Samsun'da sokak ortasında eşinin kafasını yerlere vurmuştu! Cani koca İbrahim Zarap'ın "öldürme niyeti" yokmuş!
Geçtiğimiz aylarda Samsun'da sokak ortasında eşini öldüresiye döven İbrahim Zarap isimli şahsın yargılanmasına başlandı. Mahkemede 'Eşimi öldürme niyetim yoktu' diye savunma yapan şahıs hakkında 18 yıla kadar hapis istendi.
Samsun'da sokak ortasında eski karısını çocuğunun gözleri önünde darp ederek hastanelik ettiği gerekçesiyle tutuklanan şahsın yargılanmasına başlandı. Sanık İbrahim Z. (27), mahkemede verdiği ifadede, "Öldürme niyetim yoktu. Hayatta kalışından öldürme istemediğim belli oluyor" dedi. Savcı sanığın 18 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasını talep etti.
Samsun'da 6 Mart Cumartesi akşamı meydana gelen olayda İbrahim Z. (27), boşandığı eski eşi Emriye Metoğlu'nu (25) sokak ortasında 5 yaşındaki kızının gözü önünde öldüresiye darp etmiş, olay Türkiye'yi ayağa kaldırmıştı. Olaydan sonra "kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan tutuklanan İbrahim Z. hakkında "kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 9 yıldan 15 yıl, "mala zarar verme" suçundan da 6 aydan 3 yıla kadar hapsi istemiyle dava açıldı.
Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesinde bugün görülen davanın ilk duruşmasına İbrahim Z. tutuklu bulunduğu Erzincan T Tipi Kapalı Cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı. Duruşma salonuna basın mensupları ve Emriye Metoğlu'nun ailesi alınmadı.

"ÖLDÜRME NİYETİM YOKTU. HAYATTA KALIŞINDAN ÖLDÜRME İSTEMEDİĞİM BELLİ OLUYOR"
Kendini savunan İbrahim Z. eski eşinin kendisini aldattığını duyduğunu iddia ederek, "Olaydan bir hafta kadar önce uyuşturucu madde ticareti suçundan cezaevinde bulunan bir şahıs ile eşimin henüz biz evliyken beni aldattığını, hatta müşterek çocuğumuz araçta iken bunların uyuşturucu madde sattığını öğrenmiştim. Bu olayı öğrendikten sonra kendimi alkole verdim. Olay günü müşterek çocuğumuz bendeydi. Çocuğumu anneme bıraktım. Dışarıya çıkıp arkadaşlarımla birlikte alkol aldım. Sonra eski eşim ile görüştük ve çocuğumu almaya kararlaştırdık. Olay yerine kendisi geldi ve gelir gelmez bana daha öncede yapmış olduğu şekilde 'sana çocuğu göstermeyeceğim' şeklinde tehditlerde bulundu. Öğrenmiş olduğum bu olayların ve çocuğumu göstermemekle tehdit etmesi sonucunda, alkolün de vermiş olduğu etki ile öfke patlaması yaşadım ve sonuç olarak bu olay meydana geldi. Bilincimi kaybettim. Olayı tamamen bilincimi kapalı bir şekilde gerçekleştirdim. Olay sırasında elimde kesinlikle sopa yoktu. Olayım bir ilk başını bir de sonunu hatırlıyorum. Her ne kadar tanıklar beni mağdurun yanından kendilerinin aldığını ve olayı ayırdıklarını söylüyor iseler de tanıklar doğruyu söylememektedir. Olayı kendim sonlandırdım. Kendisi en son gözleri açık bana bakıyordu. Kendisini öldürme gibi bir kastım yoktu. Alkole ya da herhangi bir sebebe sığınmıyorum. Huzurunuzda mağdurdan özür diliyorum. beni affetmesini istiyorum. Her ne kadar olayda bilinç kaybı yaşamış olsam da öğrenmiş olduğum olaylar bir hafta öncesinde olmuştur. Buna rağmen kendisine karşı hiçbir şekilde bir şiddet ya da başka bir şey uygulamadım. Olay günü gelişen olaylar tamamen bilinç kaybı ve öfke patlaması ile oluşmuştur. Yaptığım eylem nedeniyle çok pişmanım" dedi.

İbrahim Z., "Ben müşterek çocuğumuzu öğlen saatlerinde yanıma almıştım. Alkolü akşam 17.00-18.00 civarı almaya başladım. Bu esnada çocuğum annemdeydi. Çocuğu annesine teslim etmeye gittiğimde üzerinde kendi montu vardı. Müştekinin bu konudaki beyanı doğruyu yansıtmıyor. Neden böyle bir beyanda bulunuyor bilmiyorum. Kamera kayıtlarında da zaten çocuğun üzerinde kendi montu olduğu bellidir. Ben o aşamada herhangi bir şekilde babalık yükümlülüğümü ihlal etmemiştim. Ayrıca müşteki de alkol kullanan bir şahıstır. Beni bu konuda suçlamasına da anlam veremiyorum. Telefon çantasından kendiliğinden fırladı. Ben bizzat telefonu almadım. Elime aldığımda ekranın kırık olduğunu gördüm. Sonrasında alıp telefonu fırlattım ancak ben telefonu fırlatmadan önce de zaten kırıktı. Telefonu bir iki kere yere vurduğum doğrudur. Müştekinin ameliyatlı bölgesini bilmiyorum. Bilmediğim bir yere nasıl vurabilirim. Dolayısıyla böyle bir diyaloğun yaşanması da mümkün değildir. Eylem sırasında ben bunu öldüreceğim, bu ailevi mesele siz karışmayın şeklinde herhangi bir söz söylemedim. Ben müştekiyi öldürmeye niyetlenmiş olsaydım eylemime kendim son vermezdim. Avukatım olayın medyaya yayıldığını söyledi. Medyada çocuğum ve müşteki üzerinde kötü etkiler oluşturulmasını istemediğim için aldatma olayını daha önce anlatmamıştım. Ancak müştekinin bizzat medyaya çıkıp benim hakkımda aslı astarı olmayan şeyleri söylemesi nedeniyle ben de işin hakikatini mahkemenizde anlatmaya karar verdim" diye konuştu.

