Marmara Denizi nasıl bu hale geldi? Her şey Ekrem İmamoğlu'nun Silahtarağa'daki temel atmama töreni şovuyla başladı!

Son dönemde Marmara Denizi’nde bir felaket yaşanıyor. Atık sular nedeniyle oluşan ve deniz salyası olarak da bilinen müsilaj, Marmara Denizi’ni tamamen kapladı. Müsilaj, aynı zamanda deniz canlılarını da tehdit ederken çevreye kötü koku da yayıyor. Uzmanlar Marmara Denizi’nin üzerini tamamen kaplayan müsilajın aynı zamanda denizaltını da kapladığını söyledi. Peki İstanbul nasıl bu hale geldi? Her şey CHP’li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun şov uğruna yaptığı “temel atmama” töreni ile başladı. İşte Marmara Denizi böyle felakete sürüklendi.

Giriş Tarihi 04 Haziran 2021, 12:15 Güncelleme 04 Haziran 2021, 14:50
Marmara Denizi nasıl bu hale geldi? Her şey Ekrem İmamoğlu’nun Silahtarağa’daki temel atmama töreni şovuyla başladı!

İÇİNDEKİLER

Marmara Denizi'ndeki deniz salyası kabusu büyüyerek devam ediyor. Yaklaşık 4 ay önce başlayan ve çok tehlikeli boyutlara ulaşan müsilaj, deniz canlılarını da tehdit ediyor. Deniz salyaları kötü görüntülerinin yanında yaydıkları koku çevre sakinlerini de rahatsız ederken denizin altını üstünden daha kötü etkilemeye başladı. Salyalar yüzünden denizatları, yengeçler, küçük balıklar, kum üzerinde yaşayan canlıların solungaçları tıkandığı için ölümün eşiğinde.

"MARMARA'DA CAN PAZARI YAŞANIYOR"
Tehlikenin boyutunu özetleyen Prof. Dr. Mustafa Sarı, kasım ayından itibaren Marmara Denizi'nin üzerini kaplayan deniz salyasını görüntülemek için 18 metreye dalış yaptı. Mustafa Sarı gördüklerini, "Deniz ölüyor. Salya örtüsü deniz tabanına hayalet gibi çökmüş. Aşağıda can pazarı var" diyerek anlattı.

BAKANLIK HAREKETE GEÇTİ
Marmara Denizi'nde deniz salyası sorununa Çevre ve Şehircilik Bakanlığı el atarak konu ile ilgili "Marmara Denizi'nde Müsilaj Sorunu ve Çözüm Önerileri Çalıştayı düzenledi. Konu ile ilgili açıklama yapan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Marmara Denizi'nde oluşan deniz salyalarıyla (müsilaj) ilgili yaptığı açıklamada, "Bakanlık olarak 300 kişilik ekibimizle Marmara Denizi'nde 91 noktayı, karada da tüm arıtma tesislerini ve kirlilik kaynaklarını denetliyoruz" dedi.

BAKAN KURUM'DAN SERT TEPKİ
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Marmara Denizinde yaşanan müsilaj sorunuyla ilgili, "Yerel yönetimlerimizin vazifesi başlamış bir çevre yatırımını durdurmak değildir." dedi.

Marmara'da kirliliğe ve müsilaja neden olabilecek tüm arıtma tesislerinde denetimler yapıldığını belirten Kurum, "Marmara Denizinin farklı noktalarından numuneler aldık. Denetimlerimizi en kısa sürede neticelendireceğiz." dedi.

Konuşmasında yerel yönetimlere de çağrıda bulunan Bakan Kurum, "Çevre yatırımları süreklilik arz eder. Yerel yönetimlerimizin vazifesi başlamış bir çevre yatırımını durdurmak değildir. Kritik önemi haiz arıtma tesisi projelerini engellemek hiç değildir. Tam aksine yerel yönetimlerin görevi şehrini, kıyılarını, daha temiz, daha yaşanabilir kılmak için bu çevre yatırımlarına öncelik vermektir." dedi.

