Tarihi 2 Şubat 2019

Çakalların maşaları

TRUMP iktidara geldiği ilk günlerde "Diğer ülkelerdeki yıkıcı müdahale politikalarımıza son vereceğiz" diyordu. Baktığımızda itiraf ve dünyaya verilmiş hoş bir sözdü bu. ABD Türkiye dahil birçok ülkede tam 101 darbeye imzaya atarak demokrasileri çökertmiş, milyonlarca insanın ölümüne yolaçmış, ülkelerin 50 yıl geriye gitmesini sağlamıştı.
Trump "Artık darbe yapmayacağız" diyordu. Şimdi Trump Venezuela'da seçilmiş bir başkanı devirmeye çalışıyor.
"Maduro'nun ülkesinde bu işi askerlerle yapmak çok kolay" diye tweetler atıyor. Sokaklarda gösteri yapan bir Amerikan hayranını Başkan ilan ediyor. Baktığımızda bunların verdiği sözler yalan, darbeler yapmadan yaşamaları da mümkün değil. Demokrasi ve insan hakları havarisi Batı, aslında sahtekarlığın heykelini dikecek, demokrasi düşmanlığının kitabını yazacak kadar gözü dönmüş durumda. Mısır'da binlerce kişiyi öldüren darbeci Sisi'yi destekliyorlar, Venezuela'da "Orduda bana katılacak askerlerle görüşüyorum" diyen darbeciyi Başkan ilan edip, seçilmişi indirmeye çalışıyorlar. Çıkarlarına uyan varsa onlar için "En demokrat kişi"... Uymayan varsa "Diktatör"...
Demokrasi havarisi olsalar, gidip S.Arabistan'da ÇIKARLARIN KRALI ile kılıç sallayarak dans etmezlerdi. İlk o Kral'ı devirirlerdi. Amerika'nın Ulusal Güvenliğinden sorumlu John Bolton boşuna söylemiyor; "Venezuela'da çıkarlarımız önemli. Maduro'yu devirirsek şirketlerimiz o ülkedeki petrolü işleyecek" diye... Tam 25 trilyon dolarlık petrolü Amerikan şirketlerine vermezsen, gidip Çin ve Rus şirketleri ile anlaşmalar yaparsan sen bir "Diktatör"sün... Adamların sahtekarlık sözlüğü böyle yazıyor.
Venezuela Devlet Başkanı Maduro, petrolü satarken "DOLAR" kulanımı yerine altın ve yerel para birimi kullanımını başlatmıştı. BATI'nın akbabaları bu yüzden topluca saldırıyor, darbeciyi açıkça destekleyecek kadar da ikiyüzlülüklerini dışa vuruyorlar. Nitekim demokrasi havarisi Avrupa Parlamentosu da oylamayla Venezuela'da darbeciyi tanıdığını ilan etti. Venezuela'nın, Avrupa Parlamentosu'nun çalıştığı iki bankada tam 17 MİLYAR DOLARI vardı. Şimdi o paraya el koymaya hazırlanan çakallar olarak salya akıtıyorlar. Bunların, ortada para olunca analarını bile satacak kadar gözleri döner. Nitekim ABD İran'la alış verişi yasakladı. Bugün dünyada bir dolar dahi yer değiştirse bu, Amerika'da bankacılık sistemi üzerinde mutlaka görülüyor. Ancak İngiltere, Fransa ve Almanya ABD'nin para transferlerini göremeyeceği yeni bir sistem kurarak İran'la petrol alışverişini sürdürme kararı aldı. Ortada ne müttefiklik kaldı ne de İran'ın anti-demokratik yönetimi!..
İran'daki milyarlarca dolar aşkına Amerika'yı sattılar. Şimdi Washington burnundan soluyor. Terör mangaları, uykuya yatmış ölüm hücreleri Avrupa'da uyandırılacak. Birbirlerini yiyecek, beter olacaklar. Batı, diğer ülkelerin üretmesini istemez. Üretenin de tepesine içerideki işbirlikçilerle, destekledikleri teröristlerle biner. Yıllarca Türkiye'de de bunu yaptılar. Uçaktan, arabaya, tanka kadar ne varsa üretmemizi içerideki işbirlikçilerle durdurdular. Bizi her alanda dışa bağımlı hale getirdiler.
Kenevir ürettiğimiz için dahi bu ülkede darbe yaptılar. Sen üretemezsin. Onlar üretir ve sana satar. Sistem bu. Bakın bugün Milli İHA'larımız yapan Selçuk Bayraktar diyorki; "Türkiye'nin ilk Milli İnsansız Hava Aracı Malazgirt çatışmalara girdi. Sonra bir kaza geçirdi. Kaza bahanesiyle uçuşa yasaklandı. Proje birilerinin maşası olan bürokratlarca öldürüldü." Hani biz yapamazdık? Bugün yasaklanan yerli İHA'larımız göklerde uçtuğu için teröristler kaçacak delik arıyor. Geçmişte yerli İHA üretimini BATI'nın maşası olma uğuruna engelleyen bürokratların ellerinde Mehmetçiğin kanı var. Bu ülkede çok hain devşirilip gönüllü olarak dışarıya çalıştı. "İnsan hakları, demokrasi" sloganları ile hem de... Onlar, BATI'nın ikiyüzlülüğünü, darbeciliğini ve ölüm tellalığını duyamayacak kadar sağır hale getirildiler. Türkiye bu ihanetler olmasaydı şimdi bambaşka bir yerdeydi...
O yüzden şimdi gün üretme zamanı... Ve Ankara'nın yanında olma dönemi...