Mesela eğitimle, ülke ekonomisi arasında paralellik olduğu söylenir. Ama dünyanın 16.büyük ekonomisine sahip olan ülkemizin eğitimi, aynı seviyelerde değildir. Çünkü ekonomimiz tam olarak eğitimsel birikime dayanmıyor. Galiba biraz miras yiyoruz.
Böyle olmasaydı, dünyada ilk 16'larda üniversitelerimiz olması gerekirdi. İlk 500'de bile yok.
Uluslar arası PISA sınavlarında da durum böyle. OECD sıralamasında maalesef sonlardayız.
72 milyonuz, dünya çapında kaç sanatçımız var? Takım ve akıl sporlarında da istikrarlı bir başarımız olamıyor.
Niçin hep marka değil de, emek satma peşindeyiz.
Birbirimize tahammül edemiyoruz. Ayrıştırıyoruz. Düşmanlar icat ediyoruz, neden?
Bunlar uzar. Ama hepsinin ortak bir yanıtı vardır:
Eğitim sistemimiz. Daha doğrusu bir türlü düzeltemediğimiz sistemsizliğimiz.
Hala eğitimin ilk basamağı olan 'ezberci' eğitimde çakılıp kaldık. Bir türlü 'yorumcu' ve 'analitik' basamaklara tırmanamıyoruz. Dolayısıyla zihinsel değişimi de gerçekleştiremiyoruz.
Gerçi MEB, 2005 yılında bunun radikal adımlarını atarak müfredat değişikliğine gitti. Sorgulamaya, yorumlamaya ve öğrenilenleri yaşamla ilişkilendirmeye dayanan kontraktivist yaklaşımı uygulamaya soktu. Çok doğru bir karardı. Ama uygulanamadı.
Çünkü önce öğretmeni bu anlayışa hazır hale getirmek gerekiyordu. Bunun devlet imkanlarıyla hiç de kolay olmadığı görüldü.
İşte Öğretmen Akademisi Vakfı bu misyona talip. Garanti Bankası ve MEB işbirliğiyle kurulan vakıf, öğretmenin kişisel ve mesleki gelişimini destekliyor.
Çünkü, öğretmen daha çağdaş, olmalı. Daha demokrat, üretken, hoşgörülü, özgüvenli, kendini sürekli yenileyen ve eleştirilere açık olmalı. Ancak bu şekilde öğrenmeyi temel gereksinim gören nesiller yetiştirebiliriz.
Başta Garanti Bankası yetkililerini ve katkı sağlayan herkesi kutlamak gerekir. Eğitime entelektüel bir katkı sağlıyorlar. Bu girişim,okul yapmaktan daha önemlidir.İlköğretimde okullaşma yüzde 98'e ulaştı.Ortaöğretimde de oran fena değil.Artık eğitimde kaliteyi yükseltmeye ağırlık verilmeli.
Garanti Bankası, ÖRAV'a 5 yılda 15 milyon TL. yardım yapacak. 100 bin öğretmenin eğitilmesi hedefleniyor. Eğitim, il ve ilçe milli eğitim müdürlükleriyle işbirliği halinde, katılımcı okullarda yapılıyor. İlköğretimde görev yapan tüm yönetici, öğretmen ve müfettişler katılabiliyor.
Mutlaka kendini çok iyi eğiten, geliştiren öğretmenlerimiz var. Ama maalesef bu olanağı bulamayanlar da bir hayli çok. Sadece 100 bini değil, bütün öğretmenlerimizin bilgilerini geliştirme ve yenileme fırsatı sağlamak için bu vakfı desteklemeliyiz.
Elbette okul yaptırmak onurlu bir davranış. Bana göre öğretmen eğitimine katkı sağlamak çok daha önemli.
Ben çocuklarımın kumbarasındaki parayı bağışlayarak yatırım yapacağım. İlerde onlara fazlasıyla geri döneceği için.