Bakan Kurum, 4 Haziran'da bakanlıklar, belediyeler, akademisyenler ve STK'ların katılımlarıyla bir çalıştay yapacaklarını belirterek, "Marmara Belediyeler Birliğimiz ve belediye başkanlarımızla 6 Haziran'da gerçekleştireceğimiz toplantıda da çalıştay sonucunda hazırlayacağımız Marmara Denizi Koruma Eylem Planını açıklayacağız." diye konuştu.

"BU DERECE BİR DURUMLA HİÇ KARŞILAŞMAMIŞTIK"
Araştırma gemisi 3 günlük incelemenin ardın dün akşam Haydarpaşa'ya döndü.

ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi ve Enstitü Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu, 3 gündür Marmara Denizi genelinde süren çalışmalarıyla ilgili olarak ,"Son gördüğümüz durum gerçekten müsilaj çok yaygın. Sadece gördüğümüz deniz yüzeyinde değil, bütün deniz su kolonunda da jelimsi bir yapı hakim. Bu derece bir durumla hiç karşılaşmamıştık. Oksijen seviyeleri ciddi bir şekilde azalmış durumda hızla önlem almamız gerekiyor. Müsilaj ilk defa olmuyor evet ama bu kadar yaygın bir biçimde ilk defa" diye konuştu.

"ARITILMADAN GİREN DEŞARJLAR ÇOK ETKİLEMİŞ"
Arıtmanın üst seviyelerde yapılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Barış Salihoğlu, "Özellikle deşarjlardan arıtılmadan giren deşarjlar çok etkilemiş. Havzadan nehirlerden giren tarımsal girdiler olsun, endüstri girdileri olsun bunlar çok etkilemiş. Gördüğümüz kadarıyla bu besin tuzu dediğimiz bu kirliliğin en azından hızla yarı yarıya azaltılması lazım. Hızla yarı yarıya azaltılırsa 5-6 yıllık bir süreçte o oksijendeki eşik değerleri biraz aşmaya başlarız. Biraz iyileşmeye başlar. Sabır gerekiyor, hızlı önlem almak gerekiyor" dedi.

Peki İstanbul nasıl bu hale geldi? Her şey CHP'li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun şov uğruna yaptığı "temel atmama" töreni ile başladı. İmamoğlu, Kasım 2019'da Silahtarağa İleri Biyolojik Arıtma Tesisi projesini iptal ederek, "temel atmama" programı düzenledi.

AK Parti döneminde planlanan bu proje Türkiye'nin ilk, Avrupa'nın en büyük kapasiteli membran tesisi olacak ve atık suyu içilebilir seviyeye getirme teknolojiye sahipti.

Ancak gelinen bu noktada, İmamoğlu'nun 'ihtiyaç yok' diye 'temel atmama' töreni yaparak iptal ettiği tesisin aslında ne kadar önemli olduğunu ortaya çıkardığı gibi maalesef Marmara'da yaşanan bu tehlikeyi de tetiklemiş oldu.

CHP'li İBB Başkanı Erkem İmamoğlu Silahtarağa İleri Biyolojik Arıtma Tesisi ile ilgili "İSKİ'de yeni atadığımız arkadaşlarımızın bunu araştırmaya dönük ihtiyaç duymaları neticesinde çok önemli ve değerli tespitler yaptılar. İTÜ'den de bilimsel bir ekip projeyi incelemeye aldı. Hazırlanan rapordaki tespitlere göre İstanbul Master Planında böyle bir ihtiyaç yok. Haliç'in korunması prensibi ile Haliç'e veya Haliç'e ulaşan dere ve kanallara yapılacak atık su deşarjı arıtılmış dahi olsa Haliç'e verilmemelidir, engellenmelidir diye net olarak bir tarif var. Arıtma tesisinde arıtılması hedeflenen atık sular Yenikapı ve Baltalimanı atık su tesislerine iletilmekte. Toplanan bu sistem oralara aktarılmakta ve şu anda Yenikapı ve Baltalimanı biyolojik arıtma tesislerinin kapasitesi 2.5 milyonluk artış dahi olsa bu bölgede yeterli. Böyle bir artış zaten öngörülmüyor. 2.5 milyon kişi nüfus artışı dahi olsa bu tesise ihtiyaç yok. Çünkü var olan 2 tesis yeterli" ifadelerini kullandı.

