CHP'nin yeni Kemal Derviş'i Jeremy Rifkin! Fiyasko vizyon mandacı zihniyet

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun günler öncesinden "3 Aralık'ı bekleyin" diyerek duyurduğu CHP'nin "İkinci Yüzyıla Çağrı" toplantısı fiyaskolarla sonuçlandı. CHP'nin tanıttığı ithal danışmanlar toplantıya bile gelmeye tenezzül etmedi. Sabah Gazetesi yazarı Melih Altınok, köşesinde CHP'nin vizyonunu kaleme alırken; danışman olarak ortaya çıkan Jeremy Rifkin'le ilgili olarak "Yine bir Kemal Derviş buldular" yorumunda bulundu.

Giriş Tarihi 04 Aralık 2022, 07:29 Güncelleme 04 Aralık 2022, 07:37
CHP’nin yeni Kemal Derviş’i Jeremy Rifkin! Fiyasko vizyon mandacı zihniyet

İÇİNDEKİLER

Sabah Gazetesi yazarlarından Melih Altınok'un "Yine bir Kemal Derviş buldular" başlıklı o yazısı

Türkiye'nin beş yılına talip olan altılı masanın trajik halini tarif eden Engin Ardıç, yazısını "Uçurumun kenarındasın. Dikkatli ol" uyarısıyla tamamlıyordu.
Dün masanın büyük ortağı CHP'nin "İkinci Yüzyıla Çağrı" toplantısının videolarını izlerken Engin Abi'nin sözlerinin ne kadar yakıcı bir gerçeğe işaret ettiğini daha iyi anladım.
Yalnızca altılı masa aktörlerinin her söyleminde, planında yoğun şekilde hissedilen acemilikten ya da organizasyonsuzluktan bahsetmiyorum. Zira beceriksiz iktidarların ülkeye vereceği zarar tolere edilebilir.
Şimdi karşı karşıya olduğumuzsa dramatik bir acizlik ve teslimiyet tehlikesi.



Baksanıza yine bir Kemal Derviş bulmuşlar kendilerine. Bu seferkinin adı Jeremy Rifkin. Adam Türkiye'ye gelmeye bile tenezzül etmeden ABD'den telekonferansla küreselcilerin, sömürge ülkeleri için uygun gördüğü modeli tanıtıyor.
Türkiye gibi ülkeler için en iyi olanın, Batı'daki rakip devletlerin çıkarlarıyla çatışmayan ve tabii ki iddialı olmayan "ılımlı" bir ekonomipolitik çizgi olduğu tezini ballandıra ballandıra anlatıyor.
Değil mi ya? Ne gereği var Doğu Akdeniz'deki gaz paylaşılırken hak talep etmeye, egemenlik haklarını dayatmaya, savunma sanayiini yerlileştirmeye, NATO gibi küresel kurumların önüne PKK-YPG sorununu getirmeye... Türkiye'ye az gelişmişliğin sürekliliğine hapsedilmiş, Ortadoğu'da ileri bir karakol pozisyonunu uygun görenlerle aramızı bozmaya.
Üstelik de biraz uysal olursak, emisyonla memisyonla oyalanırsak Jeremy Bey'in Türkiye'ye teknoloji ve para akıtacak çevreleri ikna etmesi işten bile değilken!
Gelelim asıl soruya...
Hayır, toplantıyı izleyen gazetecilerin "Salonda Rifkin'in İngilizce yaptığı konuşmayı kaç kişi anlamıştır?" sorusundan bahsetmeyeceğim. Ama cevabın içinde bu absürtlüğün de izahı var.
Peki, parti içinden gelen eleştirilere rağmen ABD'ye uçan, 8 saat ortadan kaybolan, ardından da okyanus ötesinden danışmanlarla yurda dönen Kemal Bey niye bu kadar "açık oynuyor?"
Öyle ya, oluşturduğu imajın ulusalcı kemik seçmenin bile kafasında soru işaretleri yarattığını görmemesi imkânsız.
Evet, Kemal Bey'in derdi içeriyle değil dışarıyla. O da "En ılımlı ve işbirliğine açık aktör benim" mesajını muhataplarının gözüne sokmaya çalışıyor.
Çünkü okyanus ötesinin, seçimde kaybedeceğine ikna olduğu siyasileri ana muhalefetten nasıl vahşice tasfiye ettiğinin canlı şahidi.
Ve Baykal'a kurulan kaset komplosunun ardından paraşütle indiği genel başkanlık koltuğundan şu saatten sonra kendi isteğiyle kalkmayacak kadar da hırslı.
Bence ortak akıl yine uçurumun eşiğinde durduğunun farkında ve yine dikkatli.

MELİH ALTINOK'UN YAZISININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN