Tarihi 25 Mayıs 2019

Görmek

YAKIN bir dostum bana dert yanıyordu. "Başkan Erdoğan'ı gönülden seviyorum. Ailem de öyle. Ancak kızımın Gezi olaylarında hergün Taksime'e çıktığını öğrendiğimde şok geçirdim" diyordu. Kızı nasıl böyle bir oluşumun içinde yer alabilirdi?
"Delirdim, çıldırdım, kafayı yedim nedenini öğrenince" diyordu. Kızını karşısına almış arkadaş gibi konuşmuş ve sormuş. Kızından gelen cevap ilginç;
"Baba Taksim'e gidenlere 100 lira dağıtıyorlardı hergün. O para için gittim Gezi Parkı'na" Biz hep görüğümüze bakan ve onunla yetinen bir toplumuz.
Gezi olaylarına baktık. Ancak 100 liralık katılım ödülleri nereden gelir, kimler neden pilav dağıtır, kim Meksika'dan tüm eylemcilere pizza siparişi verir hiç görmedik. Otellerini daha kalkışma başlamadan hastaneye çevirenlere hiç bakamadık. Gezi'nin organizatörü olarak Taksim Platformu adıyla ortaya çıkan, "Havaalanı, köprü yapmayın" diye kendini yırtanların arkasındakilere uzanacak göz yoktu bizde.
Taht ve iktidar kavgalarının en şiddetlisinin yaşandığı Game of Thron adlı dizinin final bölümünde çok ilginç bir cümle kullanıldı.
"Baktığımızı görüyoruz ama gördüğümüze bakmıyoruz." İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturmalardan birinde çarpıcı detaylar görünüyordu. Mutlaka bakılması gerekiyordu.
Soruşturma kapsamında Soros'un yönettiği Open Society Institute (OSI) Assistance Foundation adlı kuruluştan, 2011- 2017 yılları arasında İstanbul'daki Açık Toplum Vakfı'na, 25 ayrı seferde toplam 13 milyon 526 bin 703 Amerikan Doları'nın aktarıldığı ortaya çıktı. Açık Toplum Vakfı Soros'un "Demokrasi ihraç ediyoruz" diyerek övündüğü ancak ülkelerde darbeler yapan, seçilmişleri deviren bir kuruluşuydu.
Soros bir röportajında Gürcistan'da yeni seçilmiş 25 günlük Başkanı nasıl para dağıtarak devirdiğini ballandıra ballandıra anlatıyordu. 20 milyon dolar yetmişti bu darbe girişimi için.
Gezi kalkışmasının başlamasından 12 gün önce Türkiye'deki Açık Toplum Vakfı'nın üyelerinden olan ve "Kızıl Soros" diye anılan kişinin 500'er bin dolarlık iki işlemi dikkat çekiyor.
Gezi olaylarını Anadolu'ya yaymakla görevlendirdiği Anadolu Kültür A.Ş.'ye 74 işlemle 1 milyon 891 bin 465 TL'lik havale gönderdiği belirleniyor.
Darbe için paralar ortalıkta ve havada uçuşuyor. Bakın yıllar önce Milli Güvenlik Kurulu bir karar alıyor.
Akdeniz'de tersane kurulması için.
Stratejik öneme sahip tesisler Türk savaş gemilerinin Akdeniz'de bakımını yapacak. 2004 yılında tersanenin yapılacağı yere otobüslerle protestocu taşınıyor.
Otel dahil Türk protestocuların tüm masrafları Alman Heinrich Böll Vakfı tarafından karşılanıyor. Ortada yazışmalar, belgeler, faturalar var.
Protestolar artıyor, hayati önemdeki tersane yapılamıyor. Herkes bakıp görüyor. Ancak gördüğüne bakamıyor.
Yani detaya... Elin Alman'ına "Senin ne işin var perde arkasında parayla" diyen çıkmıyor.
O tersane yapılamadığı için Türkiye milyarlarca dolar kaybediyor. Üstelik şu günlerde Doğu Akdeniz doğalgaz nedeniyle çok önemli hale geldi.
O tersane yapılmış olsaydı Türkiye stratejik öneme sahip hayati tesise kavuşmuş olacaktı. O Heinrich Böll Vakfı, kendi internet sitesine "Yeşiller Hareketinin sivil topluk kuruluşuyuz" diyor.
Alman Yeşiller Partisi her fırsatta Türkiye düşmanlığı ile ön plana çıkıyor. FETÖCÜ'lerin MİT tarafından yurtdışında paketlenip, Türkiye'de gizli yerlerde işkenceden geçirildiği yalanını Avrupa'ya yayan Correctiv adındaki merkezin finansal destekçileri vardı.
Biri Soros'un Açık Toplum Vakfı...
Diğeri de bu Heinrich Böll Vakfı.
Onun Türkiye'deki Vakfı'nda da hala çok sayıda gönüllü Türk hizmette (!) bulunuyor. Bizde hizmetçi çoktur!
Kalpleri mühürlüdür bunların... Üstelik bakarlar ama göremezler.