Tarihi 8 Aralık 2009

Cito ve eğitimin kalitesizliği

Sıralamadan ziyade 'belirleme' amacı güden SBS, bütün uyarılara rağmen yine de 'OKS'nin yerine konan sınav' algısını aşamadı. Böyle olunca da asıl amacının dışına çıktı. Aileleri ve öğrencileri sınav gerginliğinden kurtarması amaçlanırken, bu kez stres üç yıla yayıldı.
Önceden Anadolu ve Fen Liseleri sınavlarına 7. sınıftan itibaren hazırlanılıyordu. Şimdi 5.sınıftan itibaren.
Bu sınav endeksi, eğitimin kalitesini daha da düşürüyor. Nitekim ülkemizde eğitimin kalitesini artırmaya yönelik bilimsel çalışmalar yapan Cito'nun 2009 araştırma verileri de bunu doğrular nitelikte.
***

Türkiye genelinde 21 ilde, 62 bin ilköğretim öğrencisine uygulanan sistemin sonucuna göre, okul dışında verilen kursların ve ödevlerin eğitime hiçbir katkısı yok. Yani dershanelerdeki sınavlara hazırlık öğretiminin, eğitime katkısı olmadığı tespit edilmiş.
Bunun gerekçesi şöyle belirtiliyor:
"Öğrencilerin kendilerine güven duygularıyla, akademik başarıları arasında önemli ilişkiler var. Sınıf seviyesi yükseldikçe kendine güven azalıyor."
Niçin?
Çünkü ülkemizde öğrenciler notla ve sınav başarılarıyla değerlendiriliyor. Maalesef sistem de bu durumu destekliyor. 12 yıllık eğitim süresinin en az 4-5 yılında hayati sınavlar var. Bunun telaşı da doğal olarak, eğitim süresinin tamamını etkiliyor. Sonuçta başarısız olan öğrenci, bunu bir kişilik değeri olarak algılıyor. Aile ve okul çevresi de bunu destekliyor.
Bu koşuldaki öğrencinin kendine güveninden söz etmek mümkün olabilir mi? Üst sınıflara geldikçe, yani sınavlar yaklaştıkça güvensizlik daha da artıyor.
***

Raporda, sınav endeksli bu ezberci eğitimin, yaşamdan ne kadar kopuk olduğu da gözler önüne sergileniyor.
Türkçe 'okuduğunu anlama' başarısı devlet okulu 6.sınıfta yüzde 4, Yedinci sınıflarda ise yüzde 2. Matematik ve Fen teknoloji alanında aynı sınıflarda en üst düzeye çıkma başarısı gösteren öğrenci maalesef yok.
Burada özel okul öğrencilerinin yüzde 20 ila 40 arasında başarı elde ettiklerini belirtmeliyim.
Yani öğrencilerimiz, MEB öğretim programında yer alan zihinsel becerileri edinmekte çok geriler. Dersleri yaşamla ilişkilendiremiyorlar.
***

Önceliğimiz ne olmalıdır?
Her zaman vurguluyorum, SBS gerekli bir sistemdir. Ancak doğru algılanmalıdır. 6. 7. ve 8. sınıflarda yapılan bu sınavlar, öğrenciyi sıralayıp bir liseye girebilir veya giremez misyonundan kurtarılmalıdır.
Çünkü OKS gibi değildir. Soruların tarzı farklıdır, ucu açıktır. Öğrencinin, sınıfın, okulun neyi ne kadar öğrendiğini belirler. Bunlar telafiye yönelik tespitlerdir. Öğrencinin değil, okulun öğretmenin başarısını belirler.
MEB okula, öğretmene ücret veriyor. Bu paralarla nelerin nasıl yapıldığını ilk kez SBS ile takip etme şansını buldu.
Ama iki yıldır görülüyor ki, SBS doğru anlaşılamadı.Önceki sınavlarla karıştırıldığı için verilerinden yeterince yararlanılmıyor.
Bu yüzden, Anadolu ve Fen liselerine girişte SBS'nin etkisi ortadan kaldırılmalıdır.Eğitimde kaliteyi artırmak için, sadece ölçme-değerlendirme amaçlı olmalıdır.