'1.5 MİLYARLIK KAMUSAL ZARARI ARKADAŞLARIM ENGELLEMİŞ OLDULAR'
İmamoğlu, ayrıca tesisin koku sorununa da yol açacağını ileri sürmüştü. Projenin yapılması planlanan 136 bin metrekarelik alanın 75 bin metrekaresinin yeşil alan olduğunu bildiren İmamoğlu, "Tümüyle baktığınızda ki sağlığın parası bedeli ya da çevreye vereceği zararın bedeli ölçülmez, onu kenara koyuyoruz. Aslında burada 1.5 milyarlık kamusal zararı arkadaşlarım engellemiş oldular" diye konuştu.

İMAMOĞLU'NUN SİLAHTARAĞA'NIN MALİYETİ YALANINA AK PARTİLİ GÖKSU'DAN SERT TEPKİ!
İstanbul'da günlük 4 milyon metreküp atık su ortaya çıktığını belirten İBB AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Tevfik Göksu, bunun yarısının biyolojik arıtma ile dönüştürüldüğünü projenin iptalinin bu açıdan da hatalı olduğunu ifade etti.

İBB Başkanı İmamoğlu'nun projeye ilişkin verdiği birçok bilginin yanlış olduğunu dile getiren Göksu şu ifadeleri kullandı:

"Sayın Başkan, projenin maliyeti '1 buçuk milyar TL' dedi. Maliyeti 632 milyon TL'dir. Bu proje ağaçları kesilerek yapılacak bir alan değil, spor alanı üzerine ve yerin altına yapılıyor. Üstü de vatandaşa açık yeşil alan olacaktı. Ayrıca bu proje ileri biyolojik arıtma olarak Türkiye'de ilk Avrupa'nın da en büyüğü olacaktı. Sayın Başkan çıktı dedi ki; 'Buna gerek yoktur.' Kim diyor İstanbul Teknik Üniversitesi, aradım Teknik Üniversitesi'ni dedim ki; 'Sizin böyle bir raporunuz mu var?.' Şiddetle reddettiler. Sonra öğrendim ki bir akademisyen Büyükşehir'de de ücretli memur olacakmış böyle bir rapor vermiş. Sayın Başkan, eğer bu ileri biyolojik arıtma tesisi fazlaysa ve iptal edecekseniz neden taahhüt ettiniz? Diyorsunuz ki, 'Anadolu ve Avrupa yakaları olmak üzere iki tane ileri biyolojik arıtma tesisi yapacağım.' Silahtarağa İleri Biyolojik Arıtma Tesisi Projesi'nin iptal edilmesi İstanbul'daki çocukların geleceğinin iptal edilmesidir."

İLK DEFA BİR ARITMA TESİSİNİN ÇEVRE KİRLİLİĞİ OLDUĞUNU ÖĞRENDİK!
İmamoğlu'nun skandal açıklamalarına ve temel atmama töreni adı altındaki şovuna tepki gösteren Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, o dönemde sosyal medya hesabında yaptığı açıklamada şunları söyledi:

"İlk defa bir arıtma tesisinin, çevre kirliliği olduğunu İstanbul Büyükşehir belediye başkanından öğrenmiş olduk. Oysa biz yıllardır üniversitede arıtma tesislerini çevre kirliliğini önleyen en önemli tesisler olarak anlatıyorduk."

