KAMERİ AY BAŞLARI HİLALİN GÖRÜNMESİNE GÖRE BELİRLENİYOR
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Astronomu Hümeyra Nur İşlek, 1978'te İstanbul Rü'yeti Hilal Konferansı ve 2016'da Uluslararası Kameri Aybaşları ve Hicri Takvim Birliği Kongresinde alınan kararlar neticesinde kameri ay başı hesap ve haritalarının yapıldığını, bunun için astronomik olarak "içtima (toplanma)" ve "rüyet (görme)" olaylarını dikkate aldıklarını vurguladı.
Dünya, Ay ve Güneş'in aynı doğrultuda bir araya gelmesiyle içtima olayının yaşandığını bildiren İşlek, şunları söyledi:
"Bu anda dünyanın neresinden bakarsanız bakın güneş ışığının kuvveti nedeniyle hilal olarak ayı görmek mümkün değildir. Ay dünyanın etrafında dönüyor biliyorsunuz. Bu, 8 derecelik açıya ulaştığında ilk defa dünyanın herhangi bir yerinde hilal görülmeye başlıyor. İşte biz, bu anı hesaplıyoruz. Bu ilk defa görülme dünyanın neresinde oluyor, ona göre kameri ay başı haritalarımızı çiziyoruz. Hilalin görülme durumuna göre kameri aylar bazen 29, bazen 30 gün çeker. Üst üste 30 gün olduğu da olur. Bunu 6-7 yıllık periyotlar halinde yapıyoruz. En son elimizde 2016-2022 kameri ay başları kitapçığı var."
VAKİT FARKLILIKLARININ NEDENLERİ
Diyanet İşleri Başkanlığına, vatandaşlardan imsak ve iftar vakitlerindeki farklılara yönelik sorular geldiğini aktaran İşlek, namaz vakitlerinin güneş ışığının yeryüzüne gelişiyle ilgili olduğunu, bulunulan yerin enlem, boylam ve güneş ışığının hareketini hesaba katmadıklarını belirtti.
İşlek, güneşin 23 derece 27 dakikalık eğimi nedeniyle özellikle 21 Haziran ve 21 Aralık'a yakın zamanlarda güneş ışığının açısında uç noktalarda değişiklik olduğunu kaydederek, "Eşitmiş gibi veya yakınmış gibi olan zamanlar, 21 Mart ile 23 Eylül gece-gündüz eşitliğine yakın zamanlarda olur. Bize, vatandaşlarımızdan çok soru gelmekte. 'İşte İstanbul ile Hatay biri kuzeyde batıda, ötekisi güneyde doğuda ama vakitler arasında ya çok yakın ya çok fark var. Bu neden oluyor? Yanlış mı yapıyorsunuz?' gibi sorular. Bu tamamıyla 23 derece 27 dakikalık açıdan fark etmektedir." bilgisini verdi.
RAMAZAN PİDESİ FİYATLARI!
İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Faik Yılmaz, İstanbul Fırıncılar Odası Başkanı Erdoğan Çetin, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya ile görüştükten sonra 2020 yılının pide fiyatlarını açıkladı.
İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Faik Yılmaz, "İstanbul'un tamamında bu fiyat tarifesi geçerli olacak. Halkımızı düşünerek fiyatta bir değişikliğe gidilmedi. Vatandaşlarımız pide kuyruklarında sosyal mesafeye dikkat etsin" dedi.
Gramaja göre pide fiyatları şöyle:
- 300 gr kombine tünel pide: 2,5 TL
- 350 gr sade pide: 3 TL
- 350 gr. yumurtalı susamlı pide: 3,50 TL
- 400 gr özel tırnaklı pide: 4,00 TL
- 500 gr sade pide: 4,50 TL
- 1000 gr sade pide: 9,00 TL
ANKARA VE İZMİR'DE PİDE FİYATLARI NE KADAR?
Türkiye Fırıncılar Federasyonu Genel Başkanı Halil İbrahim Balcı, Ramazan ayında satışa sunulacak pide fiyatlarını açıkladı.
