Haberler


BEKİR HAZAR

Rakı-viski-bira-ayran- şerbet-kola

Bizde koldan tutup çekme modadır.
Alıp bir yerlere götürme adedi vardır.
Liderlerimize hep bunu uygularlar. Amerika'da localara götürürler.
Kapı kapı dolaştırırlar. "Aman İsrail ile ilişkilerimizi öv" derler. Bizim liderler pek bilmez bunun neden gerektiğini.
Ne için kapı kapı dolaştırıldığını anlayamaz. "Herhalde iktidarın yolu bu ara sokaktan geçiyor" diye düşünürler.
Yabancı ellerde iktidarı yerden yere vururlar.
İktidara geldiklerinde İsrail ile ilişkileri geliştireceklerine dair New York, Washington otellerinde kapalı kapılar ardında sözler verirler. Muhalefet olarak gereğini yapacaklarına dair and içerler. Sırtlar sıvazlanır, sınırsız destek sözleriyle liderimiz uğurlanır.
Soluğu Boğaz'daki yalılarda alır. Başbaron ve tayfası ile oturup eylem planı yaparlar. Aslında o planlar, liderimiz loca ziyaretlerinden dönmeden önce Başbaronumuzun masasına gelmiştir bile. Zaman kaybı diye bir şey asla yoktur. Muhabbetler ve projenin yürürlüğe konması konusundaki harekat eylem planı yalıdan yalıya ılık rüzgar tadında yayılır. Pamuk eller ceplere girer. Gerekli finansörler yalılardan konaklara heyecanla sıraya girer. İngiltere'nin doğurduğu İsrail ile ilişkilere pek ama pek çok önem veren medya da neferlerini bir imajmaker olarak yalılara nakleder. Reklam ajanslarından dahi babalar katılır toplantılara. "Ekmekle başlayalım kampanyaya" derler. Partide rakıcılar, viskiciler, biracılar vardır. "Bir de ayrancı koyarsak yanlarına tam olur" diye yazar eylem planlarında.
Nasıl olsa en tepede kapitalizmin mabedinde yaşayan kolacıların imzası vardır o planda.
Madem uluslararası bir GIDA dayanışmasına taşınacaktır olay, reklamcı biri atılır ortaya. "Buldum, Gandhi diyelim bizimkine, acayip rüzgar olur" der. Yalıdaki eylem masasında oturan gazeteci-yazar atılır; "Uff acayip üfleriz bu rüzgarı. Tutar, tamam bu iş bizim ekibin" der. "Gandhi geliyor Gandhi" diye kampanyalara başlarlar.
Halbuki Gandhi'nin gerçeğini hiç bilmezler ve tanımazlar. İngilizler, Hindistan'a ilk girdikleri yıllarda büyük zulüm yaptılar. Hindistan halkını köleleştirip, milyonlarcasını ya İngiliz ordusuna ya da Afrika'ya maden ocaklarına gönderdiler.
Kırbaçlayarak çalıştırdılar oralarda.
İşte o dönemde İngiltere'de eğitilen ve bir İngiliz ajanı olarak yetiştirilen Gandhi, Afrika'ya göreve gönderildi. Orada kendi vatandaşlarına yapılan zulmü görünce "Ben neye hizmet ediyorum" diyerek taraf değiştirdi. Ömrünü ajanlık yaptığı İngilizler'le savaşmaya adadı.
Evet Gandhi asıl olanı gerçeği görürken bizdeki çakmaları hala neyin ne olduğunu anlayamıyor. Kendi partililerin de söylediği gibi "Dışarıdan siparişle" masaya vuruyor. Ne İsrail'i ne de onun anası İngiliz Kraliçesi'ni tanıyamıyor, çözemiyor. Bu ülkenin topraklarını 100 yıl önce 23 parçaya bölen İngilizler'in başımıza bela olan en büyük zalim olduğunu bilemiyor. Gaziantep'in defter-i hakan memurlarından Eyüp Sabri Efendi'nin 1978'de yayınlanan "Esaret hatıraları" adındaki kitabından bile bihaberler. O kitapta aynen şöyle deniyor; "İngilizler'e göre, Müslümanlar'a zulüm ve hakaret etmek, milli bir görevdir.
Yirmibinden fazla Müslüman esirin 1919 da, Mısır'ın Abbasiyye Hastanesi'nde gözleri oyulmuş, kolları, ayakları kesilmiştir. Esirleri anadan doğma soyarak, İngiliz binbaşının önünden geçirirlerdi. Esirler arasından, hoca Abdüllah Efendi, "Hiç olmazsa edeb yerlerimizi mendil ile örtmeye izin verin" diyerek, çok yalvardı. İzin vermediler. Alay ettiler. Engizisyon zulümleri, İngilizler'den çektiğimiz işkenceler yanında hiç kalır. Dünyada hiçbir milletin yapamayacağı zilleti, alçaklığı, İngilizler yaptılar."
Evet bizim kitapları yerlere atan bir muhalefetimiz var. Onun içindir localarda neden gezdirildiklerini, dış siparişleri asla anlayamıyorlar. Ve bu gidişle anlamaları da zor görünüyor. Onların asla bu memleket için hayati önem taşıyan bir DIŞ politikaları yoktur.
Dışarıdan ellerine tutuşturulan İÇ politikaları ve İÇ çatışmaları vardır. Amerika'dan İsrail'e tüm batı dünyasında bugün, 200 yıl önce İngilizler'in kurduğu "Böl, parçala, yok et sistemi" hakimdir. Onların eline düşen önce kullanılır sonra hazin sona koşar. Onun içindir rakıcı, viskici, biracı, ayrancı ve kolacı diye parçalanan muhalefetimizi yakında yeni bölünmeler de beklemektedir. Zaten Pensilvanya'daki kutsal ittifakları şerbetçilerin Atatürk'ün partisinde kurdukları kazan da
fokur fokur kaynamaktadır...
DİĞER YAZILAR İLERİ
DİĞER
Naim ile Nadire fena yakalandı! Dizi aşkı gerçek oldu! Mert Turak ile Cemre Melis Çınar'ın sürpriz aşkından ilk kare...
Kenan İmirzalıoğlu paylaştı! Ezel ekibi yeniden bir arada! Yıllar sonra duygulandıran kare
3. Türk kim olacak? İsmail Kartal'dan flaş 11 kararı
4A 4B 4C emeklisine Mayıs başı ek kazanç sürprizi!
5 Mayıs 2024 hangi sigaraya ne kadar, kaç TL zam geldi?
İŞKUR günlük 719,32 TL cep harçlığı vermeye başladı!
8 bankada resmen hafta sonu depremi!
GÜNÜN MANŞETLERİ
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.