Türkiye'nin savunma sanayisi nereden nereye geldi? Başkan Erdoğan paylaştı

Türkiye'nin savunma sanayisi son günlerde peş peşe hedef alındı! ABD'li Türkiye düşmanı ve FETÖ savunucusu Michael Rubin ile eş zamanlı olarak DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, İHA-SİHA üreticisi BAYKAR'a saldırarak "Dokunacağız" dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da TSK'yı hedef alarak Fırtına Öbüslerinin teslim törenine gölge düşürmeye çalıştı. Başkan Erdoğan bugün hem Kemal Kılıçdaroğlu'na hem de Ali Babacan'a sert sözlerle yüklenirken Türkiye'nin savunma sanayisi nereden nereye geldiğini gösteren bir paylaşım yaptı. İşte detaylar...

Giriş Tarihi 18 Ocak 2023, 19:54 Güncelleme 18 Ocak 2023, 20:26
Türkiye’nin savunma sanayisi nereden nereye geldi? Başkan Erdoğan paylaştı

İÇİNDEKİLER

Terör örgütü PKK ile mücadeleden Libya'ya Karabağ'dan Ukrayna'ya kadar birçok bölgede kendini ispatlayan ve dengeleri değiştiren İHA-SİHA üreticisi BAYKAR belli odaklar tarafından hedef alındı.

ALİ BABACAN BAYKAR'I KEMAL KILIÇDAROĞLU TSK'YI HEDEF ALDI
HDP'nin her fırsatta saldırdığı CHP'li Sezgin Tanrıkulu'nun dilinden düşürmediği son olarak ABD'li Türkiye düşmanı ve FETÖ savunucusu Michael Rubin'in hedef aldığı BAYKAR'a DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan da saldırdı.

Türkiye'nin savunma alanındaki hamleler Türkiye düşmanlarını ve muhalefeti rahatsız ederken CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da Fırtına Öbüslerinin teslim töreninde Başkan Erdoğan'ın konuşmasını alkışlayan komutanlar üzerinden Türk Silahlı Kuvvetlerini hedef aldı.

BAŞKAN ERDOĞAN SERT YANIT VERDİ
Başkan Recep Tayyip Erdoğan bugün TBMMM'de yaptığı konuşmada hem Ali Babacan'a hem de Kemal Kılıçdaroğlu'na sert sözlerle tepki gösterdi.

ALİ BABACAN'A: SEN GİT ÇOCUK BEZİ SAT
Başkan Erdoğan, Ali Babancan'a, "Sen rekabet nedir bilir misin? Sen git çocuk bezi satmaya, home tekstil üretmeye devam et. Senin işin değil bu. Üzgünüm, 15 sene yanımda bulundu ama demek ki benden bir şey alamadı." ifadeleriyle yanıt verdi.

KEMAL KILIÇDAROĞLU'NA: BAŞ KOMUTAN KONUŞUYOR BAY KEMAL!
Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, komutanların kendisini alkışlamasına yönelik eleştirisiyle ilgili, "Alkışladıkları şey, dünyayı titreten bu Fırtına Öbüslerinin teslim töreni. Konuşan kim? Anayasa'mızın amir hükmüne göre Başkomutan konuşuyor Bay Kemal. Sen ne Savunma Bakanı'mıza ne Kuvvet Komutanlarımıza hakaret edecek çapta değilsin, önce haddini bil." dedi.

SAVUNMA SANAYİMİZ NEREDEN NEREYE GELDİ?
Başkan Erdoğan söz konusu konuşmasında Türkiye'nin savunma sanayisinin nereden nereye geldiğini anlatan bir de video izletti. Erdoğan daha sonra o videoyu sosyal medya üzerinden de paylaştı.

Erdoğan paylaşımında, "Türkiye'nin hedef alınan savunma sanayisi nedir, nereden nereye gelmiştir; kısaca bir hatırlayalım…" ifadelerine yer verdi.

Videoda Türkiye'nin savunma alanında attığı adımlar tek tek gösterilirken elde edilen başarı rakamlarla yansıtıldı.

TÜRKİYE'NİN SAVUNMASI NEREDEN NEREYE GELDİ | TIKLA İZLE

Başkan Erdoğan'ın "İHA'larımızla SİHA'larımızla evelallah her yerde varız" ifadelerinin duyulduğu videoda rakamlar yine Başkan Erdoğan'ın ifadeleriyle şöyle yer aldı;

FAALİYET GÖSTEREN FİRMA SAYISI
"2002'de savunma sanayi sektöründe sadece 56 firma faaliyet gösterirken, bugün bu sayı 2 bini aştı.

