Sinan Çetin ile neredeyse bin yıldır kavga dövüş içinde süregelen bir dostluğumuz vardır. Kendisinin de söylediği gibi, onun Ankara'dayken çektiği harika fotoğrafları fark edip, İstanbul'a gelmesi için ısrar edenlerden biri de benim. Hatta o yıllarda birlikte bir fotoroman çekmiştik. O, sinemamızda en çok tartışılan isimlerden biridir. Solculuğa ihanet ettiği söylendi, bazı kesimlerce dışlandı. Sonra kapitalizmin temsilcisi yazar Ayn Rand'a kaptırdı kendisini. Kısaca, 'bireycilik' diyebileceğimiz 'Objektivizm' akımına... "Uğruna ölünecek hiçbir ideal yoktur", "İnsan önce kendi için yaşamalıdır, kendisi mutlu olursa çevresi de mutlu olur", çok kaba özeti bu Objektivzm'in. '
AY LAV YU'YU MEZARDAN ÇIKARDIM
Birkaç yıl önce, bir süre birlikte çalıştık. Bir gün çılgınca bir fikirle geldi. Ayn Rand'ın, 'Atlas Silkindi' kitabındaki John Galt karakterini Şems'e uygulayarak bir Mevlana senaryosu yazabilir miydik? Beynim tavana vurdu, tabii yazamadık sonunda. Bir gün de bir köşeye atılmış yüzü aşkın senaryo gördüm Plato'da. Karıştırırken birinin ismi dikkatimi çekti, okudum. Harikaydı. Onu bu senaryo mezarlığından çıkarıp Sinan'a götürdüm "Bu neden burada?" "Bilmem, her gün bize bir sürü senaryo gelir". "Bunu mutlaka oku". Senaryonun kapağında 'Ay lav yu' yazıyordu. Birkaç hafta sonra vizyona girecek olan film... Yazarı ve yönetmeni Sermiyan Midyat'ın haberi yok ama, ilk kıvılcım benden geldi. Teşekkürlerini kabul ediyorum.
ÖNCE ZEKİ ALAYSA, SONRA KENAN IŞIK
Sinan, çekip de vizyona sokmadığı filmleriyle meşhurdur. İşte bu konuda pek bilinmeyen bir örnek: Zeki Alasya'ya çektirdiği 'Cumhurbaşkanı' filmini beğenmemiş, bütün masrafı çöpe atmış, aynı konuyu Kenan Işık'ı başrolde oynatarak yeniden kendisi çekmişti. Onu da beğenmedi ve bu defa kendi filmi çöpe atarak Zeki ağabeyin filmini vizyona soktu. "Para benim, kime ne?" diyecek kadar bir maddi özgürlüğe sahip olan pek çok yapımcının göze alamayacağı bir tavırdı aslında.
NEREDE O DELİ ADAM?
Bir yandan "Hiçbir ideal uğruna ölmeye değmez" diyen, bir yandan AKP yanlısı olarak algılanıp, milletvekillerinin yüzüne karşı "Aslında biz kendi ülkemizi bombalıyoruz" diyebilen Sinan'ı anlamak çok güçtür. Anlaşılması en güç olanı da, adı yönetmen olarak geçen bu deli adamın yıllardır neden film çekmediği... Belki de yedi yıl emek verdiği 'Romantik'in hüzünlü gişe sonucudur bunun nedeni. Ama ben, bir televizyon şöhretini değil, 'Berlin in Berlin', 'Propaganda' gibi filmleri çeken bir Sinan Çetin'i özlüyorum. Nerede o deli adam?