Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür: Marmara'yı öldüren deniz salyasına Ekrem İmamoğlu'nun katkısı!

Marmara Denizi’ndeki müsilajı köşesine taşıyan Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür, söz konusu kirlilikte CHP’li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da payının olduğunu söyledi. Övür, İmamoğlu’nun temel atmama törenini hatırlatarak tehlikeyi fark edemediğini yazdı. Övür, “Öyle bir kirletmişiz ki artık deniz nefes alamıyor, öldü ölecek. Derin deşarj yöntemiyle bu şehirlerin atıkları Marmara'yı mahvediyor. Buna sanayi ve tarım atıklarını, iklim değişikliğini ekleyince ortaya bugün karşımıza çıkan ve can çekişen Marmara çıkıyor” diye yazdı. Deniz salyası için harekete geçen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı acil plan eylemi hazırladı. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum,"Pazar günü atacağımız adımları milletimizle paylaşacağız. Acil eylem planı hazırlıyoruz." dedi.

Giriş Tarihi 03 Haziran 2021, 09:34 Güncelleme 03 Haziran 2021, 12:29
Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür: Marmara’yı öldüren deniz salyasına Ekrem İmamoğlu’nun katkısı!

İÇİNDEKİLER

Mahmut Övür'ün konuyla ilgili yazısından ilgili bölüm şöyle:
Bugünlerde tehlike sinyali verdiği için Marmara Denizi'ni saran deniz salyası gündemimizde. Oysa Marmara'nın ölümün eşiğine geldiği aylar, hatta yıllar öncesinden biliniyor. Öyle bir kirletmişiz ki artık deniz nefes alamıyor, öldü ölecek.

Bu kirlenmede başta İstanbul olmak üzere çevre şehirlerin büyük katkısı var. Derin deşarj yöntemiyle bu şehirlerin atıkları Marmara'yı mahvediyor. Buna sanayi ve tarım atıklarını, iklim değişikliğini ekleyince ortaya bugün karşımıza çıkan ve can çekişen Marmara çıkıyor. Deniz salyası bu tablonun bir sonucu...

Başkan Erdoğan, önceki akşamki TRT yayınında Marmara Denizi'ndeki tehlikeye dikkat çekerek şöyle diyordu:
"Bu konuda bizim de yapmamız gereken işler var. Ama bütün belediyelerin, özellikle kıyıları olan belediyelerin yapması gereken önemli işler var. Başta İstanbul Büyükşehir Belediyesi, burada paslaşarak yapmamız gereken işler olabilir."

6 Haziran Çevre Günü'nde izlenecek yol haritasını açıklayacağını söyleyen Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum da benzer bir yaklaşım sergiledi:

"Çok acil bir eylem planıyla hareket etmemiz gerekiyor. Marmara Denizi'miz maalesef nefes alamıyor. Tıpkı deprem gibi çevre sorunlarına da siyasi parti farkı gözetmeden bakmalıyız."

Peki, bu mesajlar hedefine ulaşır mı dersiniz? Görünürde ulaştığının ilk işaretini İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu verdi:

"Türkiye'mizin ilgili bütün kurumlarıyla eklenmesi hususunda, sorumlu bir biçimde bu süreci ele alacağımı da buradan duymak istiyorum."
Ancak ortada bir problem var. İmamoğlu'nun bu açıklaması bana, bir yıl önce İstanbul Silahtarağa'da yapılacak "Biyolojik Arıtma Tesisi"yle ilgili siyasi tarihe "temel atmama" töreni olarak geçen olayı hatırlattı.

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!

MARMARA TÜKENİYOR!
Marmara Denizi'nden son günlerde art arda 'felaket' fotoğrafları geliyor. Tehlikenin adı 'müsilaj', yani deniz salyası. Aşırı kirlenmenin sonucu olarak deniz yüzeyini sarı-beyaz peltemsi bir tabaka sarmış durumda. Denizin dibi de aynı kirlilik nedeniyle görünmüyor.

Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) bilim danışmanı Dr. Erol Kesici, Marmara Denizi'ndeki müsilaj tehlikesiyle ilgili inceleme yapan uzmanlardan. Dr. Kesici, müsilaj oluşumunu, denizlerin aşırı kirlenmesi ve tükenişinin göstergesi olarak açıklıyor: "Bu ne doğa olayı ne de doğal olay. İnsanın denizlerde neden olduğu felakettir. Müsilaj, suların aşırı kirliliğinin göstergesidir, bulaşıcıdır, yayılmacıdır, geç kalınmakta ve acilen bilinen önlemler alınmalıdır."

SU KAYNAKLARINA YAYILIR
Müsilajlaşmanın genellikle tek hücreli mikroorganizmalar olan alglerin aşırı çoğalması olduğunu belirten Dr. Kesici, şu bilgileri veriyor: "Deniz salyası, denizlere, kanallara, tatlı su kaynaklarına, dereler ve yer altı sularına yayılır. Marmara bir iç deniz, hassas dengeleri var. Son 40 yıl içinde sürekli derin deşarjla kirletilen denizin, bünyesinde tutamadığı aşırı kirliliği kusmasıdır. Önceki yıllarda da sürekli yaşanan, taşınan insan atıklarının kirlilik göstergesidir."

DİNLENDİRİLİP TEDAVİ EDİLMELİ
Marmara'nın 'ölü deniz' haline geldiğini vurgulayan Dr. Erol Kesici, şubat ayında sadece belirli bölgede artış gösteren alg kolonilerinin, ortam ve hava koşullarına bağlı olarak tüm Marmara ve Ege Denizi'ne yayıldığını söyledi.

Dr. Kesici, "Ekolojik bir yıkıma doğru sürüklenen Marmara Denizi, tedavi edilerek dinlendirilmeli, koruma altına alınmalıdır" uyarısında bulundu.

ŞEHİRLERİN YÜKÜ ONDA
Marmara Denizi çevresinde, Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 20'sinin yaşadığına dikkat çeken Dr. Kesici, tehlikeyi Marmara'ya akan kirliliğin rakamlarıyla anlattı:

İstanbul'dan günde 1,2 milyon metreküp, Bursa'dan günde 0.3 milyon metreküp, İzmit'ten 0.2 milyon metreküp, diğer 5 şehirden 0.4 milyon metreküp, bölge genelinde 2.1 milyon metreküp evsel atık su deşarj ediliyor. Deniz trafiğinin de toplam kirliliğe etkisi yaklaşık yüzde 10. Tarımsal ve endüstriyel atıkların büyük oranda arıtılmadan Marmara'ya dökülmesi müsilajlaşmanın temel nedeni.

DİPLERİ DE SARMIŞ
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, dalış yaptığı Erdek ve Bandırma körfezlerinde deniz salyasının, dipteki canlıların yaşam alanlarını nasıl tahrip ettiğini görüntüledi.

AŞAĞIDA GÖZ GÖZÜ GÖRMÜYOR
Prof. Dr. Mustafa Sarı, Erdek ve Bandırma körfezlerinde müsilaj (deniz salyası) nedeniyle özellikle dipteki canlıların yaşam alanlarında büyük tahribat oluştuğunu söyledi.

Balıkesir'in Erdek ve Bandırma ilçelerindeki körfezlerde son dönemde her gün dalışlar yaparak müsilajın yayılımındaki değişimleri inceleyen Sarı, izlenimlerini anlattı:

"Erdek Körfezi'nde kıyıdan itibaren bir dalış yaptık. 18 metre derinliğe kadar indik, kıyıdan itibaren müsilaj oluşumu sıfırdan başlıyor ama 5 metreden itibaren yoğunlaşıyor. 5 metreden 18 metreye kadar çok yoğunlaşıyor, 18 metreden itibaren de maksimum yoğunluğa ulaşıyor.

18 metreden sonra denizin altında ışık tamamen yok oluyor ancak fenerle ilerlemek mümkün. Aşağısı toz duman gibi göz gözü görmüyor. Müsilaj deniz dibini kaplamış durumda. Bu örtü denizin dibinde sabit yaşayan canlıları, organizmaları öldürmeye başlamış. Erdek Körfezi'nde sünger topluluklarının üzerlerini müsilaj kaplamış, hepsi ölmeye başlamışlar."