BU TESİS TÜRKİYE'NİN İLK, AVRUPA'NIN DA EN BÜYÜK KAPASİTELİ MEMBRAN ARITMA TESİSİ OLACAKTI
Dün İmamoğlu'nun, 'ihtiyaç yok!' diye 'Temel Atmama' töreni yaparak iptal ettiği Silahtarağa İleri Biyolojik Arıtma Tesisi projesine ne kadar ihtiyaç olduğunu şöyle anlatalım. Dünyanın atık suyu evde dahil kullanılabilecek seviyeye getirebilecek en ileri teknolojisi olan membran teknolojisiyle yapılacak bu tesis Türkiye'nin ilk, Avrupa'nın da en büyük kapasiteli membran arıtma tesisi olacaktı. Yani bu tesis, atık suyu yeniden işleyerek içilebilecek seviyeye kadar getirebilme teknolojisine sahip.

İSVEÇ, AYNI TESİSİ YAPMAK İÇİN PROJEYİ BAŞLATTI
İmamoğlu'nun İstanbul için 'ihtiyaç yok' dediği arıtma tesisini, örneğin Singapur'da bu tesiste arıtılan suyun içine mineral takviyesi yapılarak marketlerde içme suyu olarak satıyor. ABD, aynı tesisten arıtılan suyu yeraltına pompalayarak, düşen yeraltı su seviyesini koruyor. İsveç, aynı tesisi yapmak için projeyi başlattı.

Dünyanın en büyük metropollerinden birisi olan, kentsel dönüşüm sürecine giren, altyapı ihtiyacı her gün büyüyen İstanbul için İleri Teknoloji Arıtma Tesisine ihtiyaç yok demek, İstanbullulara büyük haksızlıktır. Kaldı ki Belediye Başkanının seçim vaatleri arasında İleri Teknoloji Arıtma Tesisi vardı!

İPTAL EDİLEN TESİSİN ARITMA KAPASİTESİ 435.000 M3
İptal edilen tesisin arıtma kapasitesi 435.000 m3/ gün ve membran teknolojisi ile yapılacaktı ve tamamı yeraltında yapılıp üzeri halka açık yeşil alan ve park olacaktı. İthal edilmeyecek, İTÜ MEMTEK ile birlikte yerli ve milli teknoloji kullanılarak yapılacaktı.

Fatih, Eyüpsultan ve Alibeyköy gibi Haliç'in sol sahilinin tamamını kapsayan havzanın tamamında günlük 1 milyon m3 atık suyun tamamı Yenikapı ön arıtmadan geçerek Marmara denizine deşarj ediliyor.

İptal edilen tesis ile Yeni Havalimanı, Esenler Askeri Bölgedeki rezerv alanı yapılacak, böylelikle kentsel dönüşümden dolayı Arnavutköy bölgelerinden artarak gelecek atık su yükü Yenikapı'ya kadar çok uzun bir mesafede taşınmamış olacaktı. Çünkü günlük 1 milyon m3 atık suyun Yenikapı ön arıtmaya iletilmesinde ciddi işletme sorunları yaşanıyor!



Öte yandan Kağıthane Deresi ve çevresi rekreasyon alanlarının peyzaj sulaması da bu tesisten elde edilen geri dönüşüm suyu ile sulanacaktı. İçme suyu şebekesinden bu kadar büyük alanın peyzaj sulaması yapılması şehir için büyük israf.

Gelecek şehir planlarına göre yapılan projeksiyonlar neticesinde ve topografik ölçümler ve havza zorunluluğundan dolayı tesis için burası seçilmiştir. İddia edildiği gibi İstanbul Teknik Üniversitesi'nden tesis için uygun ya da gerekli değil açıklaması yapılmamıştır. Halen İSKİ Yönetim Kurulu Üyesi olan ve İTÜ'den Prof. Dr. İzzet Öztürk, söz konusu tesis ile ilgili, tesisin bölge için gerekli olduğu, ancak kaynak sıkıntısı varsa etap etap inşa edilebileceği ya da bir müddet erteleneceği yönünde görüş vermiştir.