Tarihi 9 Mayıs 2020

Para’noyaklar

BNP Paribas... Citibank, ve UBS...
Dünyanın en büyük banka ve finas kurumlarından üç Para İmparatoru...
Üçünün de sahibi Rotschild ailesi...
Dünya Corona virüs ile boğuşurken, yüzbinler hayatını kaybedip, şirketler batarken bu üç banka işi gücü bıraktı Türkiye'ye saldırıya geçti. Ellerinde olmayan Türk Lirası ile ülkemizden dolar almaya dövizi fırlatmaya başladı. Ortada garip bir durum vardı. Verecek paran yoktu ama ürün alıyordun. Sipariş verip "Ürünü gönder" diyordun. "Parayı öde" dediğinde "Şeyy yok" cevabı geliyordu.
Böylesine büyük bir tezgah, böylesine utanmaz arlanmazlık görülmemişti. Hedef doğrudan Türkiye ekonomisiydi.
Dünya ekonomisini tüm uzman kurum ve kişileri "Virüsten sonra Türkiye'ye para akacak" diyordu. İçlerinde "Bu durdurulmalı yoksa Ankara bölgesinde bir numaralı güç olacak" diye rapor yazanlar bile vardı. Çin mallarından kaçan ülkelerin Türkiye'de sıraya gireceğinden bahsediyorlardı. Bu ihtimal adamları delirtiyordu. Birşeyler yapılmalıydı. Dövizle saldırdılar.
Onları çıldırtan bir başka durum daha vardı. Nitekim dünyada en büyük bankaların sahibi Rothschild ailesine ait Economist dergisi bu konuyu da gündeme getiriyordu. "Türkler Libya'da ipleri eline aldı. Osmanlı geri mi dönüyor" diye sorarak dövünüyor, Ankara'yı hedef gösteriyordu.
Dünya Corona'yı konuşurken, Libya kimsenin umurunda değildi. Buna rağmen gündeme getiren sadece Economist değildi. Medya üzerinden de eşzamanlı bir saldırı başlamıştı. Der Spiegel "Türkiye, Irak, Suriye ve Libya'da da artık varlığını güçlendiriyor. Parlamentodaki çoğunluk da Erdoğan'ın asker gönderme yetkisine onay vermişti. Sadece ana muhalefet buna karşı çıktı. En büyük muhalefet partisi CHP'nin genel başkan yardımcısı Ünal Ceviköz parlamentoda bunun anlamsız ve tehlikeli bir macera olduğunu söyledi.
Açıkça eleştirdi" diyor CHP'yi alkışlıyor ve gaz veriyordu. Bizim muhalefet umutları olmuştu. Zaten Corona mücadelesinde bile Batı ile eşzamanlı devletine yumruk atan bir CHP varsa, neden Der Spiegel'in umudu olmasındı?
New York Times da "Türkiye, Libya'da kaslarını esnetiyor… BAE, Hafter, BAE'den savaşçı desteği alacak." diye yazarak umut dağıtıyordu. Zübük kadar BAE'den medet umacak kadar zavallı duruma düştüklerini açık etmekten çekinmeyecek aptallık yaşıyordu.
Le Monde ise "Türkiye, Libya'da alanını genişletiyor. SIHA'lar Libya'da güç dengesini Türkiye lehine değiştiriyor.
Birçok ülke BAE'nin Libya'da etkin olmasını sağladı. Hafter güçlerine sunulan raporda, Türkiye'nin etkili olamayacağı yazıldı. Bu tamamen yanlış bir düşünceydi ve Türkleri hafife almak çok büyük hataydı." diye yazarak dizlerini dövüyordu.
La Stampa da "Türkler, Libya'da masadaki kartları değiştiren taraf oldu.
Hafter'i durduran Türkler, Libya'daki en büyük güç haline geliyor." diye avaz avaz bağırıyordu.
Libya konusunda karın ağrıları, mide spazmları, kalp krizleri nedendi? Niçin ishal olmuşlardı? Bu sorunun da cevabı vardı? Libya yıllardır petrol satıyor, paraları ABD ve Avrupa'daki bu ailelerin bankalarına yatırıyordu. Şu anda iç savaş durumunda bile petrol tesisleri hedef alınmıyor, iki taraf da itina gösteriyor, satışların devamını sağlıyordu. Libya'dan petrolü alan ülkeler parayı ABD ve Avrupa'daki bankalara yatırıyordu.
Bankalar da "İç savaş var. Hükümet kim, hangisi yönetecek belli değil" diyerek milyarlarca doları bloke ediyor, Libya'ya vermiyor ve kullanıyordu. ABD bankalarında Libya'nın 100 milyar doları vardı. Avrupa bankalarında ise bloke edilmiş 700 milyar dolar... Hafter mağlup olur, Türkiye'nin desteklediği Trablus hükümeti kazanırsa muazzam paranın kontrolü ne olacaktı? Ankara perde arkasında bu parayı yönetir mi korkusu adamlara kabus gördürüyordu. O yüzden tüm dünya Corona ile yatıp kalkarken, bu bankalar ve ellerindeki medya Türkiye'ye saldırıyor, Ankara ile oturup Ankara ile kalkıyor.
Çok merak ediyorum... Acaba Libya'nın yüz milyarlarca dolarının büyük bölümü, önceki gün Türkiye'de olmayan para ile dolara saldıran bu üç PARA'NOYAK bankanın kasasında mı?
Bence öyle!