PROJE SAYISI
62 olan proje sayısı 750'yi geçti.

PROJE BÜTÇELERİ
Toplam 5,5 milyar dolar bütçeli savunma projeleri yürütülürken, bugün bu rakam 60 milyar doların üzerine çıktı. İhale sürecinde olan projeleri dahil ettiğimizde bütçe büyüklüğümüz 75 milyar doları buluyor.

"Bundan 20 yıl önce sadece 248 milyon dolar olan savunma ihracatımız geçen sene ne oldu biliyor musunuz? 4 milyar 400 milyon dolarla rekor kırdık. "

BAŞKAN ERDOĞAN ZORLU SÜRECİ ANLATTI
Öte yandan Başkan Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, İHA, SİHA ve Akıncı'da atılan adımları ve yaşanan zorlu süreci anlattı.

Henüz Başbakan olmadığı dönemde eski ABD Başkanı George W. Bush ile yaptığı görüşme sonucunda ABD'nin Türkiye'ye iki günlüğüne İHA verdiğini anlatan Erdoğan, "'Bu iki günlük iş değil, bizim terörle mücadelemiz çok yoğun bir şekilde devam ediyor.' dedik. Bu ziyaretimin ardından, Allah rahmet etsin Özdemir Bey, o zaman akraba olmamıştık, gerçi doğuştan akrabayız o ayrı mesele de, hemen çocuklarıyla beraber o adımı attı. Süratle onlar İHA'yı üretti. Ardından SİHA'yı da ürettiler ve çocuklar Akıncı'yı ürettiler. İş bitmedi şimdi savaş uçağı noktasında da çalışmalarını sürdürüyorlar." ifadelerini kullandı.

Olayın sadece savaş aracı üretmek olmadığına, bunun yanı sıra harp mühimmatlarının da üretilmesi gerektiğine işaret eden Erdoğan, Türkiye'nin bu mühimmatları da üretmeye başladığının altını çizdi.

KILIÇDAROĞLU'NA SERT VURDU
Türkiye'deki mevcut muhalefetle uğraştıkları için adım atmakta yorulduklarını, zorlandıklarını dile getiren Erdoğan, Fırtına Obüsleri teslimat töreninde kendisini alkışlayan komutanları, "Komuta kademesi haddini bilsin. Siyaset askerin işi değildir. Herkes haddini bilecek." şeklinde eleştiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na cevap verdi.

Arifiye'de Fırtına Obüslerinin teslim törenine, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Kuvvet Komutanlarıyla gittiklerini anımsatan Erdoğan, şunları söyledi:

"'Siz siyasetçi değilsiniz.' diyor. Tamam da neyi alkışlıyorlar, neden alkışlıyorlar? Alkışladıkları şey, dünyayı titreten bu Fırtına Obüslerinin teslim töreni. Konuşan kim? Anayasa'mızın amir hükmüne göre Başkomutan konuşuyor Bay Kemal. Sen ne Savunma Bakanı'mıza ne Kuvvet Komutanlarımıza hakaret edecek çapta değilsin, önce haddini bil. Çünkü bu bir cibilliyet meselesidir. Bu noktada karakter zaafı olan bir insan olarak burada kalkıp bizim şanlı ordumuzun komutanlarına bu şekilde saldırmak öyle herkesin karı değildir. Ve bütün bunlarla ilgili işin hukuki boyutu devam ediyor, devam edecek. Hukuk karşısında da bunun hesabını verecekler."

"TÜRKİYE ARTIK BÜYÜDÜKÇE, GÜÇLENDİKÇE BİRİLERİ CİDDİ MANADA RAHATSIZ OLUYOR"
Erdoğan, yerli ve milli projelere destek verdikçe, bazı ülkelerin parasıyla bile Türkiye'ye savunma sanayi ürünü vermemeye başladığını ifade ederek, gelinen noktada BAYKAR'ın insansız hava araçlarını yetiştiremediğini, 3-5 sene sonraya gün verdiğini anlattı.

Türkiye'nin mühimmat üretimiyle uğraşan firmalarının da mühimmat yetiştiremediğini belirten Erdoğan, "Türkiye artık büyüdükçe, güçlendikçe birileri ciddi manada rahatsız oluyor. Onlar rahatsız oldukça biz yolumuza devam ediyoruz." dedi.

Son 20 yılda savunma sanayindeki proje sayısını 62'den 750'ye, bu projelerin bütçesini 5,5 milyar dolardan ihale sürecindekilerle beraber 75 milyar dolara çıkardıklarını kaydeden Erdoğan, sektördeki firma sayısının 56'dan 2 bin 700'ün üzerine çıktığına dikkati çekti.

