MHP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Yıldırım, Hatay'daki saldırı hakkında konuştu: 29 Ekim’de saldırmayı planlıyorlardı!

A Haber’de yayınlanan Memleket Meselesi programına konuk olan MHP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Yıldırım, PKK terör örgütünün kurulma sürecini anlatarak, örgütün nihai hedefinin ne olduğuna dikkat çekti. Hatay’daki saldırıyla ilgili planlananın 29 Ekim’de halka saldırıda bulunmak olduğunu belirten Yıldırım, Batı dünyası ve ABD’nin terör örgütü PKK’ya büyük destek sağladığını aktardı.

Giriş Tarihi 27 Ekim 2020, 23:52 Güncelleme 27 Ekim 2020, 23:54
MHP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Yıldırım, Hatay’daki saldırı hakkında konuştu: 29 Ekim’de saldırmayı planlıyorlardı!

İÇİNDEKİLER

MHP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Yıldırım'ın açıklamaları şu şekilde:

PKK'nın ardında elbette ki güçler var. PKK dediğiniz terör örgütü basit bir terör örgütü değil. PKK 1978'de Diyarbakır'da kurulmuş, ilk kurultayında Türkiye, Suriye, İran ve Irak üzerinde devletçikler kurarak daha sonra buraları birleştirip bir terör devleti kurmanın kararını almıştır. O gün bugündür PKK eylem yapar, çeşitli adlar altında dernekler kurar, partiler kurar, sivil toplum örgütleri kurar.

''HEPSİ AYNI YERİN MENSUPLARI''

Değişik şekilde, zamanın ve şartların duruma göre değişik propagandalar yapar bu silahlı olur, silahsız olur. Sonuç itibariyle 78'den bugüne kadar bir mücadele var. Bunun arkası sadece burada 4 tane insanın kurduğu bir örgüt değil. Burada bir hedef var, üniter yapı veya federatif yapı, yani bir tarafta ciddi şekilde Türkiye'nin tekil, üniter, güçlü olmasını isteyen öbür tarafta da bu devletin üzerine devletçikler kurmak isteyen. Demirtaş'ın bir sözü vardır; biz statü istiyoruz. Nedir? Kanton istiyoruz. Cizre kantonu istiyoruz, Nusaybin kantonu istiyoruz. Ayrı federatif yapı istiyoruz, ayrı devlet istiyoruz dedi. Demirtaş için şu anda masum olduğu yönünde kanaat oluşturulmaya çalışıyor ama PKK'nın bir temsilcisidir. Hepsi aynı yerin mensupları.

29 EKİM'DE SALDIRI PLANLIYORLARDI!

Sonuç itibariyle dünyada Türkiye'nin önüne geçmek, Türkiye'yi zayıf düşürmek için, böyle zayıf bir yerimizden girmişler ve sürekli bir şekilde kendilerini gündemde tutuyorlar. Güne ve duruma göre de eylem şekilleri değişiyor. Kimsenin aklına gelmeyecek bir şekilde paramotorla çıkmışlar ve Münbiç'ten gelmişler. Niye gelmişler? 29 Ekim var, muhtemelen bir kalabalığın içinde saldırı yapacaklardı. Ama elhamdülillah güvenlik güçlerimizin istihbaratı, feraseti bununla birlikte güvenlik güçlerinin arkasında duran siyasi otoritenin ve siyasi iradenin tavizsiz, şüphesiz, esnemeden yanında bulunması, güvenlik güçlerimizin bu husustaki başarılarına büyük şekilde etki etmektedir.

ARKASINDA BATI DÜNYASI VE ABD VAR!

PKK faaliyetlerine devam edecektir. Bunun arkasında Fransa var mıdır? Vardır. Amerika silah verir mi? Verir. PYD'ye silah veriyor TIR'lar dolusu, alıyor eğitiyor. Suriye'de bir yapılaşmaya gidiyorlar mı? Gidiyorlar. Bunun içerisinde Almanya var, Fransa var, Batı'nın hemen hemen hepsi var. Geçen geldi İsveç'in Dışişleri Bakanı kendisini çok ilgilendiriyormuş gibi kalktı dedi ki; buradan çekilin. Sana ne? Sınır benim sınırım, seni ilgilendiren bir durum yok. Sayın Dışişleri Bakanımızı da tebrik ederim gereğini söylemiştir. Buradaki sıkıntı sadece 4 tane terörist değil, bu teröristleri besleyen bir Batı var, bir de Amerika var. Güya bunlar bizim NATO'dan müttefikimiz, güya dostlarımız ama bir taraftan da ciddi şekilde silah veriyorlar. Ciddi şekilde bunlara kaynak aktarıyorlar ve ciddi şekilde bunların ayakta kalmasını sağlıyorlar.

''ARTIK AV DEĞİLİZ, AVCIYIZ''

Bununla birlikte Türkiye'de teröre karşı yapılan mücadelede konsept değişikliği olmuştur. Artık biz av değiliz avcıyız. Lider kadroya yönelik operasyonlar başlamıştır artı ikna metotları başlamıştır. Aileler ayaklanmıştır, Türkiye her geçen gün PKK, FETÖ, DEAŞ terörüne karşı ciddi mesafe almakta. Ciddi neticeler almaya başlamış ve almaya devam etmektedir. Sayın Genel Başkanımız (Bahçeli) endişesi, bu ABD'nin Türk güvenlik güçleriyle herhangi bir şeyi paylaşmadan kalkıp kamuoyuna deklare etmesinde devlet geleneği ve göreneği açısından çok hoş bir şey değil.