Balcı, Ankara'da 275 gram pidenin 2,5 TL, İzmir'de 300 gram pidenin 3 TL, İstanbul'da 350 gram pidenin 3 TL, 400 gram pidenin 4 TL, Bursa'da 200 gram pidenin 2 TL, Kocaeli 370 gram pidenin 3,5 TL, Samsun'da 420 gram pidenin 4 TL, Sakarya'da 470 gram pidenin 4,5 TL'den satılacağını açıkladı.
RAMAZAN'DA KURAN-I KERİM'İN YERİ
Ramazan ayını değerli kılan nedenlerden birisi, Kutsal kitabımız olan Kur'an'ın bu ayda indirilmiş olmasıdır. Yüce Allah Kur'an'da " Ramazan ayı insanları kurtuluş yolan götüren, doğruyu yanlıştan ayıran Kur'an'ın indiği aydır. "(Bakara suresi, ayet 185) buyurmuştur. Kur'an', Allah tarafından insanlara öğüt vermek ve yol göstermek için gönderilmiştir. Bu nedenle Kur'an insan için hayati değer taşır. Kur'an okumak bir ibadettir. Peygamberimiz Allah'ın bildirdiği görev ve sorumluluklarımızı sıkça hatırlamamız için Kur'an'ı çok okumayı teşvik etmiştir. Müslümanlar, ramazan ayında Kur'an okumaya her zamankinden daha çok özen gösterirler. Bunun için evlerde veya camilerde bir araya gelerek, her gün Kur'an'dan yirmi sayfa okurlar. Ramazan ayının sonuna gelindiğin de ise Kur'an'ı baştan sona bir kez okumuş olurlar. Buna hatim denir. Daha sonra hatim duası yapılır. Müslümanlar yüzyıllar boyu bu geleneği devam ettirmişlerdir. Kur'anıkerim, ramazan ayının Kadir Gecesi'nde indirilmeye başlanmıştır. Kadir gecesi ramazan ayının 27. gecesi olarak bilinir. Yüce Allah Kadir Gecesi'nin "Bin aydan daha hayırlı" olduğunu haber vermiştir. Peygamberimiz de "Kim inanarak ve sevabını Allah'tan umarak Kadir Gecesi'ni değerlendirirse geçmiş günahları bağışlanır" (Buhari) buyurarak, bu gecenin önemini belirtmiştir
ORUCUN FAZİLETLERİ
Bu ayda, emri altında bulunanların, işlerini hafifleten, onların ibadet etmelerine kolaylık gösteren âmirler de affolur, Cehennemden azat olur. Ramazan-ı şerif ayında, Resulullah, esirleri azat eder, her istenilen şeyi verirdi. Bu ayda ibadet ve iyi iş yapabilenlere, bütün sene bu işleri yapmak nasip olur. Bu aya saygısızlık edenin, günah işleyenin bütün senesi, günah işlemekle geçer.
Bu ayı fırsat bilmeli, elden geldiği kadar ibadet etmelidir. Allahü teâlânın razı olduğu işleri yapmalıdır. Bu ayı, ahireti kazanmak için fırsat bilmelidir.
Kur'an-ı kerim, Ramazanda indi. Kadir gecesi, bu aydadır. Ramazan-ı şerifte, iftarı erken yapmak, sahuru geç yapmak sünnettir. Resulullah bu iki sünneti yapmaya çok önem verirdi.
İftarda acele etmek ve sahuru geciktirmek, belki insanın aczini, yiyip içmeye ve dolayısıyla her şeye muhtaç olduğunu göstermektedir. İbadet etmek de zaten bu demektir.
Hurma ile iftar etmek sünnettir. İftar edince, (Zehebez-zama' vebtellet-il uruk ve sebet-el-ecr inşaallahü teâlâ) duasını okumak, teravih kılmak ve hatim okumak önemli sünnettir.