Erdoğan, daha önce 250 milyon doları bile bulmayan ürün ihracatının 4,5 milyar dolar seviyesine çıktığını, sektördeki yerlilik oranının ise yüzde 20'lerden yüzde 80'lere ulaştığını vurgulayarak, bunu başarmakla gurur duyduklarını belirtti.

"SAYISIZ İHANET TEŞEBBÜSÜNE RAĞMEN SAVUNMA SANAYİMİZİ BÜYÜTTÜK"
"Savunma sanayimizin her bir projesinin hangi badirelerden geçerek bugünkü seviyesine geldiğini bilseniz emin olun hayretten hayrete sürüklenirsiniz." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Kimi dışarıdan, kimi içeriden sayısız sabotaj, ihmal, ihanet teşebbüsüne rağmen adım adım savunma sanayimizi büyüttük güçlendirdik. Projeler ilerledikçe, işin rengi ortaya çıktıkça milletimizin çoluğunun çocuğunun nafakasından keserek oluşturduğu kaynakların, yurt dışındaki kimi mahfillere nasıl akıtıp heba edildiğini gördük.

Öyle yüzde 10-20 değil, yüzde 300, yüzde 500, yüzde 1000 karlarla Türkiye'nin nasıl soyulduğunu, kimlerin bu kirli pastadan pay kapmak için resmen ülkesini sattığını bizzat gördük. Tek başına BAYKAR'ın sembolü olduğu insansız hava araçları hikayesi bile bu gerçekleri ispata yeterlidir."

Milli Teknoloji Hamlesi idealinin ve milli SİHA'ların öncü ismi Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Özdemir Bayraktar ile bir sohbetini aktardı.

"Bay Kemal, sen tanımazsın ama ben sana ebedi alemde olan Özdemir Bey'i bir tanıtayım." diyen Erdoğan, birinci ve ikinci bölgelerdeki tahsisleri, üretimin nevine göre yaptıklarını söyledi.

Üretilecek herhangi bir stratejik ürün için devletin, bu bölgeleri bedel almadan tahsis ettiğini dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"SEN GİT ÇOCUK BEZİ SATMAYA DEVAM ET"
"Bugüne kadar böyle nice firmalara bu verildi fakat Özdemir Bey öyle bir insan ki 'Hayır, almam.' dedi. 'Ben sana bir lütufta bulunmuyorum. Bu, devletin şu anda aldığı bir karar ve bu kararla stratejik ürünleri üreten firmalara bunu veriyoruz. Bu, senin için bir hak.' 'Hayır, almam. Ben paramı veririm, paramla satın alırım.' Böyle bir insan. Bu ahlaksız çıkmış, tabii yanında başka ahlaksızlar da var, ne diyorlar; 'Yok, bilmem geleceklermiş de geldikleri zaman bunlara hesabını soracaklarmış. Bu işin rekabetinin oluşması lazımmış...' Sen rekabet nedir bilir misin? Sen git çocuk bezi satmaya, home tekstil üretmeye devam et. Senin işin değil bu. Üzgünüm, 15 sene yanımda bulundu ama demek ki benden bir şey alamadı.

Yanında bir tanesi daha var, aynen o da öyle. Bizden üniversiteyi istediler ve ben Başbakan'ım. Bunların vakfına üniversite tahsisi yaptık. Ekranları başında bizi izleyen milletime, yanında dolaşan öğretim üyelerine sesleniyorum, biz bu tahsisi yaptık. Kendisi ne zaman ki Başbakanlık koltuğuna oturdu, ne yaptı biliyor musunuz? O tahsis yapılan yeri bilabedel vakfına mülk edindi. Türkiye'de bunun bir başka örneği yok. Bunu sen kalk milletimize bir anlat bakalım. O vakıftaki yöneticiler acaba bunu nasıl izah edeceksiniz? Bir tane örneği yok. Bilabedel mülk edinme hakkı bizim vakıf yasalarına göre de yok. Ama bunlar bunu yaptı. Şimdi tabii pek kullanmıyorum o ifadeyi, Devlet Bey gayet güzel kullanıyor. Malum ona 'Serok Ahmet' diyor. Bu tür işler yapıyor. Helalinden ne yaptın? Kurduğunuz üniversiteyle başarı grafiğimiz ne? Yok. Biz de bu üniversiteyi, bunların bu yolsuzlukları nedeniyle aldık, devletimize mal ettik."

