Devlet Bahçeli, partisinin Türkiye çapında müstesna bir sonuç aldığını ve başarılı olduğunu belirterek, bu kapsamda 96 belde, 114 ilçe, 8 il belediye başkanlığını kazanarak yerel yönetimlerde varlığını ibra ettiğini söyledi.
Başarılarını hazmedemeyen ve sindiremeyenler abuk sabuk ve ileri geri konuşsalar da milletin hükmünü verdiğini kaydeden Bahçeli, şöyle devam etti:
"İradenin sahibi aziz milletimizin kararı başımızın üstündedir. Yine de sonuçları her yönüyle analiz edip gerekli dersleri çıkarmaktan geri durmayacağımızın bilinmesinde yarar vardır. MHP ve Cumhur İttifakı, ister yerel yönetimlerde, ister merkezi yönetimde olsun, milletimize hizmetle mesul, çalışmalarının birine bin eklemekle memurdur. Türkiye, seçimlerin yüksek gerilimli atmosferinden uzaklaşmalıdır. Yumuşama ve normalleşme çağrıları sözde kalmamalıdır. Hem nalına hem mıhına vurarak ulaşacağımız bir yer yoktur. Milli birlik ve kardeşlik hissiyatının tahkimi, halka halka genişleyen sosyal, ekonomik ve yasal reformların takviyesi, milletimizin taleplerinin temini, önümüzdeki asıl gündem konusudur."
"HERKES, ŞAPKASINI ÖNÜNE KOYUP DÜŞÜNMELİ"
Bahçeli, Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerini yakalama olgusunun milli yemin olması gerektiğini belirterek, "İç ve dış vesayet odaklarının tertip ve tezgahlarını boşa çıkarmak, Türkiye'yi dipsiz tartışmaların içine sürüklemekten kaçınmak, hepimizin mütemadi vazifesidir. Temiz toplum, temiz siyaset, tertemiz ve parlak bir gelecek için yapacaklarımız çok, yavaş hareket etme hakkımız ise yoktur. Herkes şapkasını önüne koyup düşünmelidir. 'Önce ülkem ve milletim' diyorsak netleşmemiz, samimiyet göstermemiz, nerede durduğumuzu gözden geçirmemiz lazımdır." ifadelerini kullandı.
"Türkiye ve Türk milletinin tarih, kültür ve kardeşlik vadisinde buluşup birbirimizle kenetlenecek miyiz yoksa sudan sebeplerle, eften püften bahanelerle birbirimize sırt mı çevireceğiz?" diye soran Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Huzur, refah ve istikrarımıza el birliğiyle sahip mi çıkacağız yoksa her gün yeni bir kavga ve karışıklık ortamı için provokasyon nöbeti tutanlara göz mü yumacağız? Devleti ebet müddet, milleti ebet müddet amacıyla tek yürek olmuş bir Türkiye'nin çağlar üzerine sıçramasına hizmet mi edeceğiz yoksa nefislerimize, egolarımıza, siyasi ihtiralarımıza teslim olup günlük polemiklerle vakit mi kaybedeceğiz? Belediye kaynaklarını terör örgütüne ve bölücü yandaşlarına peşkeş çekenlerin yakasından mı tutacağız yoksa demokrasi ve özgürlük istismarı yapanların dayatmalarına tamam mı diyeceğiz? Önümüzdeki süreç, herkes için dürüstlük testi mahiyetindedir. Mühim olan ne söylendiğinden ziyade ne yapıldığı veya yapılacağıdır. Biz ne diyorsak onu yaparız çünkü sözümüz senet, özümüz kefildir. Siyasi mücadelemizde akli tutum ve ahlaki tutarlılık, ihmal etmeyeceğimiz ilkelerimiz arasındadır. Bizim kucaklaşma ve uzlaşma vasatımız ülkemizin ve milletimizin baki çıkarları, vazgeçilmez değerler hazinesidir."
"TERÖRİZME BOYUN EĞME UZLAŞMA DEĞİLDİR"
MHP Genel Başkanı Bahçeli, terörizme boyun eğmenin "uzlaşma veya yumuşama" değil "acziyet ve teslimiyet" olduğunu söyleyerek, şöyle konuştu:
"Terörü bir hak arama vasıtası görenlere, bunu destekleyenlere makul bakış, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü yok saymaktır, bu zeminde yumuşama, diyalog ve normalleşme diye de bir şey söz konusu olmayacaktır. 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye teşebbüs' suçunu işlemiş olanlara hoşgörüyle bakmak, dış tehditlerle bağımsız ve tarafsız yargıyı işlevsiz hale sokmanın hesabını yapmak, uzlaşma ve yumuşama değil tükeniş ve altüst oluş demektir.
