TAYFUN ER

TAYFUN ER

Tarihi 7 Kasım 2017

Dönemin Çakır’ı!

İlk Türk hakemi 1880- 1963 yılları arasında yaşamış olan Deniz Subayı Fuat Hüsnü Kayacan'dır.
1907'de oynanan Moda- Kadıköy maçını yöneterek tarihe geçmiştir ki Fuat Hüsnü Bey aynı zamanda ilk Türk futbolcularından olup bazı kaynaklar kendisi için kesin bir ifadeyle ilk futbolcumuz der. İlk kuşak hakemlerin hepsi de eski futbolcudur ve bu da o dönem için olabilecek en doğal şeydir.

HAKEM KAVGASI
O dönemin ruhu için hakemin bir futbol takımının eski oyuncusu olması hatta o kulübün kurucusu, simge ismi olması bile sorun teşkil etmez. O kişinin hakem olduğu zaman taraf tutacağı pek düşünülmez.
Pek dedik çünkü buna uymayan meşhur bir olay vardır. 1934'te oynanan bir Beşiktaş-Fenerbahçe maçına atanan hakeme Fenerbahçe itiraz eder.
O yıl bu üç takım da şampiyonluğa oynamaktadır.
Maça ilk olarak atanan hakem Suphi Bey için Fenerbahçe "İtimadımız yoktur" demiş ve kavga gürültü maçın hakemi son anda değişmiştir.
Bu kez Kasımpaşalı Nuri Bey maça atanır, ama Beşiktaş kesinlikle Nuri Bey'in yöneteceği maça çıkmayacağını söyleyince üçüncü ve son kez Said Bey atanır.



Değişen hakemlere rağmen maçı yine de 1-0 Beşiktaş kazanır.
İtiraz edilen Suphi Bey, Galatasaray Lisesi'nde okumuş, kulüpte atletizm yapmış ve 10 yıl da A takımda sol haf olarak futbol oynamıştır. Futbolculuğu döneminde lakabı da "Kuş Suphi'dir. Daha sonra da Suphi Batur olarak uzun yıllar Galatasaray Başkanlığı ve milletvekiliği yapmıştır.
Kısacası şimdi olduğu kadar değilse de eskiden beri üç büyüklerin maçlarında hakem tartışmaları olmuştur.
Aktif sporculuk sonrası hakem olan eski futbolcular içinde birisi vardır ki aslında modern anlamda, uluslararası kabul görme açısından ilk Türk hakemi odur. Sulhi Garan'dan söz ediyoruz.
Vefa ve Beşiktaş'ta santrafor olarak futbol oynamış, daha sonra ise radyoda maç anlatmış spor yazarlığı yapmış ve asıl olarak da adeta kendini hakemliğe adamıştı. 1960 Roma Olimpiyatları'nda maç yöneterek FIFA kokartını takan ilk Türk hakemdi, Hakem Kulübü'nü kurmuş ve çok sayıda hakeme hocalık yapmıştı. 1962'de henüz 46 yaşındayken bir hakem kursu için gittiği Kıbrıs'tan dönüşünde kalp krizinden vefat etti.

SERT ELEŞTİRİLER
Peki Sulhi Garan o zaman Türk futbol camiasında nasıl bir muamele görüyordu?
El üstünde tutuluyordu sanılmasın, aynı şimdiki gibi çok sert eleştirilere maruz kalıyordu. İşin garibi sadece hakem olarak da değil gazeteci olarak yazdığı 1955'te İtalya'da oynanan ve 1-1 biten Türkiye-İtalya maçında, Türk yan hakemin İtalya'nın iki golünü iptal etmesini eleştirdiği için hakemlik lisansının iptali bile söz konusu olmuştu.


Sulhi Garan

FİFA kokartı taktığı 1960 Roma Olimpiyatları öncesinde de kendisini olimpiyata götürmek istemeyen federasyonun tavrına karşı şahsi başvuru yaptığı için bir yıl boykot cezası almıştı.
Uluslararası bir skandala yol açmamak için bu ceza tebliğ edilmeyerek rafa kaldırıldı.
Sulhi Garan aynı zamanda gazetecilik de yaptığı için Türk hakemliğini destekleme konusunda önemli bir mihenk taşıdır.
Yabancı hakem getirilmesi konusu açıldığı andan itibaren de adeta tek başına aleyhte yayın yapmıştır.