İstanbul Şehir Üniversitesinin, Marmara Üniversitesinin mülkü olarak hizmete devam ettiğini belirten Erdoğan, "Verdiğimiz imkanlar çok daha ileri, akademisyenleri, öğretim üyeleriyle çok daha güçlü ve bir diğer yanıyla da Maltepe'deki bir kışlayı, Marmara Üniversitesi olarak gayet muhteşem, güzel bir hale getirdik ve onlarla da bunu bütünleştirdik. Millete, milletin evlatlarına, gençliğimize, şanına yakışır eserler inşa ediyoruz. Sen de ne yaptın bir bunu söyle bakalım? Bunlardan bir şey olmaz." diye konuştu.

Salondaki partililer bu sırada "Sandık hazır, reisini bekliyor" tezahüratı yaptı.

"SELÇUK BEY İLE AKRABALIK BAĞIMIN ÖNCESİNDE YAŞANDI"
Özdemir Bayraktar'ın, eşi ve oğullarıyla kendini savunma sanayisine adayan gerçek azim ve irade sahibi bir insan olduğunu ifade eden Erdoğan, "Ailece, yıllarca fabrikalarında yatıp kalktılar. Öyle zamanlar oldu ki terör bölgelerine gittiler. Orada subaylarımızla onlarla beraber yatıp kalkarak orada ürettikleri eserlerin testlerini yaptılar. Testler sürecinde terörle mücadele bölgesindeki askerlerimizle üs bölgelerindeki çadırlarda kalarak Mehmetçik ile aynı karavanaya kaşık sallayarak insansız hava araçlarını kullanılabilir seviyeye getirdiler. Dikkat ederseniz, tüm bunlar Selçuk Bey ile herhangi bir akrabalık bağımın olduğu dönemde değil onun öncesinde yaşandı." değerlendirmelerinde bulundu.

Aynı dönemde, benzer projelere girişen birçok firmanın yer aldığını hatırlatan Erdoğan, Türkiye'de bugün çeşitli kurumlara insansız hava aracı temin eden veya insansız hava aracı projesi yürüten 8 ayrı firmanın bulunduğunu anlattı.

Bunlardan TUSAŞ'ın, geliştirdiği ve ürettiği ürünlerle adeta Baykar ile atbaşı giden projelere imza attığını kaydeden Erdoğan, "Hamdolsun bugün insansız hava araçlarında öyle bir düzeye ulaştık ki dün bize en iptidaisinden bu araçları vermeyenler, bugün bizim ürünlerimize talip olma noktasına geldi." dedi.

Erdoğan, Bayraktar TB-2'nin, Suriye'den Karabağ'a, Libya'dan Ukrayna'ya kadar birçok yerde başarılara imza attığına değinerek, birçok ülkede Bayraktar TB-2 adına marşların, şarkıların yazıldığını anımsattı. Karabağ'da çocuklara Baykar'ın isminin verildiğini söyleyen Erdoğan, "TUSAŞ'ın aynı sınıftaki ürünü Anka'sı da başarılarıyla yüzümüzü ağartan bir projemiz. Baykar'ın Akıncı'sı ve TUSAŞ'ın Aksungur'uyla bir üst sınıftaki insansız hava aracı piyasasında da yerimizi aldık." ifadelerini kullandı.

Kızılema'nın ise yeni ve farklı bir ürün olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

"Kızılelma'nın yalnızca cismi yok, Kızılelma aynı zamanda bir hedef; bu kutlu davaya inananların çok önemli bir hedefi. Kızılelma ve Milli Muharip Uçak projelerimizle ülkemizi artık bambaşka bir lige taşıyoruz. Aynı şekilde Havelsan ve Aselsan gibi Türk Silahlı Kuvvetlerimizi destekleyen vakıflarımıza ait şirketlerimiz de bu alanlarda çok önemli projeler yürütüyor."

"SİHA'LARIMIZ TERÖRİSTLERİN İNLERİNİ DARMADAĞIN ETTİ"
Baykar'ın özelliğinin, tüm projelerini kendi öz kaynaklarıyla geliştirmesi ve yalnızca ürün satışı yapması olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:

"Hakkaniyet noktasından bakarsak Baykar, tasarım ve geliştirme çalışmalarına her türlü desteği ziyadesiyle hak eden bir şirket ve şu anda 3 bini aşkın pırıl pırıl genç burada çalışıyor. Ama şirketin tercihi, bu çalışmaları kendi öz kaynaklarıyla yapmak. Zaten bu şirketin gelirleri de ülke içi satıştan ziyade ihracata dayalı. Şirketin 20 yıllık gelirlerinin yüzde 75'i, geçen yılki gelirlerinin ise yüzde 99,3'ü artık 27 ülkeye ulaşan ihracatından geliyor. Bay Kemal, bunlar seni niye rahatsız ediyor? Yanındaki bazı terör yandaşlarını rahatsız ediyor anlıyoruz da seni niye rahatsız ediyor? Çünkü onlar teröristlerle beraber. Çünkü SİHA'larımız, Akıncılarımız o inleri darmadağın ettiler, oraları vurdular ve oralarda nice teröristleri yok ettiler.