Terörist Demirtaş'ın ve 6-8 Ekim olaylarını azmettiren diğer bölücülerin ceza almasına hukuksuzluk demek, itiraz etmek, karşı gelmek, devlete ve millete en ağır hakaret olup bunun yumuşama ortamına zarar verdiğini ileri sürmek, art niyetlilik, terör seviciliği ve ikiyüzlülüktür. Mesele, milli ve manevi değerlerde uzlaşmaktır. Yumuşama beklentimiz, usulde değil üslupta olmalıdır. Usul, esasa mukaddemdir yani usul, esastan önce gelmektedir. Özellikle muhalefet partilerinin arayışı usulde bir yumuşama ise muhataplarını uyarıyorum ki böylesi bir yumuşama yıkıma çanak tutmak, krizlere ortam açmak, hukuk devletinin surlarında gedik açmak demektir ve mutlak butlanla batıldır."
Kutuplaşmayı besleyenlerin belli olduğunu ve karamsarlık ortamını canlı tutmak için el ovuşturanların berrak şekilde karşılarında bulunduğunu söyleyen Bahçeli, "Yeni anayasa çağrılarına kulak tıkayıp önce yürürlükteki anayasaya uyma şartını masaya koyanlar, ilave olarak Cumhurbaşkanı'mızın bir kısım tasarrufunun, 31 Mart'tan sonra gelişen diyalog ve normalleşme anlayışına uygun düşmediğini iddia edenler, alışkın oldukları bulanık havayı tekrar tesis etmek için fırsat kollayan tatlı su kurnazlarıdır." diye konuştu.
Bahçeli ʺGökbörü Otağıʺnda bir süre dinlendi
SİYASETTE YUMUŞAMA
Bahçeli, siyasette yumuşamanın sürekli ve sürdürülebilir boyutlara tırmanması gerektiğini ve aksini düşünmenin sorumsuzluk olduğunu vurgulayarak, "Ancak yumuşama kisvesi altında yumuşakça olmamızı, köşelerimizin törpülenmesini, sesimizin kısılmasını, irademizin kırılmasını hiç kimse beklememeli, böylesi bir tarihi yanlışa da tavsiyem heves etmemelidir." dedi.
Kumpasçılarla işlerinin olmadığını ve bu konunun altını özellikle çizdiğini ifade eden Bahçeli, şunları dile getirdi:
"Komplo peşinde koşanlarla ortak noktamız bulunamaz. Devletin içinde FETÖ benzeri hukuk dışı yapılanma ve gayrimeşru hiyerarşik sistem kuran, güç devşiren, pozisyon mücadelelerine girişen, kendi tarikat veya cemaat mensupları dışında kim varsa fişleyip berhava etmek için nifak üreten odaklarla asla yolumuz kesişemez. Türkiye Cumhuriyeti, bir hukuk devletidir. Devletin, hukukla yollarını ayırdığı anda herhangi bir çeteden farkının kalmayacağı bilinen bir husustur. Yönetimde istikrar sağlanmıştır. Sayın Cumhurbaşkanı'mız başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Kabinesi görevinin başındadır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi müessirdir ve dört başı mamur şekilde çalışmaktadır."
Bahçeli, hiç kimsenin kendisine güç vehmetmemesi, karanlık senaryolarla, sipariş talimatlarla, gizli tanık ifadeleriyle, üstlendiği görevi kötüye kullanmak suretiyle iç huzur ve barış ortamını zedelemeye kalkışmaması gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Eğer bu kalkışma olursa buna cüret edenlerin başı mutlak surette ezilmeli, bağ ve bağlantılarının, devlet, toplum ve medya içindeki uzantılarının tasfiyesi, tecridi ve tecziyesi acilen sağlanmalıdır. Mevzubahis konu, devlet ve milletin istikbali ise hiç kimsenin gözünün yaşına bakılmamalıdır. Terörist Demirtaş'ın, Sorosçu Kavala'nın ve Gazze politikasının rövanşını almak amacıyla iç işgal cephesinde konuşlananları dürte dürte harekete geçirenlere meydanı boş bırakmayacağız. Dahası, onlara dünyanın kaç bucak olduğunu da göstereceğiz. Atalarımızın dediği üzere, düşman karınca bile olsa, kendimizi merdane tutacağız. Doğruları söylemekten hiç korkmayacağız. Etki ajanlarına, emperyalizmin kuklalarına, dış güçlerin operasyon elemanlarına asla taviz vermeyeceğiz. Bürokratik oligarşinin altyapısını kurmak için eylem ve emel birlikteliği içinde olan çevrelerin oyunlarına tepkisiz durmayacağız.
Statüko özlemi çekenlere, demokrasi karşıtlarına, milli iradeye pranga vurmak için hava koklayanlara sessiz kalmayacağız. FETÖ ve FETÖ benzeri yapıların devleti zehirleyip devlet içinde feodal ve imtiyazlı alanlar oluşturmalarına kesinlikle müsaade etmeyeceğiz. Bu süreçte Sayın Cumhurbaşkanı'mızın yanındayız, devlet ve milletle ortak kaderin ta merkezindeyiz."
MHP'nin üretken belediyecilik anlayışının bugüne kadar takdir edildiğini, uygulamada çarpıcı ve göz alıcı sonuçlarının görüldüğünü söyledi.