Bu ayda, her gece, Cehenneme girmesi gereken, binlerce Müslüman affolur, azat olur. Bu ayda, Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır. Şeytanlar, zincirlere bağlanır. Rahmet kapıları açılır. Allahü teâlâ, bu mübarek ayda Onun şanına yakışacak, kulluk yapmayı ve Rabbimizin razı olduğu, beğendiği yolda bulunmayı, hepimize nasip eylesin! Âmin. (Mektubat ,1.c. 45.m.)
Açıktan oruç yiyen, bu aya hürmet etmemiş olur. Namaz kılmayanın da, oruç tutması ve haramlardan kaçınması gerekir. Bunların orucu kabul olur ve imanları olduğu anlaşılır.
RAMAZAN AYI ÖNEMİ ANLAMI NEDİR?
Bu konuda imam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Mübarek Ramazan ayı, çok şereflidir. Bu ayda yapılan, nafile namaz, zikir, sadaka ve bütün nafile ibadetlere verilen sevap, başka aylarda yapılan farzlar gibidir. Bu ayda yapılan bir farz, başka aylarda yapılan yetmiş farz gibidir. Bu ayda bir oruçluya iftar verenin günahları affolur. Cehennemden azat olur. O oruçlunun sevabı kadar, ayrıca buna da sevap verilir. O oruçlunun sevabı hiç azalmaz.
Bu ayda, emri altında bulunanların, işlerini hafifleten, onların ibadet etmelerine kolaylık gösteren âmirler de affolur, Cehennemden azat olur. Ramazan-ı şerif ayında, Resulullah, esirleri azat eder, her istenilen şeyi verirdi. Bu ayda ibadet ve iyi iş yapabilenlere, bütün sene bu işleri yapmak nasip olur. Bu aya saygısızlık edenin, günah işleyenin bütün senesi, günah işlemekle geçer.
Bu ayı fırsat bilmeli, elden geldiği kadar ibadet etmelidir. Allahü teâlânın razı olduğu işleri yapmalıdır. Bu ayı, ahireti kazanmak için fırsat bilmelidir.
Kur'an-ı kerim, Ramazanda indi. Kadir gecesi, bu aydadır. Ramazan-ı şerifte, iftarı erken yapmak, sahuru geç yapmak sünnettir. Resulullah bu iki sünneti yapmaya çok önem verirdi.
İftarda acele etmek ve sahuru geciktirmek, belki insanın aczini, yiyip içmeye ve dolayısıyla her şeye muhtaç olduğunu göstermektedir. İbadet etmek de zaten bu demektir.
Hurma ile iftar etmek sünnettir. İftar edince, (Zehebez-zama' vebtellet-il uruk ve sebet-el-ecr inşaallahü teâlâ) duasını okumak, teravih kılmak ve hatim okumak önemli sünnettir.
Bu ayda, her gece, Cehenneme girmesi gereken, binlerce Müslüman affolur, azat olur. Bu ayda, Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır. Şeytanlar, zincirlere bağlanır. Rahmet kapıları açılır. Allahü teâlâ, bu mübarek ayda Onun şanına yakışacak, kulluk yapmayı ve Rabbimizin razı olduğu, beğendiği yolda bulunmayı, hepimize nasip eylesin! Âmin. (Mektubat ,1.c. 45.m.) Mübarek vakitlerde, günahlardan titizlikle uzak durmalı, taatları, ibadetleri ve her çeşit hayratı artırmalıdır. Zira Allahü teâlâ, tarafından sevilen kimse, faziletli vakitlerde faziletli amellerle meşgul olur. Buğzettiği kul ise; faziletli vakitlerde kötü işlerle meşgul olur. Kötü işlerle meşgul olanın bu hareketi azabının daha şiddetli olmasına ve Allahü teâlânın, ona daha çok buğzetmesine sebep olur. Çünkü o, böyle yapmakla vaktin bereketinden mahrum kalmış ve onun hürmet ve şerefini çiğnemiş olur. (Mev'iza-i hasene)