Esasen biz birçok savunma sanayi projesinde firmalarımızın tasarım ve araştırma-geliştirme çalışmalarına destek veriyoruz. Baykar gibi yüksek teknolojiye dayalı stratejik ürün geliştirme ve üretim yatırımı yapan 50 firma, devletten proje bazlı destek alıyor. Bunlar içinde devletten nakit desteği almadan çalışmalarını yürüten dört firma var; bunlardan biri Baykar. Mesela Altay tankının geliştirilmesi sürecinde yaklaşık 500 milyon doları Otokar firmasına olmak üzere çeşitli firmalara toplamda 660 milyon dolar ödeme yaptık. Bu rakam üretim değil yalnızca tasarım ve geliştirme için yapılan ödeme. Baykar ürettiği hiçbir ürünün geliştirmesi için devletten tek kuruş almamış, hepsini kendi kaynaklarıyla yürütmüştür. Yaptığı işler karşılığında Baykar'ın aldığı tek destek, gümrük vergisi, KDV, sigorta primi, stopaj indirimi gibi nakdi olmayan, üretim ve ihracat yapan her firmanın yararlandığı kolaylıklar."

"REKABET GÜCÜNÜ YÜKSELTECEK HER PROJEYE DESTEK VERMEK GÖREVİMİZ"
Hükümet olarak bugün de birçok projeyi, ciddi teşviklerle hibelerle desteklemeyi sürdürdüklerini anlatan Erdoğan, "Mesela bunları açıkça söylemek zorundayım ki milletimiz bazı gerçekleri bilsin, tek başına Ford Otomotiv 20,5 milyar lira teşvik belgeli yatırım projesine sahip. Yalnızca Milli Muharip Uçak Projesi için diğer teşvikler yanında TUSAŞ'a doğrudan bütçeden aktardığımız kaynak 1,3 milyar dolar." diye konuştu.

Türkiye'nin rekabet gücünü yükseltecek, cari açığını azaltacak, istihdamı artıracak her projeye destek vermenin görevlerini olduğunu belirten Erdoğan, nakdi destekleri verirken yalnızca firmaların teklif ettikleri veya talip oldukları projeyi gerçekleştirme kabiliyetlerine baktıklarını söyledi.

Erdoğan, "Bilhassa gençlerimize cesaret ve güven aşılayacak bir anlayışla destek yelpazemizi olabildiği kadar geniş tutuyoruz. Savunma sanayi sektöründeki firma sayısının 20 yılda 48 kat, proje sayısının 12 kat artmasını, işte bu ekosisteme, iklime borçluyuz." açıklamasını yaptı.

Türkiye'nin, gelinen noktada yalnızca gözetleme yapan insansız hava araçlarını Amerikan ürünlerinden 10 kat, İsrail ürünlerinden ise 5 kat daha ucuza mal ettiğini bildiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu gerçeklere rağmen binbir yalan ardı ardına dizilerek Baykar'ın hedef alınmasının sebebi nedir biliyor musunuz? Sebep, Baykar'ın ürettiği araçlarla ülkemizin kazandığı zaferler, elde ettiği prestij, sahip olduğu kazanımlar. Bizi Suriye'de bataklığa çekme, Karabağ'da mahcup etme, Libya'da hüsrana uğratma, Ege'de çaresiz bırakma hesabı yapanların heveslerini kursaklarında bıraktığımız için bu ses çıkıyor. Sahip olduğumuz silahlı ve silahsız hava araçlarıyla vatan topraklarının her karışını, sınırlarımız dışındaki tüm çıkar alanlarımızı kontrol altında tuttuğumuz için bu ses çıkıyor.

'Teknoloji üreten, onun kullanımında da söz sahibidir.' gerçeğinden hareketle ülkemizin etki alanının giderek genişlemesine tahammül edilemediği için bu ses çıkıyor. Ses verenler kukladır, aparattır ve kullanıp atılacak araçlardır. Partisini tescilli ajanlarla devlet sırlarını üç kuruşa satan hainlerle dolduranları başka bir vasıfla sıfatlandırmak, ederinden fazlasını vermek olur. Biz onların iplerini ellerinde tutanlara bakıyoruz."

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN