AK Parti tarafından yargıya taşındı. Başbakan Erdoğan, suç duyurusuna ilişkin değerlendirmelerde bulunurken, şu dikkat çekici işaretleri verdi: "Bu olay sıradan bir olay değil. Tüm sözü edilen bu metin içerisinde bulunan başlıklar ile özellikle demokrasiye yönelmiş ve demokrasiyi adeta yok etmeye yönelik bir girişim vardır. Bunun doğruluğu yanlışlığı sahte midir gerçek midir bu araştırılacak.
Ardından faillerle ilgili o süreç başlayacak.
Burada bir hukuk ülkesinde yapmamız gereken nedir? Savcılığı bir suç duyurusuyla devreye sokmaktır. İktidar partisi olarak sessiz kalamazdık. Ama böyle bir girişimde asla da ülkemizde kurumların birbiriyle çatıştırılması değil, böyle bir adımın içerisindeki bireylerin kimler olduğunun bulunması şarttır."
YENİ ANAYASA
Ergenekon davasına rağmen darbe hazırlıkları alışkanlığından vazgeçilmediği, Nisan 2009'da hazırlandığı bilinen son belge ile ortaya çıktı. Son gelinen olaylar dizisi demokrasiyi güçlendirici, demokrasiye karşı kesimlere hareket alanı tanımayacak yeni bir Anayasa'nın bir an önce yapılması zorunluluğunu hissettiriyor. "Bir daha böylesi demokrasiye müdahale çalışmalarının yapılamaması" için siyasetçilere işaretler verilirken, bir siyasi ortamın da oluştuğu gözleniyor.
Gerginlik olmaması için ertelenen, "yeni anayasa" veya "anayasada değişiklik taslakları" üzerinde, yeniden durulmasında bazı gerçekler ortaya çıkıyor. Gelinen bu psikolojik ortam AK Parti iktidarına, gerekli anayasal-yasal mevzuatı değiştirmek için bazı işaretler veriyor.
SİVİLLEŞME ÇABALARI
Son mesele sivil yargının da gündemine girmiş oldu ve bu süreç işlerken, sivilleşme çabalarına ivme kazandırmaya yönelik Türkiye, yeni zeminler kazanacaktır.
ÜÇÜNCÜ İDDİANAME
Son belgenin sahici ya da sahte olması tartışması, meselenin asıl boyutunu dikkatlerden kaçırmaya hizmet etmemeli. İşin "asıl" boyutu, devam eden Ergenekon davası ve soruşturmasıdır. "Ergenekon üçüncü iddianamesi" hazırlanıyor. Bu dava ile birlikte Türkiye'nin ilk defa darbe plan ve girişimleri yargılanacaktır. Son belge üzerine yapılan tartışmaların altında, bu olayların arkasında, "üçüncü iddianame" sancıları olabilir mi? "Üçüncü iddianame ve açıklanacak belgelerle" çok vahim birtakım iddialar ortaya çıkacağı tahmin ediliyor. "Ergenekonun gövdesine doğru gidiliyor", bundan dolayı da Ergenekon içerisinde çok üst düzeyde bulunan bir takım kişiler de büyük rahatsızlığa kapılmış olabilir mi?