MARMARA'YI KURTARACAĞIZ
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Marmara Denizi'ndeki kirliliğe karşı tüm tarafların katılımıyla yoğun bir çalışma sürdürdüklerini söyledi. Kurum, "Çözüme herkesi dahil ederek tüm tarafların katılımıyla 4 Haziran'da 'Marmara Denizinde Müsilaj Sorunu ve Çözüm Önerileri' çalıştayımızı yapacağız. 6 Haziran'da da 'Marmara Denizini Koruma Eylem Planı'nı kamuoyuyla paylaşacağız. Sadece bugünümüzü değil, Marmara Denizi'nin yarınlarını kurtaracak bir çalıştay yapacağız" dedi.

FELAKETİN 4 NEDENİ
İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim görevlisi Doç. Dr. Muharrem Balcı, "Marmara Denizi foseptik çukur haline geldi" derken kirlilik nedenlerini şöyle sıraladı:

"Öncelikle Marmara bölgesinin yoğun göç alması, sanayi kuruluşlarının çoğunluğunun bu bölgede bulunması ve atıklarının Marmara Denizi'ne ulaşması, nüfus yoğunluğunun ürettiği evsel, kanalizasyon atıklarının derin deşarj yoluyla veya basit arıtma yöntemleriyle Marmara Denizi'ne verilmesi. Bunun sonucunda da Marmara Denizi foseptik haline geldi.

ELİNİZİ BİLE YIKAMAZSINIZ
Marmara'ya akan nehirler ve dereler aslında atık su kanalları. Bu nehir ve derelerde elinizi dahi yıkayamazsınız. Ülkemizde kimyasal ve biyolojik gelişmiş arıtma sistemleri tam olmadığı için atıklar yeterince arıtılmıyor."

ODTÜ ANALİZİ: DENİZ JEL GİBİ
Deniz salyası oluşumunu araştırmak üzere ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü'nün araştırma gemisi 'Bilim-2' ile toplanan bilimsel veriler, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın 4 Haziran'daki çalıştayında sunulacak. Verileri analiz eden Enstitü Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Mustafa Yücel, şöyle konuştu:

BÜYÜK BİR FELAKET
"Denizin içinin de jel gibi olduğunu tespit ettik. Kullandığımız filtreler ve pompalar organik parçacık yoğunluğundan güçlükle çalışıyor şu an. Türkiye denizlerinde daha önce görülmemiş büyük bir felaketle karşı karşıyayız. Oksijensizleşme sürdükçe bu tehlike daha da büyüyecek. Bu durum Marmara'da yakında pek çok deniz canlısının kitlesel ölümüne neden olabilir.

AŞIRI ISINMIŞ
Tüm dünya denizleri ortalama 0,8-1 derece arasında ısınmış durumda iken Marmara Denizi'nin çeşitli nedenlerle 2-2,5 derece arasında ısındığı belirtiliyor.

GÖRÜLMEMİŞ YOĞUNLUK
Marmara'da görüntülenen yoğun salya aslında gözle görünen kısım, asıl su kolonu boyunca yayılmış durumda ve deniz tabanını kaplamaya başladı. Dalgıç hocalarımız veriler aktarıyor. Üstteki 30 metredeki organik yoğunluğu, Marmara tarihinde daha önce hiç ölçmedik.

20 METREDEN SONRA OKSİJEN YOK
Genel olarak, Marmara'nın doğusunda su canlıları, 80 metreye kadar oksijen alabilirken son yıllarda bu 20 metreye kadar düştü. Deniz yüzeyinin ilk 20 metresinde oksijen var, altında yeterli oksijen yok."

ACİL EYLEM PLANI HAZIRLANDI
Deniz salyası için harekete geçen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı acil plan eylemi hazırladı. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum,"Pazar günü atacağımız adımları milletimizle paylaşacağız. Acil eylem planı hazırlıyoruz." dedi.