Tarihi 27 Temmuz 2017

Deprem ve çocuk

Çok bilen uzmanlara göre İstanbul'a deprem 2045 yılında gelecekmiş.
Yani diyorlar ki, "Bakın keyfinize!" Televizyon dizilerinin başında kendinizden geçin.
Trafikte çektiğiniz eziyetin, deprem halinde nasıl bir şölene dönüşeceğini hesaba katmanıza gerek yok.
Şimdilik bir bardak su için korkularınızın üstüne!
2045'e kadar vur patlasın çal oynasın!

***
İnsanların korkunun çemberinde yaşamasından yana değiliz elbet.
Ama kuşkuyu iliklemek de bir tedbirdir.
Hele deprem son anonslarını verirken!

***
Hayat bize şükranlarını sunarken bizler aynı cömertliği gösterdik mi?
Evlerimizin altında yürüyen ağaç kökleri kaldı mı? Yağmuru emecek kaç metrekare toprak parçanız var, evinizin çevresinde?
Ve televizyon denen popülerlik meydanı en cahil insanları bile "bilgi sahibiymiş gibi" yuttururken kime inanacağız?
Dün zehirli saydıkları yiyecekleri bile şimdiki zamanda "en değerli besinler" olarak soframıza sunanları gördükten sonra kime güveneceğiz?

***
Sokakta aşkına mendil açan bir şarkıcıya "Deprem nerede?" diye sordum.
"Bir ülkede insanlar yere düşeni kaldırmak yerine, 'bana ne canım, başımı belaya mı sokacağım' diyorsa. O ülkede sadece toprağın altında değil, üstünde de deprem vardır" diye karşılık verirken bana hayat adamlığını da gösterdi.
Depremi sadece çatırdayan toprak gibi görmekle, ekranlarda şov yapan bilim adamlığı arasında yakınlık olmadığını da.

***
Çöpleri karıştırdım.
1999 depreminden sonra birkaç yıl içinde deprem beklendiğini söyleyen bilim adamları vardı. Onlar popüler olmanın keyfini çıkardı, birçokları ucuza kapattıkları evlerde oturuyorlar belki.
Deprem çığırtkanlarını nasıl sevmediysek, bizleri boş vermişliğe itenleri de sevmiyoruz.

***
Hayattaki tek dileğim, çocuklara bir şey olmasın. Hala eskilerden kalan sadık okuyucularım varsa bilirler.
1999 depreminde ölen bir kız çocuğuyla 14 yıl mektuplaştım.
O kız çocuğunun Cennet'inde geride bıraktığı insanlara duyduğu özlem kadar, çocuklara bu dünyayı dar eden büyüklere sitem de çoktu.
O mektupları; kaybettiğimiz insanların bir yerlerde bizleri duyuyor ve izliyor olma duygusunu yansıtmak adına yazdım.
Ve üstlerindeki erken ölümleri silkeleyen bütün cennet çocukları adına.

***
Yarın sabah gelecekmiş gibi depreme hazırlıklı olmayı bıraktığımız içindir ki.
En çok çocuklar adına korkuyorum.

Gerçek sanat
Tiyatrolar ülkenin aynasıdır.
Gerçek sanatın aynası olan tiyatrolar kendine göre izleyici buluyor ama genelde orta yaşın üzeri izleyiciler.
Gençlerin çoğu televizyon dizilerini ve küfür kıyamet yerli filmleri tercih ediyor.
Ya da internet başında kolay yoldan sanat takibini.
Bir tiyatroya gittiğim zaman genç insanları görünce, ışığı farklı birini görmüş oluyorum. "Gerçek sanatın bekçiliğini sürdürecek birileri de varmış" diyerek.

Mutluluk Takvimi
Doğru zamanda doğru yerde ol.
Geniş boyunlu tişört giy.
Kitap reyonunu gez.

Dudak payı bırakmaz
Bu suskun elvedalar
Şehrin duvarlarına
Yumruk atasın gelir

İki ayrı yolcunun
Bilet alması gibi
Çıkarıp yüreğini
Söküp atasın gelir

O dakika saparsın
Ayrılık sokağına
Simsiyah şarkılarda
Şehri yakasın gelir

Hakkı YALÇIN