Devlet Bahçeli, "Bizim belediyelerimizde her şeyden evvel haysiyet, huzur ve hadim bir yürek hakimdir. Sadece kapımız değil, kalbimiz de her vatandaşımıza açıktır. Belediye başkanlarımızdan hassaten ricam, üstlendikleri vazifenin hakkını sonuna kadar vermeleridir. Partizanlık bize uzaktır. Kayırmacılık bize yabancıdır. Eş, dost ve akrabaları kollamak, onlara liyakat esaslarını çiğneyerek makam tahsis etmek bizim siyasi ahlakımıza terstir ve aynı şekilde vebaldir." diye konuştu.
Oy veren-oy vermeyen ayrımıyla hizmette tarafgir davranmanın kendileriyle anılamayacağını belirten Bahçeli, belediye başkanlarına, "Yörelerinizdeki her insanımızı bir ve eşit görünüz. Onları Cenab-ı Allah'ın bir emaneti kabul ediniz. Bir selamın bin hatır edeceğini unutmayınız. Tevazuyu elden bırakmayınız. Alicenap ve müşfik bir tavrın izinden ayrılmayınız. Büyüklenmek yerine sofradaki ekmeği büyütmek için çaba harcayınız. Şehirlerinizin, beldelerinizin çehresini Türk ve Türkiye Yüzyılı'na müzahir şekilde güzelleştirip güçlendiriniz." tavsiyesinde bulundu.
Sevgi, saygı ve empatinin her kilitli kapıyı açacak anahtar olduğunu söyleyen Bahçeli, Yunus Emre'nin "Biz gelmedik kavga için, bizim işimiz sevgi için, Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldik." dizelerini okudu. Bahçeli, "Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı gönüller yapmak, gönüller kazanmak, gönüllere girmek için seferdedir. Gözlerde yaş varsa silen el siz olun. Yüreklere hüzün çökmüşse paylaşan ve çözüm üreten siz olun. Umutsuzca bakışlar varsa çare olan erdem sizler olun." ifadelerini kullandı.
Belediye başkanlarından, "Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi"nde yer alan hedeflere aynen riayet edilmesini isteyen Bahçeli, şöyle devam etti:
"Belediyenin görev ve sorumlulukları yalnızca imar, su, kanalizasyon, ulaşım gibi kentsel altyapı sorunlarını çözmek değildir. Belediyenin görev ve sorumlulukları yalnızca çevre, çevre sağlığı, temizlik, katı atık, zabıta, itfaiye, acil yardım, kurtarma, ambulans, şehir içi trafik, defin, mezarlıklar, ağaçlandırma, park ve yeşil alanlar, konut, kültür, sanat, turizm, tanıtım, gençlik, spor, orta ve yüksek öğrenim yurtları alanlarında iş üretmek, hizmet vermek değildir. Belediye demek insan onuruna, insan şerefine, insanın varlık haklarına sonsuz bağlılık, anlayışlı ve kucaklayıcı muamele demektir."
İhtiyaç sahibi vatandaşları görmeyen, gözetmeyen, onların yanında olmayan belediyenin gerçek manada görev ve sorumluluklarını yerine getirmiş sayılamayacağını ifade eden Bahçeli, "Bizim belediyeciliğimizde insanı bilmek, insanla can beraberi olmak asıldır ve hakimdir. Bugüne kadar Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı yönetimindeki belediyelerde esas ve bağlayıcı husus hep bu olmuştur. Ümit ederim ki, bundan sonra da böyle olacaktır. Hizmet edenin himmet göreceğine; dürüst ve samimi olanın dua ve rıza kazanacağına helal-haram ayrımı yapanın iki dünyasını da kurtaracağına iliklerimize kadar inanırız." diye konuştu.
"MİLLETİN DESTEĞİ OLMADAN HİÇBİR SİYASİ HEDEF BAŞARIYA ULAŞAMAZ"
Günübirlik siyasi hesap ve mevzi kazanımları peşinde olmadıklarını vurgulayan Devlet Bahçeli, "Bizim için vatandaşlarımızın huzuru, refahı ve güvenliği her şeyden önceliklidir. Çünkü milletimiz huzursuz ve memnuniyetsizse geleceğe umutla bakamayız." ifadelerini kullandı.
Milletin desteği olmadan hiçbir siyasi hedefin başarıya ulaşamayacağını vurgulayan Bahçeli, "Halden, dertten, gönülden anlamayanlar yüksek hedeflere varamaz. En büyük arzumuz milletimizi her açıdan layık olduğu şekilde temsil etmek, hak ettiği gelişmişlik seviyelerine çıkarmak, sorunlarını köklü çözümlerle buluşturmaktır." değerlendirmesini yaptı.
Belediye başkanlarından her vatandaşın beklentilerini karşılamak, dik baş, tok karın, mutlu yarın amacına ulaşmak için çok çalışmalarını isteyen Bahçeli, "Elbette hep birlikte başaracağımıza inanıyorum. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı varsa umut vardır, ufuk vardır, huzur vardır, ruh vardır, duruş vardır, milli hedeflere ulaşılması da inşallah mukadder olacaktır. Gözlerini açan, bununla da kalmayıp ayağa kalkan dev, Cumhuriyet'in yeni yüzyılına imza atacaktır." dedi.