Davutoğlu, İmamhatipli bir Cumhurbaşkanını devirmek için yola çıkan sözde dindarlar olarak tarihe geçecek

Ahmet Davutoğlu’nun kurduğu yeni partiyi köşesine taşıyan Yeni Akit yazarı Ali Karahasanoğlu, AK Parti’den aday olamayan isimlerin bulunduğu listeyi eleştirerek, “İmam hatipli bir cumhurbaşkanını devirmek için yola çıkan dindarlar(!) olarak tarihe geçecekler..” ifadelerini kullandı. Hasanoğlu, kurulan yeni partinin iktidara gelme gibi bir amacı olmadığını söyleyerek, “Aynen 31 Mart 2019 mahalli seçimlerinde, birçok ilde FETÖ taktiği olarak ve PKK’nın uzantısı konumundaki HDP’nin başarılı(!) olarak hayata geçirdiği üzere.. “Kazanmak için değil.. Kaybettirmek için” kurulan partinin kurucuları olarak tarihe geçecekler” diye yazdı.

Giriş Tarihi 13 Aralık 2019, 11:19 Güncelleme 13 Aralık 2019, 11:19
Davutoğlu, İmamhatipli bir Cumhurbaşkanını devirmek için yola çıkan sözde dindarlar olarak tarihe geçecek

İÇİNDEKİLER

İşte Ali Karahasanoğlu'nun o yazısı:

Bugün mübarek Cuma..

Yeniden Refah Partisi de, bir Cuma günü kurulmuştu..

Dün de, eski başbakanlardan Ahmet Davutoğlu öncülüğündeki parti, dilekçesini vermiş..

Bugün de, Cuma günü itibari ile, basın toplantısı düzenleyip, kurucularını açıklayacaklarmış.

130 kişilik bir listeleri varmış.

"TARİHE GEÇECEKSİNİZ"

Son milletvekili seçiminde AK Parti'den aday gösterilmeyen birçok ismin bulunduğu bir liste..

Bugün kuracakları parti ile tarihe geçecekler..

İmam hatipli bir cumhurbaşkanını devirmek için yola çıkan dindarlar(!) olarak tarihe geçecekler..

"Tayyip Erdoğan'ın aldığı % 52,59 oyun sadece ve sadece 2,59'unu çalsak.. Başörtü yasağını kaldırdığı için laikçilerin hedef tahtasında olan Tayyip Erdoğan'ı devirmiş olacağız" diye yola çıkan ve böylece tarihe geçecek olan 130 kurucu.

İktidara gelmek için değil, aynen 31 Mart 2019 mahalli seçimlerinde, birçok ilde FETÖ taktiği olarak ve PKK'nın uzantısı konumundaki HDP'nin başarılı(!) olarak hayata geçirdiği üzere..

"ADINI LANETLE ANDIĞIMIZ BİRÇOK KİŞİNİN TARİHE GEÇTİĞİ GİBİ"
"Kazanmak için değil.. Kaybettirmek için"
kurulan partinin kurucuları olarak tarihe geçecekler..

"Bizim ne kadar önemli insanlar olduğumuzu Türkiye görecek.. Tayyip Erdoğan da görecek" diye yola çıkan, ama % 50 oy alarak kazanacağının satır arasında bile imasını dahi edemeyen, cumhurbaşkanı seçilemeyeceğini kendisi de bilen, aynen Selahattin Demirtaş'ın yıllar önce dillendirdiği "Seni başkan seçtirmeyeceğiz. Seni başkan seçtirmeyeceğiz" çıkışının benzerini yapmak üzere parti kuruluş dilekçesini veren 130 kurucu..

Muhtemeldir..

Tarihe geçebilirsiniz..

Adını lanetle andığımız birçok kişinin de tarihe geçtiği gibi..

Adlarını andığımızda, dua edemediğimiz kendi ülkemizden, Müslüman coğrafyasından, batı ülkelerinden binlerce isim örneğindeki gibi..

İsimleriniz tarihe geçebilir..

50 yıl sonra..

100 yıl sonra..

Tarih sizin isimlerinizden bahsedebilir..

Ama, hangi sıfatlarla?..

Tayyip Erdoğan, "Ecevit'in koalisyon ortaklığını deviren, sağcı lider" olarak tarihe geçti..

"İmam hatipleri yasaklayanları sandığa gömen partinin genel başkanı" olarak tarihe geçti..

"Başörtü yasağını ilahiyatlara varıncaya kadar yaygınlaştıran sol partiyi, % 21'den % 1'e indiren siyasetçi" olarak tarihe geçti..

Peki..

Bugün basın toplantısı düzenleyecek olanların, olsun olsun..

Hedefledikleri % 2,59 oyu, AK Parti'den çalacakları hayal, gerçek olsun..

Ne olarak tarihe geçecekler?

"12 Aralık 2019'da, Tayyip Erdoğan'ı devirmek için kuruluş dilekçelerini İçişleri Bakanlığı'na veren dindarların partisi" olarak!..

