ABD Başkanı Trump, Suudi Arabistan'ı ziyaret ediyor ve tüm dünyaya coşkuyla sesleniyordu; "Amerika ortaklarımızla birlikte TERÖRE ve onu besleyen ideolojiye karşı hep ayakta kalacaktır." Ramazan'da Müslüman ülkede yapılan ve "Vay be" dedirten bir açıklamaydı bu. Muhteşem bir cümleydi. Helal olsundu Trump'a... Teröre karşı verilecek mücadelede adeta "Ben en ön saftayım" diyordu Çin'de 24 ayrı ürünün sahibi olan Ivanka Trump'ın babası...
Gerçi Çin işinde de tuhaflıklar vardı.
Başkan Trump Çin'de üretim yapan Amerikan şirketlerini "Yeter.. Fabrikalarınızı buraya taşıyıp Amerika'da üretim yapın. Yoksa yüzde 45 vergi koyarım ha" diye uyarıyor sopa gösteriyordu. Amerikan şirketlerinin kendi memleketi dururken ne işi vardı Çin'de üretim işinde... Ancak kızı Ivanka ne hikmetse 24 Çin patentli üründen sonra 45 yeni Çin markasının da sahibi oluverdi. Bu da yetmedi, 15 Çin markasını da satın almak için kolları sıvadı.
Başvuruyu bile yaptı...Kafamız karıştı.
Trump Çin'e yumruk atıyor, güzel kızı Ivanka Pekin'i öpüyordu. Ivanka Trump Collection adlı şirket Çin'de rüzgar gibi esiyordu. Bu ne Trump perhizi, bu ne Ivanka turşusuydu! İşte o Ivanka'nın babası Trump, Suudi Arabistan ziyaretinde gür sesiyle dünyaya "Ortaklarımızla teröre karşı mücadele" diye haykırıyordu. Ve o gür sesin sahibi Riyad'dan ayrılır ayrılmaz da Suudi Arabistan ve BAE birlikte Amerikan borusu üflemesiyle gaza gelip Katar'a terör destekçisi diye ambargo uyguluyordu.
Trump da Washington'dan boru öttürüp, hemen Suudi Arabistan'a destek açıklaması yapıyor safını belli ediyordu. Ancak 380 milyar dolar aldıktan sonra da Katar ile ortak tatbikat yapıyor, tavır koyduğu ülkeye 12 milyar dolarlık savaş uçağı satıyordu.
Bir tuhaftı bu Amerika... Başkanıyla teröre karşı en büyük mücadele sözü veriyor, ardından terörist PKK'ya da Suriye'de ağır silahlar yağdırıyordu. Terör düşmanı ABD 15 mayıstan bu yana tam 348 TIR AĞIR SİLAHI Haseke'de TERÖRİST PKK'ya taşıyordu. Terörle mücadele konusunda yemin eden Trump, makineli tüfek, ağır makineli tüfek, Amerikan yapımı RPG- 7 ve AT-4 tanksavarlarını TERÖRİST PKK'ya yağdırıyordu. Terörle savaş sözü veren Trump, Suriye'deki terörist PKK'ya Amerikalı komutanlar atıyor, teröristleri Amerikan bayrağı dalgalanan zırhlı araçlarda taşıyordu. Dünya bir alemdi... Süper Güç olduğunu iddia eden, insan haklarından, hukukun üstünlüğünden bahseden Amerika terör örgütüne silah yağdırıyor, dünyada hiçbir hukuk ona işlemiyordu. "Teröristle ne işin var" diyecek bir savcı bile yoktu.
Bhraralar buhar oluyordu. Trump "DEAŞ'ı da Obama başkanlığı döneminde kurdu" diyordu. CIA'dan belge almış olmalı ki ABD Başkanı böyle diyor, eski başkan Obama hakkında da hiçbir savcı soruşturma dahi açmıyordu. "Dünyayı titreten ABDAEŞ mi?" diyen çıkmıyordu?
Koskoca Başkanı bir tek bu konudaki "DEAŞ'I ABD kurdu" açıklamasında takan çıkmıyordu. DEAŞ kurucusu Obama ve esşi Michelle, daha önce kiraladıkları muhteşem malikaneyi, 8.1 milyon dolara satın alıp, orada oturup duruyordu. Terörist PKK'nın siyasi kolu HDP'nin ağır abisi Ahmet Türk ise bir hafta önce ilginç bir çıkış yapıyor ve "ABD'ye GÜVEN OLMAZ.
Kürtleri kullanıyorlar" diyordu. Ahmet Bey yeni uyanmıştı. Biz yıllardır "DEAŞ'ı ABD kurdu, PKK ile birbirine kırdırıp öldürterek Suriye'yi bölüyorlar. İkisini de tepe tepe kullanıyorlar" diyorduk ama bizi dinlemiyordu. Terörle savaş naraları atan ABD'nin teröristlere 348 TIR silah gönderdiği gerçeğine bakacaksak olursak bu Amerika'ya tabii ki güven olmazdı. Trump tüccar adamdı, alırdı, satardı... Nitekim ABD'nin Suriye'deki son büyükelçisi Robert Ford önceki gün Londra merkezli Arap gazetesine demeç veriyor ve "Suriye'deki Kürtler ABD'ye güvenmenin bedelini ağır ödeyecek" diyordu. Yani kısacası Robert "Trump onları şimdi satın aldı ama ambalajladıktan sonra fena satacak. Yakında PYD için Washington'dan acı bir boru çalacak" demek istiyordu. Washington'dan çalan boru sesiyle Ortadoğu'daki sokaklara çıkmak tehlikeliydi. Horozlar dururken Amerikan borusu öttüğünde uyanan tavuklar, bir gün mutlaka yumurtadan kesilirdi. Bu arada alakasız olacak ama merak ettim sözlüğe baktım... Trump'ın çok sayıda anlamı var... Mesela bunlardan biri "Koz oynayarak ALMAK"... Diğeri de "BORU SESİ" iyi mi?