Ahşap evlerin pencerelerinden bakan eski zaman insanlarının bir merhameti vardı. Gözleri de ahşap kokuluydu, suyu hemen çekerdi.
Ama kendi ömürlerinden ziyade mahalledeki çocuklara göz kulak olurlardı.
Terleyen çocukların tülbentleri!
***
Yere vurdukları bastonlar, her adım atışlarında toprağın kapısını çalmak gibiydi.
Tabiata "uslu durun" uyarısı!
"Depremde çocuklarımın, torunlarımın canını yakmayın!" ricası.
***
Hep az kazandılar, çok çalıştılar.
Torunlarına bir bisiklet alabilmek için, ömürlerinden kaç yıl harcadıklarını tahmin edemezsiniz.
Yoksul komşuların reçetelerinden bile haberleri olurdu da, kimseye incitmeden o ilaçları alır getirirlerdi.
Sır vermeyen denizler gibi.
Sadece Allah aşkına, insanlık aşkına.
***
Geceleri bir tambur sesi, geceleri buruk hayat hikayesi onları ağlatırdı.
Birbirlerine yaslanırlardı en umutsuz anlarında.
Her biri göç eden kuşların marşlarını dinlerdi yaz sonlarında!
Kendi göçlerine hazırlık niyetine!
***
Hayatını çocuklara ve gençlere adayan böyle yaşlı insanlar yok artık.
Onlar yüreğimizi titreten unutulmaz şarkılar gibi hatıralarda kaldılar.
"Dünya insanı" olarak!
***
Şimdi 3 kişi bir olup protez kol kullanan engelli vatandaşı öldüresiye dövenlere de insan diyorlar.
Otomobiliyle görme engelli vatandaşa çarptıktan sonra, "kör müsün!" diye bağıran, ardından aynası kırıldığı için görme engelli insanın yüzüne biber gazı sıkanlara da.
Şimdiki zamanın kötü insanlarını saymakla bitiremeyiz.
Hepsinin öznesi para! O yüzden en çok "Mazi Kalbimde Yara" filmini severim.
***
Sarıları giymektir sonbahar.
Yaprakların kuruması da kendilerinden sonra gelenlere hayat vermenin sembolüdür. O son kuşlar gittikten sonradır, çocukların ve kadınların bu denli katledilmesi.
***
Şimdiki zaman üçüncü perde.
5 yaşındaki kız çocuğuna bakabilmek için ayakkabı boyacılığı yapan kadın, gece yatmadan önce kızıyla iyilik ve kötülük konulu sohbet ediyordu.
Karnını doyurmadan uykuya dalmaya çalışan kız çocuğu annesine sordu.
"Neden kimse kapımızı çalmıyor anne?" Anne gözlerini duvara çevirip cevap verdi."Bizim kimsemiz yok kızım!" H H H
Çünkü yaprak gibi dökülmek de herkesin harcı değil artık.
Dünya insanı olmak da!
MERAK EDİYORUM!
Hayvanlara eziyet edene hapis cezası geliyormuş. Bunlar güzel anonslar. Ama çocuklara tecavüz edenlerin bile bir kravatla ceza indirimi aldığı bir ülkede, hayvana eziyet edenlerin cezası ne olur?
En çok onu merak ediyorum.
Çünkü emniyet şeritlerini kullananlar da ceza ödüyor ama hala ırzına geçiyorlar kuralların.
MUTLULUK TAKVİMİ
Kusurlarını söyleyecek dostlar edin.
Bugün kablosuz hayatı dene.
Spor ayakkabı giy.
Gönüllü kan ver.
Taşına toprağına
Kimler ekti nefreti
Gururla dağlarına
Biz yazmıştık hasreti
Nasıl da harap ettik
Bolluğu bereketi
Cehenneme çevirdik
Bu güzelim cenneti
Kapattık kapılara
Sevgilere daveti
Yüreklerden sildirdik
O eski merhameti
Ah benim memleketim
Acılar memleketi
Hakkı YALÇIN
