Tarihi 28 Aralık 2009

Okullara çifte standart

Özel eğitim kurumlarının 'işyeri açma ruhsatı'nın Milli Eğitim'den alınıp belediyelere devredilmesi büyük itirazlara neden olmuştu. Ankara Barosu bu şikayetlere tercüman olarak Danıştay'a dava açmış ama uygulamayı iyileştirecek bir sonuç çıkmamıştı.
Sonuçta bugün itibariyle 3572 sayılı yasanın 2. maddesi dışında kalan işyerlerinin belediyelerden ruhsat alma zorunluluğu var.
Üstelik yasa geriye yönelik daha önce başka makamlardan alınan ruhsatlar, belediyelerden tekrar alma zorunluluğunu ortadan kaldırmıyor.

***

Özel Eğitim Kurumları zaten var olan sorunlarıyla cebelleşirken, şimdi yeni bir mağduriyetle karşı karşıyalar.
Belediyeler ruhsat için metrekare hesabı ile harç alacak. Bu miktar eğlence ve benzeri yerlerle eşit olacak. Yani eğitim kurumları eğlence yerleriyle eşit tutulacak.
Daha önce açılırken ödemiş olmalarına rağmen, belediyelerin belirleyeceği miktarda tekrar harç ödeyecekler.
Ayrıca, 2005 yılından önce kurulan kurumlar, yine daha önce almış olmalarına rağmen, tekrar bayındırlık il müdürlüklerinden sağlamlık raporu almak zorundalar. 2007 yılının 12. ayından önce kurulmuş olanlara da tekrar itfaiye raporu alma zorunluluğu getiriliyor.
Bu işlemleri yapmayan kurumlara kapatmaya varan cezalar uygulanacak.

***

Bir kere şunun altını çizmek gerekir, özel öğretim kurumları zaten baştan beri bu aşamalardan geçerek açılıyor. Fiziksel açıdan ülkemizin tartışmasız en iyi okullarıdır.
1999 depreminden sonra oluşan hassasiyet ortamında hepsi tekrar çek edildi. Her şeyden önce veliler böyle bir beklenti içerisine girdi. Okul yönetimleri de buna cevap vermek zorunda kaldı. İstisna olabilir mi bilemem, tamamı depreme dayanıklılık raporuna sahiptir.
Eksikleri olan varsa bunlar tespit edilsin. Tamamlama zorunluluğu getirilsin. Niçin her şeyi tamam olan bütün okullara aynı mecburiyet getiriliyor. Bu külfet niçin?
Daha önce bu raporları verenler aynı devletin kurumu değil mi? Niçin bu raporlar geçersiz sayılıyor.
Hem bugüne kadar özel eğitim kurumları güvensiz eğitim mi yaptı?

***

Madem devletimiz öğrencilerin daha güvenli eğitim yapmalarını istiyor. Eski raporlardan kuşkusu var. O halde devlet okullarında niçin aynı duyarlılık yok? Sağlamlık raporu istense, devlet okullarının önemli bir kısmı sınıfta kalır. Burada okuyanların canı can değil mi?
Devletin imkanı yok, özel kurumların imkanı var, zihniyetiyle hareket ediliyorsa çok büyük haksızlıktır.
Bu ekonomik kriz ortamında devletten destek bekleyen özel eğitim kurumları, gereksiz maddi ve bürokratik külfetle adeta cezalandırılıyor.

***

Elbette eğitimde yerel yönetimin daha çok rolü olmalı. Ama önce yeterli alt yapı oluşturulmalıdır.
Sorarım, sağlık, itfaiye, bayındırlık, ilkokul müfettişliği ve milli eğitim incelemesi gibi görevleri belediyelerin yürütmesi için yeterli personeli var mı?
MEB yetkilileri bu sıkıntıları iyi biliyor ama konu İçişleri Bakanlığı'nın yetkisine geçti.
Umarız bu Bakanlığın yetkilileri, kaş yapalım derken göz çıkarılmasına izin vermez.