"CHP'yi iktidara getiren muhafazakar parti" olarak!

"Ailesinin, eşinin-kızının başındaki örtüyü yasaklayan partiyi iktidara getirdi" diye!

Başka bir ihtimal var mı?

130 kurucunun bir tanesi çıksın, samimi olarak söylesin..

Kendilerinin tek başına iktidara geleceklerine dair, %1 de olsa, bir ümitleri var mı?

Tek amaç..

"Bizi önemsiz göremezsiniz.."

"Bizi görmezden gelemezsiniz.."

"Bizi attan indirip, eşeğe bindiremezsiniz.."

Bunun ötesinde, hiçbir hedef yok.

Hiçbir plan yok.

Bazılarımız diyorlar ki..

"AK Parti de, Milli Görüş çizgisinden çıkmadı mı?

Aynı eleştiriler, AK Parti'nin kuruluşu için de yok mu?

Hep kendinize mi.."

Daha önce de anlattım.

Bir defa daha anlatayım..

AK Parti'nin kuruluşunda..

İlk girdiği seçimde..

Milli Görüş iktidarda değildi..

AK Parti, Milli Görüş'ü iktidardan indirip, Milli Görüş çizgisi dışındaki bir partinin iktidara gelebilme ihtimalini barındıran bir oluşumla halkın karşısına çıkmadı..

Zaten iktidarda, DSP'nin öncülüğünde, ANAP ve MHP koalisyonu vardı..

Vefa ile ilgili, önceki günkü yazıma, "Vefadan bahsedebilmeniz için, önce AK Parti'nin kuruluşu ile, Erbakan Hoca'ya gösterilen vefasızlığı izah edin" eleştirisi getiren kardeşlerime, bir daha hatırlatıyorum..

Erbakan Hoca'ya bir vefasızlık yoktu.

Çünkü Erbakan Hoca'nın 2002 seçimlerine girmesi Anayasa Mahkemesi kararı ile yasaklanmıştı.

Lakiçiler yetinmemişti..

Seçimler normal zamanında yapılırsa..

Erbakan Hoca'nın da seçime girme hakkı olacağını düşünerek..

Erbakan Hoca'ya, bir de iftira atmışlardı.

Ahlaksızca, namussuzca, dolandırıcılık isnadı yapmışlardı..

O uydurma suçtan verilen mahkumiyet kararı ile de, Erbakan Hoca'nın, asgarisinden 2009'lara, 2010'lara kadar siyaset yapmasının önünü tıkamışlardı..

Böyle bir ortamda..

Ecevit'in başbakanlığına son vermek için yola çıkanların parti kurması ile..

Başımızda, kendilerini başbakanlık koltuğuna, daha 5 yıl önce oturtmuş olan bir Tayyip Erdoğan var iken..

Erdoğan indiğinde de..

Siperlerde gizlenen laikçilerin koltukları dolduracakları ayan beyan ortada iken..

Yeni bir parti kurulması..

Nasıl aynı olabilir?

"DÜRÜST OLALIM"

Erdoğan'a, ondan % 2.59 oy çalarak verilecek zarar ile hedeflenen kötülük ile..

Erbakan'ın zaten siyaset yasaklısı olduğu dönemde kurulan AK Parti'nin çıkışı, nasıl "aynı" gibi gösterilebilir?

Dürüst olalım.. Cuma günü yola çıkıyorsak..

Cuma gününün anlamına uygun hareket edelim..

Birlik olmanın gereğini, aklımızdan çıkarmayalım..

Bize o "birlik" çatısı altında bir görev verilmemiş olsa bile..

Biz, o "birlik" sayesinde, eşimizin, kızımızın başındaki örtüyü özgürce kullanabildiğinin idraki ile hareket etmeliyiz..

Uzak tarihe gerek yok..

Yakın tarihten ders çıkarmalıyız..

Davutoğlu eksenindeki 130 kurucudan..

İstanbul seçmeni olanlar, Allah için söylesinler, Binali Yıldırım'a mı oy verdiler?

Yoksa..

Ekrem İmamoğlu'na mı?

Henüz Davutoğlu AK Parti'den istifa etmemişti..

Çıksın, dürüstçe söylesin, kime oy verdi?

Ve oy verdiği adamın, bugün yaptığı icraatları savunabiliyor mu?

Hesabını vermeye yüreği yeter mi?

Yok öyle, "Biz kendi partimizden sorumluyuz" edebiyatı..

Çıkışınızla, Erdoğan'dan % 2.59 oy çalabilirseniz...

Yerine gelecek olanların her günahı da, sizin boynunuza asılacaktır.

Şimdi, bay Ekrem'in, gaylik, lezbiyenlik yolunda attığı her adımın boynunuza yapıştığı ve bugün o adama verdiğiniz oyu, sesli dillendirmekten utandığınız gibi..

Yarın da, kurduğunuz parti ile utanacaksınız..