TÜRKİYE'DE iki gündem var. Birincisi hakiki gündem. Diğeri ise muhalefetin yalan ve çarpıtma gündemi.
Türkiye'nin hakiki gündemi gayet yoğun ve önemli. Mesela emekli amirallerin yayınladığı darbe bildirisi var gündemde.
CHP'li belediyelerde ve CHP teşkilatlarındaki çarpık ilişkiler, yolsuzluklar, taciz ve tecavüz vakaları var. Adı sapkın eşcinsel ilişkiye karıştığı için partisinden istifa eden milletvekili var.
CHP genel başkanının 136 gündür sessiz kaldığı parti içi tecavüzler var. CHP'li Maltepe Belediye Başkanı'nın alkollü araç kullanırken yaptığı kaza var. Malum belediye başkanı önce kazayı ben yapmadım demişti, sonra da suçunu itiraf etmek zorunda kaldı. İBB'de özellikle Cuma saatine konulan eşcinsellik eğitimleri var. Tuna- 1 doğalgaz rezerv sahasını keşfeden Fatih Sondaj gemisinin yeni sondaj çalışmalarına başlaması var.
Kimisi yüzümüzü kızartan kimisi de göğsümüzü kabartan bu başlıkların hiçbirisi muhalefetin gündeminde yok.
Onlar kriz, kaos ve çarpıtma peşinde. Mesela emekli amirallerin darbe bildirisini ifade özgürlüğü olarak nasıl çarpıtabiliriz derdine düşmüşler.
Amasız, fakatsız "bu olacak iş değil, demokrasiye bir tehdit" diyemiyorlar. Bizim yüzümüz CHP'nin parti içi taciz ve tecavüzlerinden kızarıyor ama onlar görmemezlikten, duymamazlıktan geliyor.
Cumhurbaşkanı'mız tarafından kabul edilen AB heyetinin üyelerinin kendi aralarında yaşadığı koltuk krizini bile bir diplomatik kriz olarak sunup Türkiye'ye fatura etme derdindeler. Açın bakın Avrupa gazetelerini. Hepsi yaşanan krizin AB içerisindeki bir anlaşmazlıktan kaynaklandığını yazıyor. Ama muhalefet sözcüleri yine Türkiye'yi hatalı çıkartma derdindeler.
Yalana, kaosa, krize dayanan bir gündem çarpıtma çabası bu. Bir de hiçbir şey olmamış gibi memleketin asıl gündemi ekonomi diye üste çıkmaya çalışıyorlar.
Sanki vatandaşın ekonomik meselelerini dile getirdiler de AK Parti veya Cumhurbaşkanı engel oldu. Çarpıtmak çarpıtamadıklarında da "gerçek gündem bu değil" demekten başka çabaları yok.
Muhalefetin tabanının radikal kesimleri bu işten memnun. Nefretleri daha fazla artıyor, öfkeleri yükseliyor.
Yalan, çarpıtma, kriz ve kaos yapana bedava nasılsa; daha sonra faturayı tüm ülke ödemiş kimin umurunda!