasıl geldi CHP anlayamıyorum. Aslında ABD'den de yardım istemeyi düşünmüşlerdir gibi geliyor bana. Ancak onları Washington'da İsrail lobileri dışında takan yok. Trump bir saniye bile randevu vermez. Sıkıntıları bu sanırım. O yüzden ABD'den hergün tokat yiyen Avrupa'dan mı medet umuyorlar acaba? Mecburiyetten mi yani? Kim bilir?