Vahdettin hain miydi?

Milli Mücadele'ye destek vermediği iddia edilen Vahdettin'in boynuna "Vatan haini" yaftası asıldı. Ama bunun doğru olup olmadığına yıllarca hiç kimse karar veremedi

Osmanlı'nın son padişahı Vahdettin'in "Milli mücadeleyi" desteklemediği ve vatan haini olduğu iddia edildi. Ancak merhum Başbakan Bülent Ecevit, "Hain değil" açıklaması yapınca, tartışma bir anda alevlendi. Bu tartışmalar içinde, Vahdettin konusunda akkara şeklinde ortaya çıkan görüşler dışında orta yolu takip eden tarihçiler ve aydınlar da Yeni makalelere imza atıyordu. Yapılan tartışmalarda ağırlıklı görüş Vahdettin'in vatan haini olmadığı yönünde gelişmişti.
Sultan Vahdettin olayı daha önceki dönemlerde de gündeme gelmiş, tartışılmıştı.
Böyle bir tartışmanın gündeme gelmesinde merhum Necip Fazıl Kısakürek'in büyük bir katkısı olmuştu. Bu konuda ilk kitap 1968'de Necip Fazıl tarafından yayınlandı. Necip Fazıl'ın büyük gürültü koparan kitabında, uzun yıllardır sürdürülen resmi tarih tezine karşı çıkılıyor, Sultan Vahdettin'in Milli Mücadele'yi desteklediği vurgulanıyordu.
SADECE HATALI DAVRANDI
Sözü uluslararası tarihçimiz Prof. İlber Ortaylı 'ya bırakalım: "Vahdettin'in hain olarak itelendirilmesi yanlıştır. Osmanlı mülkünün yediği darbede kimse onun fikrini sormamıştı.
Anadolu savaşının önderlerinin idam fetvasına göz yummak dışında da önemli bir hatası olduğunu söyleyemiyoruz. Gene Kuva-i Milliye'ye karşı örgütlenen birlikler, ondan çok Damat Ferit hükümetinin İngilizlerle işbirliğinin eseridir. Hanedan damadı olan bu politikacıya kısa sürelerle de olsa görev vermek, padişahın diğer önemli hatasıdır. Vahdettin, artık mukadder yıkımı kabul etmiş ve bir iç savaştan kaçınmak için Türkiye'yi terk etmişti. Zaferi kutlamadığı görülüyor. Aksine bir gözlem ortaya çıkmadıkça, bu da bir hatadır."
ATATÜRK'LE KARŞI KARŞIYA!
Vahdettin ve Atatürk'ün karşı karşıya geldiklerini ifade eden Ortaylı sözlerini şöyle noktalıyor: "Ama dost oldukları zaman da vardır. Kim ne derse desin son padişah hazineyi soyup gitmedi. Gittiği yerlerde de Türkiye devleti aleyhinde faaliyette bulunmadı, söz söylemedi. Bu sürgündeki hanedanın bir ananesi ve takdire değer tavrıdır. Bunları da bilmek gerekir."
Gazeteci Murat Bardakçı ise "Vahdettin'in, Bebek ile Aksaray arasındaki bölgeye sıkışmış bir padişahın çaresizliği içinde olduğunu kaydederken, 'iki tarafı birden idare edip zaman kazanma' çabasının ihanet olarak yorumlandığını" belirtiyor. Sultan Vahdettin, "Sevr anlaşmasını'' imzalamamasına karşın, uzun yıllar, "Hain Vahdettin Sevr'i İmzaladı''denilerek, önyargılı yayınlara imza atıldı.
* * *
OSMANLI'DA 2 PADİŞAH DARBE KURBANI
Genç Osman olarak tarih sayfalarında yerini alan ıı. Osman, 14 yaşındayken amcası Sultan 1.Mustafa'nın tahttan indirilmesi üzerine padişah oldu. Annesi onun yetişmesi için çok titiz davrandı. Arapça, Farsça, Latince, Yunanca ve İtalyanca gibi doğu ve batı dillerini, klasiklerinden tercüme yapabilecek kadar güzel öğrendi. Genç Osman; zeki, enerjik, atılgan, cesur ve gözü pek bir padişahtı. Sultan Genç Osman, Avrupa'daki gelişmeleri ve ittifakları yakın ediyordu. Lehistan'ın (Bugünkü Polonya), Osmanlı aleyhindeki hazırlıklarını haber almıştı. Düzenlenen Lehistan seferinde ordunun isteksizliği gözünden kaçmadı. Bazı komutanların gayretsizliğinin arka planında, yapacağı yeniliklere karşı bazı tezgâhların kurulduğunu anlamıştı. Anadolu, Mısır ve Suriye askerlerinden oluşacak bir ordu kurmayı düşündü. Aynı zamanda saray, harem ve ilmiye teşkilatlarını yeniden kurmak, yeni kanunlar çıkarmak gibi yenilikçi düşünceleri de vardı. Yaptırdığı incelemeler sırasında, asker sayısının maaş defterindeki kişi sayısından az olduğunu anladı. Fazladan para vermeyi kesti. Bu durum da, daha önce fazladan gelen paraları kendi ceplerine atan subayların Sultan Genç Osman'a düşman olmalarına yol açtı.
HAC İÇİN HAZIRLANMIŞTI
Sultan Genç Osman, bir taraftan yeni ordu için temaslarda bulunurken, diğer yandan Hac'ca gideceğini ilan etti. Bu sırada ayaklanan Yeniçeriler saraya girip bazı devlet adamlarını öldürdüler. Darbeci subaylarla bir olup, Genç Osman'ı tahtan indirip, Yedikule Zindanları'na hapsettiler. Mustafa'yı ikinci kez tahta çıkardılar. Darbeciler, Genç Osman'ı tekrar başa gelmesini engellemek için Yedikule'de boğarak katlettiler.
* * *
ABDÜLAZİZ'İN HAZİN SONU

