Tarihi 23 Kasım 2009

Onuru için gururdan geçenler

Öğretmen olmak çocuklar için yaşamak, demektir. Kendi hayatının nasıl geçtiğinin farkına varmadan... Daha 5-6 yaşında alırsınız çocuğu. Büyütürsünüz, eğitirsiniz. Anaokulu, ilköğretim, lise ve daha yükseği. Gün gelir, artık gönderirsiniz. Arkasından bakarken gidenin, size sarıldığını hissedersiniz küçücük yeni bir elin. Gidenin hüznünü yaşayamadan gelenin heyecanı sarar içinizi. Ve tekrar baştan. Yeniden yaşarsın öncekileri, bu kez başkalarıyla. Hep farklı heyecanlarla. Gelirler, giderler. Sen hep oradasın, aynısın. Bir gün eski bir öğrencinle karşılaşırsın. Üniversiteyi bitirmiş. Önce gurur duyarsın. Sonra ne kadar büyümüş olduğunu fark edersin. Ve zamanın ne kadar çabuk geçtiğini. Senin de bu geçen zaman içerisinde olduğunu hatırlarsın. O an telaşla yüzündeki çizgileri fark edersin. Saçının ak düşmüşlüğünü... Ya da kelini. Yaşlanmışsınız. Yıllar, o miniklere bir şeyler verirken, sizden de alıp götürmüştür. Bir ömrü başkaları için tüketmektir öğretmenlik. Hiç bir karşılık beklemeden. Sadece bir gurur, bir onur için.

***

Maalesef ülkemizde, layık oldukları onurlu bir yaşamı pek veremiyoruz onlara. 'Her şeyin başı eğitim' diyoruz. 'Eğitim çok önemli' diyoruz. Ama eğitimi veren öğretmenlerimize uygar çalışma koşulları sağlayamıyoruz. OECD, bizim de aralarında olduğumuz, dünyanın 30 önemli ülkesinin katılımıyla oluşur. Bu kurumun yaptığı araştırmalar, kimin ne kadar insanca yaşayabildiğini ortaya koyar. Eğitimle ilgili raporlarda ülkemizin hep son sıralarda yer aldığı artık biliniyor. Maalesef öğretmenin çalışma koşullarıyla ilgili raporlarda da çok kötü durumdayız. İşte 2009'un bazı verileri: Öğretmenimiz yılda 1832 saat çalışıyor. Bu rakam OECD ortalamasından 180 saat daha fazla. İlköğretimde öğretmen başına düşen öğrenci sayısı bizde 26. Diğer ülkelerin ortalaması ise 16. İlköğretim öğretmeni bizde 14,063-dolar yıllık gelirle işe başlıyor. OECD ülkeleri ortalaması 28,687 dolar. Bu ücret Almanya'da 43,387 dolar.

***

Bu rakamlar bizim öğretmenimizin aleyhine uzar gider. Burada diyeceğim şudur: Almanya eğitim problemini halletmiş bir ülkedir. Okula gitmişlik ortalaması 13 yıldır. Orada öğretmenin işi kolay. Kültürlü topluma ders veriyor. Buna rağmen de en yüksek ücreti alıyor. Bizde ise durum tam tersine. Cehalet diz boyu. Okula gitmişlik ortalaması ancak 5 yıl. Öğretmenimizin işi herkesten zor. Diğer yandan da, bu toplumu eğitip, Almanya ile rekabet eder hale getirme hedefi var. Geriden geldiği için, çalışma koşulları Alman öğretmenlerden çok daha iyi olması gerekmez mi? Ama bizim sunduğumuz koşullar, maalesef Almanların ancak üçte biri kadar. Dolayısıyla benim öğretmenim ek iş yapmak zorunda. Limon satmak, boya yapmak...
Onuru için gururundan vazgeçerek.
Bütün öğretmenlerimizin gününü saygı ve şükranla kutluyorum.