Mısır'ın Şarm el Şeyh kentinden bir Rus yolcu uçağı havalanıyor. Rota, Rusya'nın St. Petersburg şehri. O uçak kalkıştan 23 dakika sonra Sina üzerinde düşürülüyor, İçindeki 224 yolcudan sağ kurtulan olmuyor. Rusya Federal Güvenlik Servisi Başkanı Alexander Bortnikov hemen kameralar önüne fırlıyor. "Bu eylemi su götürmez biçimde DAEŞ'in yaptığı ortadadır" diyor.
Dünya kamuoyu önüne hangi sofra konulursa onu yiyor.
Biz ABD'deki İkiz Kule saldırılarına da hep bu gözle baktık. 17 Eylül 2001'de İsrail'in Haaretz gazetesinde bir haber yayınlandı. O haberde; "FBI çarpmadan sonra oluşan dumanı kendi şirketlerinin çatısından aşırı sevinç ve alaylı davranışlarla görüntüleyen 5 İsrailliyi gözaltına aldı ve sınırdışı etti" yazıyordu. Para İmparatorlarından David Rockfeller de 1994 Eylül ayında Birleşmiş Milletlerde bir konuşma yapıyordu; "Küresel bir dönüşümün eşiğindeyiz. Tek ihtiyacımız doğru büyük krizi yakalamak. Böylece ülkeler Yeni Dünya Düzenini kabul edeceklerdir" diyordu. Aaaron Russo, Yahudi asıllı bir yönetmendi. Ölmeden önce yaptığı açıklamaları Yazboz programında yayınlamıştık. O açıklamada Rockfeller'in 11 Eylül saldırılarından 11 ay önce kendisini davet ettiğini söylüyordu. Peki o görüşmede neler konuşuldu? Hadi gelin Aaron Russo'ya kulak verelim ve birlikte hatırlayalım; "Rockfeller bana aynen şunları söyledi; Bir olay olacak ve o olaydan sonra Afganistan'a gireceğiz. Bu sayede Hazar denizine boru hattı döşeyebileceğiz. Irak'a girip petrolü alacağız. Asla bulamayacakları biri için MAĞARALARI araştıran bir sürü adam göreceksin." Evet bugün de El Kaide hala mağaralarda aranıyor bulunamıyor. Kerpiç evlerde yaşayan DAEŞ'in lideri Ebubekir El Bağdadi'yi tanıyan, gören, bilen yok. Oyun ve senaryolar hep aynı.
Haydi gelin Aaron Russo'nun "Dostum" dediği Rockfeller ile yaptığı görüşmeye tekrar gidelim." "Rockfeller teröre karşı verdiğimiz savaşın aslında gerçek bir düşman olmaması konusunda konuşup gülüyordu. Bu savaşın nasıl asla kazanılmayacak bir savaş haline getirildiğini anlatıyordu. Bunun sonu olmayan savaş olduğunu, bu şekilde insanların özgürlüklerinin ellerinden alındığını söylüyordu.' Ben de insanları bu savaşın gerçek olduğuna nasıl inandıracaksın dedim." Medyanın herkesi bunun gerçek olduğuna inandıracak GÜÇ olduğunu söyledi..
Bir şeyler hakkında konuşmaya devam edersen ve aynı şeyleri tekrar tekrar söylersen insanların buna inanacağını belirtti." Haydi dönelim tekrar Mısır'da düşürülen Rus uçağına... İki hafta önce bu sütunlarda olayı şu cümlelerle sizlere aktarıyordum. "O yolcu uçağını Rus istihbaratı bilerek düşürdü, bu Putin'in bir oyunuydu. Petrol fiyatlarının yükselmesi için oynanan Moskova merkezli bir Rus RULETİ'ydi" Ve önceki gün Boris Karpichkov adlı eski bir KGB ajanı ortaya çıkıyor. "O Rus uçağını DAEŞ değil, Rus istihbaratı düşürdü" diyor. Eski KGB ajanı Karpichkov, Rus Askeri İstihbarat Teşkilatı GRU'nun organize ettiği operasyonla düşürülen Rus yolcu uçağı sayesinde Kremli'nin bir taşla birden fazla kuş vurduğunu söylüyor. Vurulan kuşları da şöyle açıklıyor; Suriye'ye iyice yerleşme ve Ukrayna'daki işgalciliğine sempati kazandırmak. DAEŞ'le sözde savaşına dünyada destek bulup, aslında ESAD muhaliflerine saldırmak için bir kılıf oluşturmak. Rusya'nın Suriye'deki askeri operasyonlarına dünyadan onay almak.
Evet Rusya'nın kendi uçağını düşürmek için onlarca sebebi var. Çoğu Rus 224 yolcuyu feda ettiler bu uğurda. Pakistan Devlet Başkanı Ziya ül Hak Hindistan sınırındaki Bahanalpur'da askeri birlikleri denetledikten sonra İslamabad'a doğru yola çıktı. İçinde 30 kişinin olduğu uçak havalandıktan 3 dakika sonra infilak ederek düştü ve Ziya ül Hak öldü. O uçakta ABD elçisi ve askeri ataşesi de vardı. Son zamanlarda nükleer teknoloji konusunda Çin'e yaklaşan Pakistan Devlet başkanı böyle ortadan kaldırılıyordu. Bir elçiyle ateşenin hayatını da verirsen, kimse senden şüphelenmezdi. O yolculuğa Türk elçi de çağrılmış ama son anda uçağa binememişti.
Unutmayın, Bosna'da yapılan katliamı yıllarca seyrettiler. Sonra üç ABDli diplomat öldürülüverdi birden! Ve ABD Bosna'ya giriverdi!
NOT; Güneydoğu'da sokakta kullanılan ve ölüme gönderilen gençler zavallıdır. Oynanan oyunları bilmeden oyuncak olarak önce sahaya sonra mezara sürülürler. Yazık!