Sayıştay, Yargıtay ve Danıştay'ı kuran Abdülaziz'in ölümü hep tartışma konusu oldu. Bu olayı biraz açalım: Önceleri 'Rus dostu' olmakla suçlanan Sadrazam Mahmut Nedim Paşa'yı devirmeye yönelik bir cunta hareketi vardı. Aslında, hedef Padişah Abdülaziz'di. Bu hareketin başını Mithat Paşa çekiyordu. Sultan Abdülaziz'i indirip yerine Şehzade V. Murad'ı getirmek istiyorlardı. Cuntacılar Abdülaziz'in Mahmut Nedim Paşa'yı tekrar Sadrazam yapacağını haber almışlardı. Cunta hemen oklarını Sultan Abdülaziz'e çevirmişti. Köşebaşları ellerinde olunca, bir darbe ile Abdülaziz indirildi. Yerine 5. Murad geçirildi.
KÖŞKTE ÖLÜ BULUNDU
Abdülaziz, darbeden bir hafta sonra Abdülaziz, Feriye Köşkü'nde ölü bulundu. Resmi açıklamaya göre "iki kolunun damarlarını keserek intihar" etmişti. Sultan Murad tahtan erken ayrıldı. Yerine geçen Sultan Abdülhamit, bu olayın üzerine gidip, Abdülaziz'in ölümüyle ilgili soruşturma başlattı. Darbecileri idam ettirdi.
* * *
ŞEHİT DÜŞTÜ
Osmanlı
padişahlarından Sultan 1. Murat, 1362-1389 yıllarında yaşadı. Onun amacı, Balkanlar'da osmanlı'yı söz sahibi yapmaktı. Bunun için seferlere başladı. Kosova Savaşı, 28 Haziran 1389'da Sultan 1. Murat komutasındaki Osmanlı Ordusu ile Sırp komutanı Lazar önderliğinde yapıldı. Osmanlı askeri, Sırplar'ı darmadağın etti. Osmanlılar, bu zaferle Balkanlar'da ilerlemesini sürdürüyordu. Sofya, Niş, Manastır gibi Balkanlar'ın stratejik noktaları alınmıştı. Batı bu ilerlemeyi durdurmak için, din adamlarıyla beraber Haçlı ordusu toplamaya başlamıştı. Osmanlı ordusu ilerlerken, Kosova'da Haçlılar ile karşılaştı. Haçlı ordusu, Sultan Murat Hüdavendigar tarafından bozguna uğratıldı.
EL ÖPME BAHANESİ
Bu savaştan sonra, Osmanlı imparatorluğu Balkanlar'da, yüzyıllar sürecek olan bir hâkimiyet dönemi yaşadı. O'nun sayesinde Balkanlar'daki Türkler, baskıdan ve eziyetten kurtuldu. Savaş sonunda bir Sırp soylusu, Müslüman olmak istediğini belirterek I. Murat'a yaklaştı. Elini öpmek isterken Sultan Murat'ı hançerleyerek şehit etti. Ölümünden sonra "Hüdavendigar" lakabının verildiği Sultan Murat'ın iç organları, şehit edildiği yere gömüldü. Naaşı ise Bursa'ya götürülerek defnedildi. Bunun da etkisiyle I. Kosova Savaşı tarihte Sırp milliyetçiliğinin ilk yeşerdiği ve bugün Sırpların çok önem verdiği bir savaş özelliğindedir.
* * *
YARIN:
* OSMANLI'DA CASUSLUK NASIL VE NE ZAMAN BAŞLADI?
* MUSTAFA KEMAL İLE FEVZİ ÇAKMAK'IN PLANI NEYDİ?
* BİRİNCİ MECLİS'TE YAŞANANLAR!


X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.